Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
04 Haziran 2018
SİYASİ PARTİNİN EKONOMİK DEMOKRATİK MÜCADELESİ

Akıllı, tecrübeli, ihtiyatlı ve görmüş geçirmiş halkımız, onu cahil, aptal ve korkak zannedenleri utandıracak biçimde, mantıklı hareket eder.

SİYASİ PARTİNİN EKONOMİK DEMOKRATİK MÜCADELESİ

Akıllı, tecrübeli, ihtiyatlı ve görmüş geçirmiş halkımız, onu cahil, aptal ve korkak zannedenleri utandıracak biçimde, mantıklı hareket eder. Bizim halkımızı öyle sadakayla veya inanç bezirganlığıyla aldatamazsınız. Tabii ki ufak bir azınlık bu oyuna gelir ancak büyük çoğunluk bu konuda şerbetlidir.

Bir süredir Kemal Sunal filmlerini farklı bir gözle izliyorum. Bu filmlerin senaryolarını yazan(lar), halkımızın özelliklerini çok iyi kavramış. Bugün hâlâ birçok kanalda tekrar tekrar gösterilen ve büyük bir ilgiyle izlenen Kemal Sunal filmlerini hatırlayın. Hepsinde Kemal Sunal saf ve hatta aptal gibi gözükür ancak filmin sonunda hep kazanan Kemal Sunal’dır. Halkımız Kemal Sunal’da kendisini bulduğu için bu filmler bu kadar sevilir ve izlenir. Şeytanın en büyük numarası, kendisinin olmadığına inandırmasıymış. Halkımız da saf ayaklara yattığında, onu aptal, cahil ve korkak zannedenler hep yanılmıştır.
 
HALKIMIZIN SORUNLARI ARTIYOR
 
Halkımızın çok büyük çoğunluğunu, hayatını bir başka işyerinde çalışarak kazanan ücretliler oluşturmaktadır. Atatürk döneminde nüfusun yüzde 76’sı köylüydü. Günümüzde gelir getirici bir işte çalışanların yüzde 70’i ücretlidir. Ayrıca 6 milyonu aşkın işsiz var. Buna bir de işçi ve memur emeklilerini ekleyin. Türk milleti dendiğinde 1930’lu yıllarda köylülük anlaşılırken, günümüzde işçi sınıfı anlaşılmaktadır.
 
İşçi sınıfımızın sorunları artıyor. Ne yazık ki daha da artacak.
 
İnsanlarımız önce bu sorunlarına mevcut düzenin sınırları içinde çözüm arayacak. İşçilerin ücretlerinin satınalma gücü 1983-1988 döneminde yaklaşık üçte bire düşmüştü. Bahar Eylemlerini yaptılar. 1989-1991 döneminde işçilerin ücretlerinin satınalma gücü, 1980 yılı başlarındaki düzeyin iki katının üstüne çıktı. Sorunlar vardı; eylemler sayesinde sorunlar mevcut düzenin sınırları içinde giderildi.
 
Günümüzde sorunlar artıyor ancak bu sorunların mevcut düzenin sınırları içinde çözüme kavuşturulması giderek daha da zorlaşıyor.
 
Peki, bu durumda, önce mevcut düzen içinde sorun çözme biçiminde başlayacak bir mücadeleye kim önderlik edecek? Bu mücadeleyi, mevcut sömürü düzenine karşı bir mücadeleye kim dönüştürebilecek?
 
Sendikalar bu işi yapabilir mi?
 
Yapamaz.
 
Türkiye’de 19.1 milyon ücretli (işçi, memur ve sözleşmeli personel) var.
 
Bunların 3 milyonu memur. 16 milyonu ise işçi statüsünde çalışıyor.
 
16 milyon işçinin yalnızca yaklaşık 1.2-1.3 milyonluk bölümü sendika üyesi. Bazı sendikaların niteliği de ayrıca tartışılmalı.
 
Peki, geriye kalan yaklaşık 15 milyonluk işçi kitlesini sendikalar örgütleyebiliyor mu?
 
Örgütleyemiyorlar veya örgütlemiyorlar.
 
Bu durumda görev, öncü siyasi partiye düşüyor.
 
VATAN VE EMEK MÜCADELESİNİN BÜTÜNLÜĞÜ
 
Önce, “siyasi partiler siyasi mücadele verir; ekonomik-demokratik mücadeleyi verme görevi sendikalarındır” gibi yanlış, dayanaksız ve sığ düşünceyi kenara atın.
 
Günümüzde işçi sınıfının ekonomik-demokratik mücadelesine katkıda bulunacak ve (eğer gücü yeterse) ona öncülük edecek güç, siyasi partidir. Günümüzde yüz binlerce işçiye en temel işçi haklarını öğretecek, bu hakların ihlali durumunda yargı yolunu gösterecek, gelişecek eylemleri destekleyecek ve öncü işçileri örgütleyecek güç, öncü siyasi partidir.
 
Öncü siyasi parti, bu görevleri yerine getirirken, sendikaların alternatifi olarak davranmaz, sendikaları hasım veya düşman olarak görmez. Onların yapamadıklarını yapmaya çalışır.
 
Öncü siyasi parti ancak vatan mücadelesiyle (siyasi mücadeleyle) işçi sınıfının ekonomik-demokratik mücadelesini birlikte örgütlediği ve geliştirdiği takdirde, bağımsız ve demokratik bir Türkiye ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinde başarılı olabilir.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.