19 Nisan 2015
CELLADINA AŞIK İŞÇİLER
Sermaye karşısında zayıf olan işçi toplumsal banş adına korunmak zorundadır. Bunun için iş Yasaları, İş Mahkemeleri vardır.
Sermaye karşısında zayıf olan işçi toplumsal barış adına korunmak zorundadır. Bunun için iş Yasaları, İş Mahkemeleri vardır. Emeği koruma çabalan siyasal ortamın ürünüdür. Eğer emek dostu bir iktidar varsa emek o iktidarın gücünden payına düşeni bir hak olarak alabilecek eğer iktidar sermaye dostu ise emekçiler değil sermaye sahipleri korunacaktır.
Emekçiler her ülkede sayıca çok büyük bir toplumsal kesimi oluşturur ve bir anlamda siyasal ortamın çok önemli bir aktörüdür. Eğer iktidarda sermayenin çıkarlarına hizmet edecek bir iktidar varsa bu emekçilerin yanlışının sonucudur. Emekçiler kendilerine dost olacak, kendi çıkarlarını koruyacak değil de sermaye yanlısı bir partiye oy veriyorsa o ülkede emekçiler büyük yanlış yapıyor demektir ve yaptıkları yanlışın sonuçlarına katlanmak zorundadır. Aynen Türkiye’de ki işçiler gibi.
İSÇİLER AKP’YE SÜREKLİ DESTEK OLMUŞTUR AMA…
AKP ktidarını büyük oranda işçi oylarına borçludur. Buna karşı AKP’nin işçiye hediyesi ne olmuştur? İktidara geldiği 2002 yılından bu yana işçiler AKP ile çekişme halindedir. AKP kıdem tazminatını işverenlerin isteği doğrultusunda 15 güne indirmek ve ödeme yükünü bir fona devretmek istiyor.
Grev yasakları ve grev ertelemeleri ile grev hakkını yok ediyor.
Özel İstihdam Bürolarına işçi kiralamak hakkı vererek iş güvencesini ortadan kaldırmak ve sendikaların içini boşaltmak istiyor. Üç milyona varan taşeron işçileri için hiç bir güvence getirmiyor ve kadro sözü vermiyor.
ÇAYKUR’da yasal bir grev uygulaması varken Çalışma Bakanlığı, bu grev Tekgıda-İş sendikasınca ya da mahkemece kaldırılmadığı halde yandaş ve AKP’ye biat eden bir sendikaya yetki verip onun sözleşme yapmasına yasaya aykırı olarak izin veriyor.
İşsizlik Fonunda 120 milyar lira varken işten çıkarılan işçiye hangi ücret üzerinden prim ödemiş olursa olsun en fazla asgari ücretin %80’ni oranında işsizlik ödeneği veriyor.
İş güvencesini ancak 6 ay kıdemi olan işçiler ve 30 dan fazla işçi çalıştıran işyerleri için kabul ederek işyerlerinin %90’nında bu hakkın varlığını önlüyor. Bu haktan yararlananların işe iade davaları iki ayda bitirilmesi gerekirken yıllar sürüyor. Sendika özgürlüğü sağlanamadığı ve toplu sözleşme yapabilmek için çifte baraj konulduğundan 18 milyon işçinin ancak yaklaşık 700.000’i toplu sözleşme düzeninden yararlanabiliyor. Özgür sendikacılığın düşmanı AKP yarattığı biat sendikacılığı ile sendikaları yok hükmüne indirgiyor. Bu liste daha çok uzatılabilir.
HAZİRAN SEÇİMİ İŞÇİNİN KURTULUŞU OLABİLİR
Bu kölelik düzeninden işçiler Haziran seçiminde kurtulabilir.
Bunu sağlayacak oy gücü var ama işçi bunun ayırdında değil. Bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan, kendi hesabına çalışan, tanmda çalışan, aile hizmetlerinde çalışan insanların ve bunların bakmakla yükümlü olduklarının sayısı 50 milyonun üstündedir ve çoğu da seçmendir.
Çalışanlar bu yaşamın kendileri için bir kader olmadığını anlamalı ve daha iyi bir yaşamı hak ettiklerini bilmelidirler. Haziran seçiminde işçiler kurtlar sofrasının yemeği olmaktan kurtulabilirler. AKP işçileri insan olarak değil tüyleri yolunacak ve zengin sofralarına meze olarak sunulacak bir kaz gibi görmektedir.
AKP İŞÇİ HAKLARININ CELLADIDIR İŞÇİYE YAR OLAMAZ
İktidar olduğu günden günümüze AKP uygulamaları ile işçilerle dost olamamıştır. İşçiler içine düştükleri bağnazlıktan, aymazlıktan kurtulup kendileri için yeni, insan onuruna yakışan bir dünya kurmalıdır.
Nerede görülmüştür zenginlere hizmet eden bir partiye işçilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin oy vermesi? İşçiler zincirlerini kırmalı ve iki tel makarnaya, bir şişe yağa geleceğini satmamalıdır. Totaliter bir yönetim kurmaya, tek adamlığa, demokrasiyi yok etmeye soyunmuş Başkan olma hevesiyle yanıp tutuşan AKP’nin fiili liderinin sözlerine kanıp Haziran seçimlerinde gene AKP’ye oy verenler bilmeliler ki o muktedir işçilerin hayatını daha da karartacaktır.
