Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
30 Mart 2015
‘TÜRK TİPİ’ BAŞKANLIĞIN EKONOMİ POLİTİĞİ

İç Güvenlik Kanununun Meclisten geçmesiyle beraber fiilen uygulanmakta olan dikta rejimi yasal güvenceye de kavuşmuş bulunuyor. Geriye sadece yeni rejimin adını koymak kaldı ki; bunun için de anayasayı değiştirecek 400 vekile ihtiyaç var.

‘TÜRK TİPİ’ BAŞKANLIĞIN EKONOMİ POLİTİĞİ

İç Güvenlik Kanununun Meclisten geçmesiyle beraber fiilen uygulanmakta olan dikta rejimi yasal güvenceye de kavuşmuş bulunuyor. Geriye sadece yeni rejimin adını koymak kaldı ki; bunun için de anayasayı değiştirecek 400 vekile ihtiyaç var. 

 
Erdoğan’ın 400 vekil istemesinin mevcut durumda Anayasanın tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu tartışmaları ise akla ziyan bir aşamaya ulaşmış durumda. AKP’nin kimi “hukukçu” milletvekili aday adayı “Bu talebin muhatabı millettir. Konu Cumhurbaşkanımızla millet arasında olduğu için bir Anayasa ihlalinden söz edilemez” derken, durumun Anayasaya aykırı olduğunu söyleyen kimi “aydın” ise “Bu aykırılığı gidermenin yolu Anayasayı değiştirmektir” diyor.
 
Türkiye, bugün, ortalama bir burjuva demokrasisinin bile gerisine düşmüş durumda. 12 Eylül’den bu yana aynı darbe Anayasasının yürürlükte olduğunu düşünürsek, AKP’nin diğer burjuva iktidarlarından en büyük farkı da bu. 12 Eylül’ün ruhuna, kurumlarına hatta doğrudan düzenlemelerine sahip çıkması yanında bu despotizmden aldığı güçle onu yeni bir aşamaya taşıması.
 
Erdoğan’ın ‘Türk tipi’ başkanlığın sınıfsal niteliğini tüm açıklığı ile ortaya koyan ‘anonim şirket’ hülyasının hemen ardından burjuvaziden gelen yanıt, aradaki pürüzlerin sınıf temelinde nasıl da kolaylıkla aşılabildiğini bir kez daha görebilmemiz açısından son derece çarpıcı. Bülent Eczacıbaşı’nın, sermaye güvenliğinin sağlanması halinde rejimin adının önemsiz olduğu yolundaki açıklamaları; TÜSİAD sermayesinin reform, denge, denetim gibi çıkışlarının özünü deşifre etmek yanında toplumsal çatışmanın gerçek ekseninin de bir kez daha altını çiziyor. 12 Eylül rejiminin daha otoriter bir üst aşamaya taşınması da, tıpkı darbe zamanında olduğu gibi, yine burjuvazinin desteği ve aldığı teminatlar doğrultusunda gerçekleşiyor.
Burjuvazi sınıfsal güvenceler karşılığında yeni rejime yeşil ışık yakmış yakmasına ama tıpkı Erdoğan gibi onun da beklemeye tahammülü yok. Başta kıdem tazminatı olmak üzere işçilerin kazanılmış tüm hakları derhal gasbedilsin istiyor. Nasıl ki, burjuva hukuku artık Erdoğan’a dar geliyorsa patronlar da kendilerini mevcut düzenlemelerle bile sınırlandırmak istemiyor. Yaratılan fiili durumdan kendi paylarına düşeni arttırmaya çalışıyorlar. 
 
Sendikal fesihlerin çalışma yaşamının “doğal” bir unsuru haline dönüşmesi de, grev yasaklamanın bir Bakanlar Kurulu “rutini” haline gelmesi de bu yüzden. İleri yargı ise kimi zaman, daha önce verdiği kararlarla çelişmek pahasına, bunun yasal kılıfını oluşturuyor ya da yasaklanan metal grevinde olduğu gibi karar vermeyerek fiili duruma yol vermeye çalışıyor.  
 
Bu bağlamda Antalya Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO) Başkanı’nın ortaya koyduğu yaklaşım ise ibret verici. Hükümet kıdem tazminatı konusundaki düzenlemeleri henüz yapmamış olduğu için işçilerin kıdem tazminatlarını talep ettiklerini bu yüzden de patronların ciddi bir “mobbing” baskısıyla yüz yüze olduklarını açıkladı. Ayrıca patronların mağduriyeti(!) bu kadarla da sınırlı sanmayın. Bir de fazla mesai yapan işçiler var ki, onlar da fazla mesai ücreti istiyorlarmış. İnanabiliyor musunuz!
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.