Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
28 Mart 2017
BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASI CARİ AÇIKTIR

İçinde bulunduğumuz, siyasi ve ekonomik ortam hepimizi geriyor. Çoğu insan yarınından endişe ediyor. Basından yurt dışında vatandaşlık arayanların sayısının artığını öğreniyoruz.

BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASI CARİ AÇIKTIR

İçinde bulunduğumuz, siyasi ve ekonomik ortam hepimizi geriyor. Çoğu insan yarınından endişe ediyor. Basından yurt dışında vatandaşlık arayanların sayısının artığını öğreniyoruz. Hangi ülke hangi şartlarla vatandaşlık veriyor? Bu soruları araştıranların da arttığı ortadadır.

Toplum olarak, geçmişinde her sorunun üstesinden gelmiş bir milletiz. Bundan sonra sağlam moral ile gidersek siyasi ve ekonomik alanda da mutlaka düze çıkacağız. 

Aslında özellikle ekonomide bugünlere geleceğimiz belliydi. Söz gelimi ben 11 Kasım 2005 yılında ”Ekonomide Kur Riski” diye 80 sayfalık bir kitap yayınladım. Bu kitabı o zaman üyesi olduğum CHP Parti Meclisi’nde anlattım. Bazı arkadaşlar dinlemedi. Kuliste soranlara da ”Hoca ders anlatıyor” demişlerdi.

AKP zaten hiçbir zaman yarını düşünmedi. Siyasette de, ekonomide de güne baktı.

2005 yılında yayınladığım bu kitabın giriş kısmının ilk satırları aynen şöyledir:

 ”İktisat politikaları iki tarafı kesen bıçak gibidir. Bazen istenmeyen tarafı daha çok kesebilir. Bu nedenle uygulanan iktisat politikalarının fayda ve maliyeti iyi hesaplanmalıdır.

Bu bağlamda IMF bazlı kısa vadeli politikalar, kısa dönemde enflasyon ve büyümede etkili oldu. Ancak ortaya daha önemli riskler çıktı. Ekonomik ve sosyal maliyetler oluştu.

Önce yangını söndürme sloganıyla, 2001 yılında uygulamaya konulan, yüksek reel faiz, düşük kur gibi geçici çözümler, süreklilik kazandı. Ve cari açık, dış borç riski gibi riskleri getirdi.

Yine, talep politikalar, reel ücretlerin ve tarım desteklerinin kısılmasına, kamusal altyapı yatırımlarının daralmasına eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamasına neden oldu..

 Yoksulluğun artması, kapkaç, hırsızlık ve terörün artmasına yol açtı.

Cari açığın risk oluşturduğunu IMF de itiraf ediyor. Kur riski borçların çevrilmesinde potansiyel bir engel olarak duruyor. İşsizlik bir sosyal maliyet olarak devam ediyor.”

Sonuçta AKP iktidarında Türkiye 14 yılda 500 milyar 550 milyon dolar cari  açık verdi. Başka bir ifade ile dış ekonomik ilişkilerden dolayı bu kadar kaybımız oldu.

Dünkü basın, abarta abarta Avrupa Kalkınma Bankası’nın Türkiye için 2 milyar 600 milyon dolar kaynak ayırdığını yazıyordu. Ama kimse bu 500 milyar dolar kaybımızı göremiyor. Üstelik kayıp artmaya devam ediyor.

 Zaman zaman, basından Türkiye’deki yabancı sermayenin her yıl ne kadar kâr transferi yaptığını soruyorlar. Yahut da ne kadar dış borç faizi ödediğimizi soruyorlar. Bunları söylerseniz bu haber oluyor. Gerçekte ise bunlar zaten cari açık içinde yer alıyor. Önemli olan cari açıktır.

Kaldı ki Türkiye dış borç faizi ödüyor… Ancak eğer aldığı bu dış borçla yatırım yapıyor ve 10 birim katma değer yaratıyorsa, bunun beşinin gitmesi sorun olmaz. Ne var ki biz dış borcu, yatırım yapmak için değil cari açığın nihai finansmanı için alıyoruz.

 Öte yandan Türkiye dalgalı kur sistemine geçtikten sonra cari açık vermeye başladı. Açıklara rağmen kur politikası değişmedi. Bir zamanlar ekonomi yönetimi enerji ithali pahalı ondan cari açık verdiğimizi söylüyordu. Petrol fiyatları düşünce ses kesildi. Cari açık devam ediyor.

Sonuç olarak:

1-  Bugün yaşamakta olduğumuz düşük büyüme, dış borç sorunu, döviz sorunu, tamamı cari açığın getirdiği sorunlardır. Cari açık sürdürülemez. Zorla sürdürürsen toplum olarak ödediğimiz maliyetler artar.

2-  Cari açık kader değil… Nasıl ki özel sektörde firmalar başarılı yönetici kâr, başarısız yönetici elinde zarar ederse, devlet de başarısız ekonomi yönetimi elinde 14 yıldır cari açık veriyor.

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.