Dün burada, ABD ve AB’nin cinleri olan Dünya Bankası ve OECD’nin emekliler konusundaki emirlerini okuduk. Bugün de, cinlerin “emeklilik süresini uzatın, maaşları düşürün” şeklindeki emirlerine karşı hükümetlerin ne cevap verdiğine, ne yaptığına bakacağız.
Mesela, “Sana ne kardeşim, bu ülkeyi, işçiyi, memuru emekliyi nasıl yöneteceğime sen ne hakla karışırsın? Haddini bil, içişlerime karışma! Hele de mazlumların üzerine zulüm yağdırmamı isteme!” demiş olabilirler mi?
En iyisi “atın ağzını açmak”. Tahmini bırakıp gerçeğe bakmak yani…
CİNLERİN EMRİNE GİRİP EMEKLİYE SALDIRMAK!
1991 sonrası cinlerin kulağına üflediği hükümetler “emeklilik süresi az” demeye başladılar. Vatan Partisi, o zamanki adıyla İşçi Partisi, cinleri takibe aldı, piyasacı hükümetlerin Batı karşısında “tamam efendimciliğine” baktı, anladı “mezara emeklilik” planını. Demir asa, demir çarık, dolaştı yöneticileri Türkiye’yi adım adım. Toplantı, konferans, panel, bildiri, afiş, kurultay… Sendikaları, işçileri bu belaya karşı ayağa kaldırmaya çalışıyordu. Nihayet 30 Nisan 1995, Türk-İş’in İzmir mitingi; yüz binler katıldı.
Uslanmadı ama cinlere kulağını çeviren hükümetler. 24 Temmuz 1999’da Ankara mitingi oldu bu kez. Kimi 500 bin, kimi 1 milyon kişi dedi. İnliyordu Ankara’da yer gök.
Ama cinlerin emrindekiler pusudalar hâlâ.
Derken, 17 Ağustos depremi. Yüz binler acıya boğuldu. Çin-i Maçin’den bile yardımlar geldi.
Pusudakilerin aradığı böyle bir fırsatmış meğer. Meclis’teki tasarı yıldırım hızıyla dolaştı komisyonları. Depremin ardından, 8 gün olmamıştı ki, geçirdiler Meclis’ten. Tarih 25 Ağustos. 8 Eylül 1999’da da Resmi Gazete’de yayınladılar.
Hükümette Ecevit’in DSP’si, Bahçeli’nin MHP’si, Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı… Bugün İyi Parti’de Genel Başkan Yardımcısı olan Koray Aydın, uzun yıllar MHP Genel Sekreterliği yapan Oktay Vural, Ecevit’ten sonra DSP Genel Başkanlığı yapan Zeki Sezer ve Masum Türker, daha sonra CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı olan Erdoğan Toprak, o hükümetin bakanı hepsi… Ve Kemal Derviş…
Bu hükümet, 9 Aralık 1999’da emperyalizmin cinlerinden IMF’ye bir mektup yazdı. Komutana tekmil veriliyordu adeta. Emirleriniz yerine getirildi deniyordu yani. Türk işçisinin emeklilik yaşını nasıl uzattıklarını, emekli maaşını nasıl düşürdüklerini anlatıyorlardı. Yorumsuz okuyalım:
“Sosyal güvenlik reformuna ilişkin kapsamlı gündemin ilk parçasını tamamladık. Eylül ayında Meclis’te onaylanan reform; asgari emeklilik yaşını sisteme yeni dahil olanlar için hemen 58/60 ve halihazırda sisteme dahil olanlar için ise 10 yıllık bir geçiş dönemi ile 52/56 olarak artırmakta, emekliliğe hak kazanabilmek için gerekli asgari prim ödeme süresini artırmakta, ortalama aylık bağlama oranını yüzde 80’den yüzde 65’e çekmekte, emeklilik maaşının hesaplanmasındaki referans periyodunu tüm çalışma periyodu olarak artırmakta, emeklilik maaşını TÜFE’ye bağlamakta ve prime esas ücret tavanını yükseltmektedir.’’
Aynı hükümet ve aynı bakanlar 3 ay sonra, 10 Mart 2000’de IMF cinine bir mektup daha yazıp tekmil veriyor, operasyonun kalanını da tamamladıklarını müjdeliyor. ‘Bağ-Kur’un bütçesini kısıyoruz, alacakların tahsiline de engel oluyoruz’ diyorlar. “Bağ-Kur’un sigortalısından, bakmakla yükümlü olduğu kişiler için de sağlık primi tahsil etmesini ve muayeneler için ödenen ek ücretin artırıyoruz” diyorlar.
BU TEKMİL DE CİNLERİN EFENDİSİNE
Yine DSP-MHP-ANAP Hükümeti… 24 Mart 2001’de TBMM’den “Ulusal Program” adıyla bir taahhütname geçirdiler. Bu kez taahhütnameye, sadece hükümetteki DSP, MHP ve ANAP değil, hükümette olmayan Meclis’teki diğer partiler, CHP ve DYP de firesiz destek veriyordu.
‘’Yasa ile emeklilik yaşı ve asgari prim ödeme dönemi yükseltilmiştir. Reformun üçüncü aşamasını oluşturan özel emeklilik sisteminin kurulması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.’’ Beş partinin hararetle çıkardığı Meclis kararında bu ve benzeri zehirler vardı.
Emeklinin başına örülen çorapların mimarları bugün ne diyorlar? Hepsi emekli aşığı, hepsi EYT sevdalısı.
Hangisi gerçek? Emekliye yaptıkları zulüm mü, yoksa bugünkü görüntüleri mi?
Bitmedi ama. Cinlerin emperyalist amaçları da, cinlerin emrine girenlerin saldırıları da bitmedi daha.
Devam edeceğiz.