Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
27 Nisan 2015
ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI

Özel İstihdam Büroları, tamamı işçilerin elde etmiş olduğu hakları ve kazanımları etkisizleştirmeye dönük politikalar olan esneklik gereksinimi, işgücünün niteliğinde yaşanan değişim, üretim maliyetlerinin işçilik üzerinden düşürülmesi, işverenin otoritesini işyerinde doruk noktasına çıkartan işletme organizasyonları yaratmak için moda haline getirilip yaygınlaştırılmıştır.

ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI

İş bulmaya aracılık veya Özel İstihdam Büroları (ÖİB) iş hukukunun esnekleştirilmesi üst başlığı içerisinde sürekli gündemde tutulan bir konudur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi’ne  (UİS) göre “Türkiye’de kayıtlı işgücü piyasası oldukça katı bir yapıya sahiptir” (ÇSGB; Paragraf 96). UİS’de özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisinin hukuken kurulamıyor olması da işgücü piyasasının katılığının göstergesi olarak sunulmuştur.  

Ulusal İstihdam Stratejisi’nde dile getirilen özel istihdam büroları, hükümet ve işveren örgütlerince diğer esneklik önerileri gibi toplumda olumlu çağrışımlar yaratacak bir dille sunulmaktadır. İşsizliğin sürekli olduğu, iş bulmanın çok zor olduğu koşullarda özel istihdam büroları istihdamı artıracak bir kurum olarak gösterilmek istenmektedir. Özel istihdam büroları da varlık nedenlerini işsizliği ortadan kaldırmak olarak açıklayınca meşruluk kazanacaklarının bilincindedir. Bu nedenle kendilerini “İstihdam savaşçıları”1 olarak ilan edip örgütlenmişler ve Özel İstihdam Büroları Derneği’ni kurmuşlardır.
Türkiye’de İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun (bugünkü adıyla İŞ KUR) dışında bir başka özel kuruluşun iş ve işçi bulmaya aracılık yapması 2003 tarihine kadar yasaktı. 10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı yasa bu yasağı kaldırmıştır. Yeni İş Yasası’nın yürürlüğe girmesinden sadece 25 gün sonra 5 Temmuz 2003 tarihli ve 25159 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Yasası ile ise “Özel İstihdam Büroları”nın kurulmasına olanak tanınmıştır.
İş bulmaya aracılık etmenin yasaklanmış olduğu dönemde, özel istihdam büroları, “İnsan Kaynakları Danışmanlığı” adı altında yıllarca faaliyetlerini yürütmüşlerdir.2 Özel İstihdam Büroları Derneği’nin kurucu üyesi olan şirketlerin ağırlıklı olarak Adecco, Data-Expert, EPS, Manpower, Datasist, Pricewaterhouse gibi yabancı şirketlerden oluşması işgücü piyasasında aracılığın uluslarüstü bir nitelik kazandığını göstermesi açısından çarpıcıdır.
 
1-NEDEN ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI?
 
Özel istihdam büroları işçilerin aşırı sömürülmelerine neden oldukları için 1933 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 34 sayılı “Ücretli İş Bulma Bürolarının Kapatılması Hakkında Sözleşme” ile yasaklanmış, iş bulmaya aracılık devlet tekeline alınmıştır. ILO, 34 sayılı sözleşmeyi kabulünden 14 yıl sonra 1948 yılında kabul ettiği 88 sayılı “İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması Sözleşmesi” ve 1949 yılında kabul ettiği 96 sayılı “Ücretli İş Bulma Büroları Hakkında Sözleşme” ile özel istihdam bürolarına ilişkin yasağı yumuşatmıştır.  ILO, 1997 yılında kabul etmiş olduğu  81 sayılı “Özel İstihdam Büroları Sözleşmesi” ile özel istihdam bürolarına ilişkin yasağı, bazı önemli işçiyi koruma önlemlerine uyulması koşuluna bağlı olarak serbest bırakmıştır. ILO 81 sayılı sözleşmeye göre özel istihdam büroları serbesttir, ancak yine ILO 81 sayılı sözleşmeye göre ÖİB, vermiş olduğu hizmet karşılığı işçiden ücret almayacaktır. Ayrıca bu bürolar aracılığıyla çalıştırılanların sendikal haklara sahip olabilmeleri, toplu iş sözleşmesi düzeni içinde yer almaları, fiziksel ya da ideolojik görüşleri nedeniyle ayrımcılığa uğramamaları sağlanmak zorundadır. Sözleşmeye göre devlet, çocuk işçi istismarının önlenmesi ve işçilerin ÖİB aracılığıyla  istismar edilmelerini önleyecek önlemleri almak zorundadır.
ILO tarafından ÖİB’nin koşullu da olsa çalışabileceklerinin kabul edilmesi ÖİB’nin gerekli olduğunu savunanların konumlarını güçlendirmiştir. ÖİB’yi savunanların gerekçeleri klasikleşmiştir.  “Küreselleşme”, “değişen ve keskinleşen rekabet koşulları”3, “işçinin korunması kadar işverenin korunmasının da gerekli olması”4 başlıkları ÖİB’leri savunanların temel gerekçeleridir.
Oysa küreselleşme, rekabet, değişim olgularının hiçbirisi yeni ortaya çıkmış değildir. Her birisi kapitalist üretim sistemiyle birlikte var olmuştur. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de kapitalist sistem içerisinde var olacaklardır. Dolayısıyla özel istihdam bürolarını gerekli kılan küreselleşme ya da rekabet değildir. ÖİB’leri, örgütlü işçi hareketinin zayıflamasına bağlı olarak sermayenin bireysel özgürlüklere, emeğin korunması gibi sisteme meşruiyet sağlayan değerlere artık gereksinim duymaması üzerine gündeme gelmiştir.5
Özel İstihdam Büroları’nın asıl gerekçesi ise bu büroların daha fazla kâr elde etmeye yarayan yeni bir işletme organizasyonunun kurulmasına katkı sunmalarıdır. Özel istihdam bürolarını güncel hale getiren neden ise gelişme işletmelerinin istedikleri zaman istedikleri sayıda işçiyi ek bir maliyete katlanmadan işe alıp işten çıkartma istemleridir. Kısaca “sayısal esneklik” gereksinimi olarak tanımladıkları, istedikleri gibi işçi alıp çıkarma olanağı, yaratmak istedikleri esnek işletme modelinin en önemli unsurlarından birisidir.
Kısaca özel istihdam büroları,  tamamı işçilerin elde etmiş olduğu hakları ve kazanımları etkisizleştirmeye dönük politikalar olan esneklik gereksinimi, işgücünün niteliğinde yaşanan değişim, üretim maliyetlerinin işçilik üzerinden düşürülmesi, işverenin otoritesini işyerinde doruk noktasına çıkartan işletme organizasyonları yaratmak için moda haline getirilip yaygınlaştırılmıştır.
Özel istihdam büroları aracılığıyla işçi haklarının geriye götürülmesi gerçeği ise kavramların içi boşaltılarak, “işletmelerin organizasyonlarında görülen değişim, özelleştirme akımıyla beraber devletin küçülmesi, yeniden yapılandırma politikaları, işsizlikte görülen hızlı artış”6  gerekçesiyle açıklanmıştır.
 
2-II.ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI HANGİ HİZMETLERİ VERMEKTEDİR? (İSTİHDAM SAVAŞCILARI MI ÇAĞDAŞ KÖLE TÜCCARLARI MI)?
 
1-Koruyucu Mevzuatın Aşılarak İşçi Çalıştırılması Olanaklı  Hale Gelmektedir
İşveren örgütleri, kolayca ve en az maliyetle işten uzaklaştırılabilen, bu şekilde işçiyi koruyucu mevzuatın getirmiş olduğu maliyetlerden kurtulmayı olanaklı kılan, geçici çalışan işgücünü “çevresel işgücü” olarak adlandırmaktadır. Özel istihdam bürolarının ilk işlevi, “çevresel işgücü temin etme”de kendini göstermektedir.7 Özel istihdam büroları aracılığıyla  Fransa, İspanya, Hollanda ve Almanya’da işçilerin uzun süreli geçici sözleşmelerle işe alınması sayesinde bu ülkelerde işten çıkarma aşamasında ödenmesi gereken tazminatlardan işverenlerin kurtulmasını sağladığı, geçerli neden olmaksızın işten çıkarmayı zorlaştıran iş güvencesine dönük yasaları atlatmalarına olanaklı kıldığı, bu ülkelerden Fransa’nın ABD’den sonraki en büyük ikinci geçici hizmetler piyasası haline geldiği tespit edilmiştir.8
Avrupa’da işverenin işçiyi korumasız bırakarak kârını artırdığı bu sistem Türkiye’de de işverenlerce cazip bulunmuş durumdadır. Ancak buradaki diğer asıl sorun, devletin korumakla yükümlü olduğu işçisine karşın işçiyi korumasız bırakmayı hedefleyen işveren isteklerini istihdam stratejilerinin temeline oturtmasıdır.
 
2- MALİyetin Düşürülmesi Yönetimin Kolaylaştırılması: “Sahip Olursan Aptalsın.”9
Ya da “İneği Satın Almak Niye? Senin Olmadan da İpleri Elinde Tutabilirsin”10
 
Özel istihdam bürolarını savunanlarca günümüzde şirketlerin özel uzmanlık gerektiren personel işlerine zaman ayırmasına gerek yoktur denilmektedir.  Bu görüşe göre,  “şirket zamanını, enerjisini ve kaynaklarını temel işlere yönlendirirken, personel hizmeti temel becerisi olan işçilerin yönetilmesini gerçekleştirir.”11 Özel istihdam büroları, bu yolla ana firmaya bir yandan daha ucuz ve kolay yönetilir işçi temin ederek işçinin fiilen çalıştığı işvereninin maliyetlerini azaltmakta, öte yandan ise işçiye daha az ücret ödeyerek bu maliyet düşürmenin faturasını işçiye çıkarmaktadır.12 Örneğin “1993’te American Airlines, ABD’deki 28 havaalanında bilet gişelerini dışarıdan ajanslara vermiştir. Yaklaşık 550 gişe görevlisi pozisyonu geçici işe çevrilmiş ve bazı durumlarda daha önceden 40 bin dolar maaşla çalışan kişilere aynı işler 16 bin dolar karşılığı önerilmiştir.”13
Öte yandan özel istihdam bürolarına bağlı olarak çalışan işçiler, kendilerinin bir ekipman parçası gibi kiralandıklarını, kullanıldıktan sonra tekrar özel istihdam bürolarına geri gönderildiklerini ve kendilerinin kullan-at  tipi ürün olarak etiketlendiklerini belirtmektedirler. Gerçekten de durum tam da işçilerin tanımladığı gibidir. Özel istihdam bürosuna kayıtlı işçiler geçici işçi, ödünç işçi adı altında fiilen çalıştıkları firmalara gönderilmekte, gönderildikleri firmada onlara gereksinim kalmadığında tekrar özel istihdam bürolarına döndürülmektedirler. Böylece işçiler güvensiz ve boşlukta kalmakta, kendilerini dışlanmış hissetmektedirler.
Özel istihdam bürolarına ilişkin bir diğer çarpıcı veriyi ise bu şirketlerin inanılmaz bir hıza ulaşan büyüme hızları oluşturmaktadır. 1979-1992 arasında ABD’de imalat sanayiinde yıllık büyüme oranı 1,2, finans sigorta ve emlakçilikte 2,2 iken personel sağlama hizmetlerinde bu oranın 9,5 olması da çarpıcıdır.14
 
SONUÇ
 
* İş bulmak için özel istihdam bürolarına başvuran işçilerin kendilerini istismar ettirmeyecek bir güce, bilince  kavuşmuş olduklarını söylemek olanaklı değildir.
* Yüzyılın başında işçi istismarı yapan özel istihdam bürolarının bugün istismardan kaçınan ahlaki bir olgunluğa ulaştıklarını, kendilerine istismarı önleyen meslek deontolojisi  (meslek ahlakı) yaratmış olduklarını söylemek de olanaklı değildir.
* Özel istihdam büroları dün olduğu gibi bugün de işsiz işçileri istismar ederek kâr eden ticari kuruluşlar olmaya devam etmektedir.
* Özel istihdam bürolarının yeniden ortaya çıkıp bir anlamda moda olmalarının bir  nedeni de kapitalist sistemin kendisini “terbiye eden” karşıtından kurtulması, işçi hareketinin zayıflamasına bağlı olarak işgücü üzerinde denetimi yoğunlaştırma olanağına kavuşmasıdır.
* Özel istihdam büroları, işverenin ele geçirdiği işçiye az güvence verip çok kâr etme olanağını işletmelerde işçilik maliyetlerini düşürecek şekilde kendilerini esnek işletme modeli adı altında yeniden organize etmeleridir.
* Özel İstihdam Büroları yasaklansa da işsizlik olduğu sürece her zaman iş bulmaya aracılık yapan yasadışı örgütlenmeler, işçiyle işvereni bir araya getiren işçi pazarları  var olmuştur, gelecekte de olacaktır.
* İnsan istismarına izin vermeyen, rekabet ya da kâr gerekçesiyle meşrulaştırmayan bir toplum kurgusu içerisine oturtulmadan gerçek çözüm üretilemeyeceği gibi, işçi hareketi politik bir güç olmadan da üretilen çözüm yaşama geçmeyecektir.
* Devletin sorunu işçiyi piyasaya terk edip, “en kötü iş bile işsizlikten iyidir” diye kenara çekilmesi, piyasayı denetliyormuş oyununu oynamasıdır.
* Unutulmamalıdır ki “çalışma hakkı” temel bir insan kakkıdır. Devlet vatandaşlarının bu haklarını fonksiyonel kılmakla, işsizlerin iş bulmalarının önündeki ekonomik, sosyal engelleri ortadan kaldırmakla yükümlüdür. Devletin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesinin ya da getirememesinin doğal sonucu devletin işsizlerin gelir kaybını ortadan kaldıracak ödemeleri üstlenmesi olmalıdır. Bu sonuç devletin görevini yerine getirememesinin yaptırımıdır.
 
* Çalışma Ekonomisi Doktoru/Avukat
 
  Kapital Dergisi, Şubat 2004, s.158
2 Şenay Büyükköşdere ,”İstihdam Savaşçıları”, Kapital dergisi, Şubat 2004, s.158-160
3 Ahmet Emin Özkan, “Özel İstihdam Büroları”, Mercek ,Nisan 1997 s.116
4 Gülsevil Alpagut, “İstihdam Büroları Konusunda Uluslar arası Alandaki Gelişmeler”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt 14, Sayı 6 Mayıs 1998, s.13
5 Kevin Bales, Kullanılıp Atılanlar Küresel Ekonomide yeni Kölelik, Çitlembik Yayınları 19, s.20
6 Nusret Ekin, Türkiye’de İş Piyasasının Yeniden Yapılanması: Özel İstihdam Büroları, İTO yayını Yayın NO: 2001-30, s. 95
7 Zeki Erdut, Rekabetin İş Gücü Piyasasına Etkisi, TÜHİS yayını, 1998, s. 54
8 Naomi Klein, No Logo, Bilgi Yayınevi İkinci Baskı, 2002, s. 269
9 Naomi Klein, a. g. e. s.270
10 Kevin Bales, a.g.e. s.32
11 Naomi Klein, a. g. e. s.270
12 Zeki Erdut, a.g. e., s.55
13 Naomi Klein, a. g. e. s.270
14 Richard Senet Karakter Aşınması, Ayrıntı yayınları, s.157
DİĞER HABERLER
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI
GÖSTERMELİK BİR TOPLANTI

Yıllar sonra toplanan Çalışma Meclisi’nin taslak gündemi belli oldu.

İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?
İHRACATTAN DÖNEN GIDALARI BİZE Mİ YEDİRİYORLAR?

İhracattan dönen gıdaları bize mi yediriyorlar?

BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.