Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
30 Eylül 2018
GIDA, SAVAŞ VE İSRAF: SU

Dünya nüfusu artarken su kaynakları hızla tükeniyor. Sürdürülebilir olmayan tarım ve sanayi unsurları su havzalarını bozuyor, kirletiyor ve tüketiyor.

GIDA, SAVAŞ VE İSRAF: SU

Dünya nüfusu artarken su kaynakları hızla tükeniyor. Sürdürülebilir olmayan tarım ve sanayi unsurları su havzalarını bozuyor, kirletiyor ve tüketiyor. Su tükenirse tarımın biteceği ve dolayısıyla gıda güvenliği için de tehlike çanlarının çalacağı gerçeği ise uykumuzu kaçırmaya fazlasıyla yetiyor. 

Suyun toplumsal huzursuzluklara yol açtığını görmek için distopik romanlara sarılmaya veya post-apokaliptik filmleri izlemeye gerek yok. Tarihin pek de tozlu olmayan sayfalarını açıp haritanın uzak, kalbimizin yakın köşesi Latin Amerika’ya baktığımızda 1999 yılında yaşanan bir ayaklanmayla karşılaşıyoruz. 6 insanın hayatını kaybettiği, 175’inin de yaralandığı bu olay tarihe, Cochabamba Ayaklanması olarak geçiyor. Nedeni ise tahmin edin ne? 
 
Şimdi olayın tarihsel gelişimine bakalım. Kadim uygarlıklardan bu yana bölge yerlilerinin ekmeğini çıkardığı bereketli And toprakları, olumsuz etkilerini giderek artıran sanayileşmeyle birlikte Cochabamba’da (Bolivya) kuraklığa neden olmaya başlıyor. Bu durum, halkın içme suyunu 2-3 günde bir almasına, çiftçilerinse sulama konusunda sıkıntılar yaşaması sebebiyle ürünlerini kaybetmesine neden oluyor. 1980’li yıllarda üçüncü dünya ülkeleri olarak adledilen ülkelerdeki özelleştirme furyasına dahil edilen ülkelerden yalnızca biri olan Bolivya’da, dönemin Cochabamba Valisi Manfred Reyes, Dünya Bankası’nın da desteğini alarak Misicuni ismindeki bir özelleştirme projesine imza atıyor. Böylelikle IMF ve Dünya Bankası gibi uluslarüstü kuruluşların, ülkelerin yer üstü ve altı kaynaklarına göz diken politikalarının sonucunda Cochabamba Su Sistemleri (SEMAPA) özel sektörün eline geçiyor. Bu, günde 2 dolar gibi çok düşük bir gelirle hayatını idame ettirmeye çalışan halka, %35 civarında (hatta bazen bunun iki katı kadar) ekstra su faturası çıkması anlamına geliyor. Halk, bu şirketin suya kafasına göre paha biçmesini istemediği için de yollara barikat kurarak ayaklanıyor. Yaşanan çatışmalarsa gazetelerin manşetlerine kan sıçratıyor. (Bu olay, Gael Garcıa Hernal’in başrolünde olduğu 2010 yapımı Tambien la lluvia -Yağmuru Bilefilmine de konu olmuştur.) Cochabamba Ayaklanması, gelecekte yaşanacak çevre ayaklanmalarının yalnızca habercisi olsa gerek. 
 
Su yoksa gıdanın güvenliği de tehlike altında
 
Şimdi sudaki huzursuzluğun vahametini aktarabilmek adına bir adım geriye çekilerek büyük resme bakalım. Hücrenin karmaşık yapısının temel unsuru olan su, insan ve hayvan bünyesinin yaklaşık %80’ini oluşturuyor. Hal böyleyken dünya genelinde, günümüzde kişi başına düşen yıllık 6600 m3 olan su miktarının önümüzdeki otuz yılda 4800 m3’e düşeceği gerçeği3 tüylerimizi ürpertiyor. Türkiye’de ise bugün kişi başına yıllık 1519 m3 olan su miktarının, 2030 yılında -100 milyona çıkacağı düşünülen nüfusla birlikte-1100 m3’e düşmesi bekleniyor. Bir başka deyişle Türkiye su fakiri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 
 
İçme suyunun hayati öneminin belki de hepimiz farkındayızdır. Peki, suyun gıdanın geleceğindeki yeri hakkında bilgimiz var mı? Bu sorunun cevabı olarak karşımıza çıkan en kritik unsur tahıl-su dengesi. Gezegenimizdeki su kaynaklarının %70’i sulamada, yani tarımda kullanılıyor. Bireysel düzeyde beslenme yeterliğinin (gıda güvenliğinin) teminatı ise tahıl. 1 kilo tahıl üretmek için 1 ton su kullanmak gerekiyor. Suda kıtlık yaşarsanız uzun vadede tarım arazilerinizi kaybedersiniz. Tarım arazisinin kaybı da sizi dışa bağımlı bir ülke haline getirir. Eğer zaten bağımlıysanız daha da bağımlı hale gelirsiniz. Tam bir batak. Tüm bunları alt alta koyunca da gıda güvenliğinizin tehdit altında olduğu gerçeğiyle karşılaşırsınız. En basit ifadeyle, su biterse gıda da biter. Zincirleme bir reaksiyondan bahsediyoruz, 
 
İsrafı durdurmak şart 
 
Bakacak olursak 1 kilogram çikolata için tarladan tabağa 17,1 bin litre, 1 kilogram biftek için 15,4 bin litre, 1 kilogram peynir için 3,1 bin litre, 1 kilogram ekmek içinse 1,6 bin litre suya ihtiyaç var. Yani 1 kilogram ekmeği çöpe attığınızda 1,6 bin litre suyu da israf etmiş oluyorsunuz. Suyun ve gıdanın geleceği için bu ziyana ve gereksiz tüketime "dur" demek gerekiyor. 
 
2030 yılında dünya nüfusunun yarısının, suya erişim konusunda problem yaşayacak bölgelerde yaşamlarını sürdüreceği ifade ediliyor. Her yıl yaklaşık 80 milyon civarında artan dünya nüfusu için her yıl 64 milyar m3 suya daha ihtiyaç duyuyor. 2050 yılında nüfusun 9,8 milyar olması beklenirken ve yenilenebilir su kaynakları, iklim değişikliği sebebiyle gitgide "buharlaşırken" bu israfın bir lüks olduğunu söylemeye ihtiyaç olmasa gerek. 
 
Uzun lafın kısası, dünyada yaşanan savaşların görünen yüzü petrol olsa da asıl savaşın su için verildiği gün gibi ortada. Türkiye-Suriye-Irak gerginliğinden tutun da Filistin-İsrail çatışmalarına kadar neredeyse her uluslararası gerginliğin ön planında petrol, arkasında ise su var. Çünkü devletler biliyor ki petrolün yeri -önünde sonunda- yenilenebilir enerji kaynaklarıyla doldurulabilir. Ancak suyun yerini doldurabilecek hiçbir şey yok.
DİĞER HABERLER
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI

Fazla çalışma ücreti, kanunun veya sözleşmelerin öngördüğü haftalık çalışma süresinin üzerindeki çalışmalar için ödenecek ücreti ifade etmektedir.

GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE
GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE

İktidarın neoliberal politikaları gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkeyi Avrupa’nın zirvesine taşıdı. En zengin %1’lik kesim ülkedeki servetin %40’ına sahip oldu. Halkın %71’inin 10 bin dolardan az serveti bulunuyor.

MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisi sürdürülürken, işçi tarafından yapılan devamsızlıkların geçerli bir mazerete dayanması gerekmektedir.

BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI
BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI

Bedelli askerlik ve tazminat hakkı.