Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
22 Mayıs 2018
1960’LARDA TÜRKİYE İŞÇİ SINIFININ DURUMU

1968-1971 döneminde Türkiye’de sosyalist harekette büyük bir devrim beklentisi vardı. Devrim, sanki insanın elini uzatsa yakalayabileceği kadar yakındı.

1960’LARDA TÜRKİYE İŞÇİ SINIFININ DURUMU

1968-1971 döneminde Türkiye’de sosyalist harekette büyük bir devrim beklentisi vardı. Devrim, sanki insanın elini uzatsa yakalayabileceği kadar yakındı. Gerçek bir bilimsel analize dayanmayan bu beklentiler, örgütlü işçi hareketinin yenilgisinin ardından büyük bir hayalkırıklığına ve siyasi savrulmaya neden oldu. İşçi sınıfının bir bölümünün daha önce hiç görülmemiş eylemleri büyük umut yarattı; ancak işçi sınıfının büyük bölümü bu dönemde de sessizliğini korudu. Emekçi sınıf ve tabakaların gündeminde köklü bir düzen değişikliği değil, mevcut düzen içinde durumlarının iyileştirilmesi vardı. Bu ikisi karıştırıldı.

TÜRKİYE BİR KÜÇÜK BURJUVALAR ÜLKESİYDİ
 
1965 nüfus sayımı sonuçlarına göre, Türkiye’de gelir getirici bir işte çalışan 13.6 milyon kişinin 3.0 milyonu ücretli, 3.9 milyonu kendi hesabına çalışan, 6.4 milyonu ücretsiz aile çalışanı ve 133 bini de işverendi. Ücretlilerin oranı yüzde 22.4 iken, kendi hesabına çalışanlarla ücretsiz aile çalışanların toplamının oranı yüzde 76’yı aşıyordu. Türkiye hâlâ bir küçük burjuvalar ülkesiydi.
 
1970 nüfus sayımı sonuçlarına göre, gelir getirici bir işte çalışan 15.1 milyon kişinin 4.2 milyonu ücretli, 4.0 milyonu kendi hesabına çalışan, 6.8 milyonu ücretsiz aile çalışanı ve 105 bini işverendi. Ücretlilerin oranı yüzde 27.6 iken, kendi hesabına çalışanlarla ücretsiz aile çalışanların toplamının oranı yüzde 72 idi.

MÜLKSÜZLEŞME DÜZEYİ GERİYDİ
 
1961-1971 döneminde ücretlilerin sayısı ve gelir getirici bir işte çalışanlar içindeki oranı artarken, ücretlilerin üretim araçları mülkiyetiyle olan bağlarında önemli bir kopma yaşanmadı. Diğer bir deyişle, mülksüzleşme süreci hızlı bir biçimde gelişmedi.
 
Bu yıllar, kapitalizmin Altın Çağı’ydı. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan sürekli ekonomik büyüme ve Soğuk Savaş nedeniyle bilinçli bir biçimde küçük burjuvazinin korunmasına yönelik politikalar uygulanıyordu. Tarıma verilen destekler, küçük meta üreticilerinin yoksullaşmasını ve mülksüzleşmesini yavaşlatıyor ve hatta önemli ölçüde engelliyordu. Tekelci sermayenin henüz perakende ticarete girmemiş olmasına bağlı olarak, esnaf durumunu koruyabiliyordu.
 
Avrupa ülkelerine çalışmaya gidenlerin gönderdikleri paralara ve toplu iş sözleşmeleri ile gerçek ücretlerde meydana gelen artışlara bağlı olarak, bazı bölgelerde mülksüzleşme sürecinin sınırlı bir ölçüde tersine işlediği bile söylenebilir. 1968-1971 döneminde Türkiye hâlâ köylülüğün ve küçük burjuvazinin ağırlıkta olduğu bir ülkeydi.
 
1961-1975 döneminde özellikle vasıflı işçiler arasında işsizlik azdı. İşinden memnun olmayan birçok işçinin, diğer işçilerle birlikte işverenine karşı mücadele etmek ve sınıf mücadelesi içine girmek yerine, işten ayrılıp kısa bir sürede başka bir işyerinde benzer ve belki daha iyi koşullarda işe girme olanağı vardı.
 
‘ALAMANYA’
 
1961-1973 döneminde yasal yollardan 1 milyona yakın kişi Avrupa’ya çalışmaya gitti. Bu gidenlerin bir bölümü işçi ve memur, bir bölümü küçük üretici veya topraksız ve az topraklı köylü ve esnaftı. Avrupa’ya gidiş, Türkiye’deki mülksüzleşme sürecini yavaşlattı. “Alamanya kurtuluş”tu. “Kapağı Alamanya’ya atan” epey sıkıntı çekiyordu, ama Türkiye’de tarla ve ev bark sahibi de oluyordu. İşyerinde sorun yaşayan birçok işçi, sınıf kimliğini ve bilincini geliştirmek yerine, çözümü “Alamanya”da aradı.
 
1968-1971 dönemi,Türkiye’de emekçi sınıf ve tabakalar için, mevcut kapitalist düzen içinde şartlarını iyileştirmenin mümkün gözüktüğü ve mümkün olduğu yıllardı. Kitleler devrim istemiyordu. İstedikleri, mevcut düzen içinde daha iyi bir yaşamdı.
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.