Çiğ süt üreticileri uzun bir süreden beri artan yem fiyatları ve diğer girdilerdeki maliyet artışı nedeniyle zarar ediyor, süt ineklerini kesime göndermek zorunda kalıyordu.

Fransız peynir devi, Çorlu’da çok sayıda Türk işçiyi sebepsiz yere kovdu. ‘Gülen inek’ sloganıyla Türkiye’de üretim yapan ‘La Vache qui rit’ haklarını arayan işçilere acımadı. Yıllardır zam da alamayan işçilerin eylemi sürerken çoğu koronavirüse yakalandı.

Çiğ süt üreticisi, 12 yıl aradan sonra yine yoğun olarak süt ineklerini kesiyor. Yem fiyatının son 11 ayda yaklaşık yüzde 50 oranında artmasına rağmen, çiğ süt fiyatının 11 aydır hiç artmaması üreticiyi çaresiz bıraktı.

Türkiye İstatistik Kurumu´nun (TÜİK) Süt ve Süt Ürünleri Üretimi verilerine göre, Ocak ayında ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü yağ oranı ortalama yüzde 3.5, protein oranı ise ortalama yüzde 3.2 olarak belirlendi.

Üreticinin 2 TL olarak fiyat beklediği çiğ sütün bedeli 1,70 TL olarak belirlendi. Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Sencer Solakoğlu, ‘Sütten para kazanmadığımız için ineklerimizi yavaş yavaş kesmeye başlamak zorundayız’ dedi.

Türkiye genelinde toplanan inek sütü miktarı, şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 15,2 artarak 809 bin 327 tona ulaştı.

Son on gün içinde küresel düzeyde yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeler, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı olağan dışı bir döneme girilmiş olabileceğini düşündürüyor.

İşçi olmak, alın teriyle para kazanmak eve ekmek götürmek ne zor bu ülkede. İş kazalarıyla ölümün kıygındasınız, fazla mesai yaparsınız ücretini alamazsınız, taşeronda köleleşirsiniz, düşük ücretle sefalet çekersiniz, her an kapı önüne konma korkusu yüreğinizi boğar, 1 Mayıs´ı kutlamanız bile çok görülür.

Muğla Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının ve TKİ Güney Ege Linyitleri İşletmesi Müessesesi´nin (Yatağan) işçileri önce Türk bayraklarıyla Sodra Dağı´na çıktılar, ardmdan Ankara´da Meclis´in kapısına dayandılar. 25 Kasım 2013 gecesi de Muğla´nın Milas ilçesinde barikatları aşa aşa eylem yaptılar.

Geçenlerde bir gün, konuyla ilgili yasa değişikliği çalışmaları hakkında basına açıklama yapan ilgili bakanın banka ücretleri ile ilgili olarak “Bankalarla pazarlık yapıyoruz” mealinde sözleri kulağıma çalınmıştı.

Mal veya hizmetin satıcısı, yüklendiği edimi yerine getirmenin gereği olan her bir hareket ve işlemi atomize edip ayrı ayrı hizmetlermiş gibi, fazladan her biri için haksız bedeller fatura etmektedir. Sözleşmenin egemeni, avını gırtlağından yakalamış, istediği kadar koparacaktır.

Kamu borçları ile savaş ekonomisi arasında çok yakın ve doğrudan ilişki bulunmaktadır…