Ramazan ayına cep yakan zamlarla girdik. Bir yılda, pirinç yüzde 303 patates yüzde 297, zeytinyağı yüzde 169, et ise yüzde 154 zamlandı.

Türkiye’yi gıda enflasyonunda zirveye taşıyan tarımsal girdi fiyatları 48 aydır aralıksız yükseliyor. Maliyet artışları çiftçinin üretimden kopmasına, gıda fiyatlarının artması ise sofraların küçülmesine neden oluyor.

Dünyada her yıl 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşanıyor, 11 bin kişi hayatını kaybediyor. Endüstriyel tarımda kullanılan pestisitler, anne karnındaki bebekler ve çocuklar olmak üzere, insan sağlığını tehdit ediyor.

Ağustosta markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 45,9 ile kuru üzüm oldu. Kuru üzümdeki fiyat artışını yüzde 37,3 ile maydanoz, yüzde 27 ile yeşil fasulye, yüzde 24,6 ile kuru kayısı takip etti.

Enflasyonun git gide arttığı Türkiye’de tarla ile pazar ve market arasında fiyat makası da açıldı. Bursa’da üreticiden 5 liraya çıkan biber, pazar ve marketlerde 35-40 liradan satılırken üreticiler duruma isyan etti.

Türkiye’deki evsel gıda atığı yılda tahmini 7.7 milyon tonu aşıyor.

Yüksek enflasyon, vatandaşın sofrasını günden güne eritiyor.

Hazine Bakanı Nureddin Nebati’nin eleştirenleri ‘kötü niyetli” ilan ettiği kur korumalı mevduat her bireyin cebinden 829 lira, dört kişilik her aileden ise 3 bin 316 lira almış oldu.

Gıdaya erişimde yaşanan sorunlar giderek büyürken dünya genelinde tarladan sofraya kadar olan kayıp miktarı 18 milyon tona denk geliyor.

Bayramın birinci ve ikinci günü en çok o fotoğraf dikkat çekti.

Asgari ücret yükseldi ama enflasyonla birlikte alım gücü düştü, bayramın tadı kaçtı.

TÜİK verilerine göre, Mart’ta; yumurtaya yüzde 63, tavuk etine yüzde 44, Ayçiçek yağına yüzde 59, mercimeğe yüzde 44, domates ve ekmeğe ise en az yüzde 20 oranında yapılan zam, vatandaşın sofradaki lokmasını azalttı.