Geçen haftanın en önemli olayı maden işçilerinin eylemiydi. Devlete ait olan TTK ocaklarının torba yasa tasarısı içerisinde yer alan 58’inci maddeyle özel şirketlere devredilmesinin yolu açılmak isteniyor. İsteniyor diyorum çünkü halâ somut bir adım atılmadı. 58’inci madde tasarıdan kökten çıkartılırsa geçmiş zaman ekini kullanmak gerekebilir. Umutsuzluk olarak algılanmasın yazdıklarım. Çünkü asla umutsuz değilim. Türkiye Cumhuriyeti, daha ilk yıllarında yabancı şirketlerin elinden alıp devletleştirdiyse maden ocaklarını, bunu yapacak irade ve güce de her zaman sahiptir.
Ama bu işçi eyleminde de yine Ali Cengiz oyunu oynanıyor. Türk-İş başkanı Zonguldak’ta işçilere hitaben yaptığı konuşmada, “Devlet eliyle işletilen yerlerde uygulama aynen devam edecek” diyor. Peki rödovans uygulaması olan ocaklarda ne olacak? Buradan ne anlamalıyız? Eğer 58’inci madde taslaktan çıkartılacaksa bir daha hiçbir şekilde özelleştirme hükümetin gündemine girmemeli. Taslakla yapılmak istenen sahaların işletme ruhsatlarının devri ise rödovans yani, kiralama usulü ile işletme de onun bir önceki adımı değil midir? Durumun aynen devam etmesi bir zafer gibi sunulurken, acaba TTK’nın içinde bulunduğu durumun da aynen devam edeceği mi kastediliyor? Genel Maden-İş Sendikası’nın ve bizzat TTK’nın kendisinin yaptığı açıklamalarda işçi açığının giderilmemesi durumunda kurumun ömrünün uzun olmayacağı belirtiliyor.
Kafamda pek çok soru var. Türk-İş başkanı Zonguldak’ta konuştu. Bakın şimdi neler demiş: “İki üç saat evvel, saat 03.30’a kadar Çalışma Bakanlığı da açıktı, Enerji Bakanlığı da açıktı. Bu 58’inci maddeyle ilgili arkadaşlarımızın, her ne kadar iki bakanlığın da bir sıkıntı olmayacağını söylemesine rağmen sizin, bizim bir talebimiz vardı. Dedik ki, 58’inci maddeyle ilgili, “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun devlet eliyle işletilen sahaları hariç” olacak. Saat 03.30’da bunu anlaştık. Perşembe günü Meclis gündemine getirecekler. Bunu ilave ettikten sonra, bizim bir sıkıntımız, bir problemimiz zaten yoktu, şimdi hiç kalmayacak. Bu bölgede olan siyasilere, basın mensuplarına, kitle örgütlerine, özellikle iki bakanlığın bürokratlarına 3.30’a kadar çalışan bürokratlarına teşekkür ediyorum.” Benim buradan çıkarttığım TTK’nın işçi açığı da, bundan dolayı yaşanan ve yaşanacak sıkıntılar da, rödovans işletmeciliği de sendikacıların gündeminde değil. Hatta böyle bir sorun yok onlar için; ben demiyorum, Türk-İş başkanı diyor. Şimdi şu kafamızdaki soruları bir soralım ve yanıtını bekleyelim: Eğer TTK maden sahalarında devlet eliyle işletme sürecekse işçi alımı yapılacak mı? Bu konuda herhangi bir anlaşma sağlandı mı? İşçi alımı yapılmayacak ise ileride verimsizlik gerekçesiyle özelleştirme yeniden karşımıza çıkacak mı? 58’inci madde taslaktan çıkıyor mu, yoksa değişiyor mu? Devlet eliyle işletilmeyen yani rödovans yöntemiyle işletilen madenlerde ne olacak? Onların devri yapılacak mı? Bu kazanım mıdır?
Ben Türk-İş başkanından özelleştirmeye hiçbir şekilde geçit vermeyeceklerini söylemesini, hatta kurumun üretim kapasitesinin artırılması için gerekli adımların atılması yönünde ellerinden geleni yapacaklarına söz vermesini beklerdim; kelime oyunlarıyla işçinin tansiyonunu düşürmesini değil. Ama hükümet de, Türk-İş yöneticileri de çok iyi biliyorlar ki, Türkiye halkı özelleştirmeleri sevmiyor. O yüzden de işçi eylemleri halktan büyük destek görüyor. İşçinin ağzına bir parmak bal sürmekten ve onu saf yerine koymaktan bir an önce vazgeçin. Sonra o konuşma yaptığınız sendika penceresine son çıkan siz olmayabilirsiniz.