31 Ekim 2018
TAZMİNATA TIRPAN EKONOMİYE KAYNAK
Hükümet, bireysel hesaba dayalı bir sistem oluşturmak için kıdem tazminatını yeniden gündemine aldı. Ayrıntılar henüz belli değil. Ancak işçi sendikaları tepkili: Tartıştırmayız
Ekonomik kriz döneminde kaynak ‘ihtiyacı artarken hükümetin milyonlarca çalışanın iş güvencesi niteliğindeki kıdem tazminatını yeniden gündemine alması dikkat çekti. Resmi Gazete’nin 27 Ekim tarihli mükerrer sayısında yayımlanan 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda "Sosyal tarafların mutabakatıyla tüm işçilerin erişebilirliğini güvence altına alan bireysel hesaba dayalı bir kıdem tazminatı reformu yapılacaktır" ifadeleri yer aldı. Aydınlık’a konuşan Türkiye Otel, Lokanta ve Dinlenme Yerleri işçileri Sendikası (TOLEYİS) Genel Başkanı Cemail Bakındı, hükümetin kaynak yaratmak için bireysel hesaba dayalı bir sistem oluşturmak istediğini savundu. Tüm Taşıma işçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk de hükümetin kıdem tazminatını tasfiye etmek amacı taşıdığını belirtti. Sendika başkanları bu girişimlere karşı ortak harekete etmenin önemine değinerek konfederasyonların bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
‘İŞVERENLER DE İTİRAZ EDER’
TOLEYİS Genel Başkanı Cemail Bakındı: Türkiye’nin tasarruf açığı kapatılamıyor. Bankalarda kredi verme sıkıntısı var. Faizler yükseldi. Türkiye parayı nereden bulacak? Bireysel emeklilik sistemiyle bunu yapmaya çalıştılar, tutmuyor, tutmadı. Yeni kaynak arıyorlar. Kıdem tazminatı fonu sistemini getirerek kaynak yaratmak istediler, sendikalar karşı çıktı, o da olmadı. Şimdi kaynak yaratmak için bireysel hesaba dayalı kıdem tazminatı sistemini getirmek istiyorlar. Bu sistemde işverenler kıdem tazminatını bireysel hesaba yatıracak. Hesaptaki parayı nemalandırıp cazip hale getirecekler. Sonra onu kullanacaklar. Ama yarın ne olacağı belli değil. Bugüne kadar birçok fon kullanıldı, kayboldu, gitti. Sonra taksit taksit ödemeye kalktılar ama verdikleri bir işe yaramadı, işverenler de bireysel hesaba dayalı kıdem tazminatı sistemine itiraz edecektir. Çünkü yeni sistemde kıdem tazminatını peşin peşin ödemek zorunda kalacaklar ve sıkıntıya düşecekler. Sağlam müesseseler dışındakilerin çoğu ödemeyecek. Aflarla falan idare edecekler. Sendikalar bir araya gelip yol haritası çıkarmalı. Kıdem tazminatı tüm emekçileri ilgilendirdiği için bu yalnız Türk-İş Konfederasyonu düzeyinde değil DİSK’i de içine alan bir girişimle olmalı.
‘HAREKETE GEÇMELİ’
TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk Kıdem tazminatı konusu daha önce iktidar yetkilileri ve bakanlar tarafından dile getirildi, işçiler ve sendikaların ‘Kırmızı çizgimizdir, tartışmayız’ tepkilerinden sonra geri adım atıldı. Anlayabildiğimiz kadarıyla bu dönem yeniden sahneye sürülecek. Çalışanlardan mümkün olduğunca bir itiraz olmasın diye ‘Herkesin erişebileceği bir kıdem tazminatı sistemi getirilecek’ diye pazarlaması yapılıyor. Ancak mevcut durumda da çalışanlar kıdem tazminatına erişebiliyor, işten ayrılırken veya çıkarılırken alıyor. Alamadığı durumda uzun sürse de dava açıp alıyor. Burada temel amaç; işçinin elinde kalan son kazanımı, geleceği ve güvencesi olan kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesidir. Kıdem tazminatı işçilerin ve sendikaların kırmızı çizgisidir, tartışmayız, tartıştırmayız. Sendikalar kıdem tazminatının korunması konusunda tutarlı bir tutum alamayacak ve bir dirayet gösteremeyecekse işçiye diyecek bir şey kalmayacak. Biz bu gasp girişimine karşı sonuna kadar direneceğiz. Diğer sendikalarla emek örgütleriyle kıdem tazminatının gasp edilmek istenmesine izin vermeyeceğiz. Konfederasyonların buna karşı bir açıklama yapması ve harekete geçmesi gerekiyor.
HÜKÜMETİN İTİRAFI
Hükümetin kıdem tazminatında hak kaybı olacağına dair görüşleri, dönemin Çalışma Bakanı Süleyman Soylu tarafından gündeme getirilmişti. Soylu, Hadımköy-Arnavutköy Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin 15 Nisan 2016’da makamına yaptığı basına kapalı ziyarette kıdem tazminatıyla ilgili işverenin yükünün farkında olduklarını ve bunu çözmek için, "bireysel kıdem tazminatı hesabı" açılarak işverenin bu konudaki yükünün hafifleyeceğini söylemişti. Soylu, kıdem tazminatı ile ilgili yüzde 8.33 olan rakamın, kademeli olarak yüzde 3.75’e indirilmesi için çalışma içinde olduklarını itiraf etmişti. Soylu’nun açıkladığı rakam bir işçinin en az yüzde 55 hak kaybı yaşayacağı anlamına geliyor. Çalışma Bakanlığı tarafından kıdem tazminatı fonuyla ilgili düzenlenen toplantılara katılan, isminin gizli kalması kaydıyla Aydınlık’a konuşan bir bürokrat da, yasadaki koşulu yerine getirmesi halinde işçiye her bir yıllık çalışma karşılığında ödenmesi gereken 30 günlük ücret tutarındaki kıdem tazminatı miktarının düşürüleceğini belirtmişti. Öte yandan Hazine ve MALİye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen haftalarda açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda da "Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir" ifadeleri yer almıştı.
EK ÖDEMELER DİKKATE ALINACAK MI?
MEVCUT yasaya göre, işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince geçen her tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Kıdem tazminatı hesabı ise işçiye son ücret üzerinden yapılıyor. Hesaplamada çıplak ücret dışında, düzenli ödenen prim, ikramiye, sosyal yardım niteliğindeki giyecek, yakacak ve erzak yardımı da dikkate alınıyor. Ancak fon veya bireysel hesaba dayalı bir sistemde son ücret üzerinden ödeme yapmanın mümkün olmadığı düşünülürse mevcut sisteme göre hak kaybı kaçınılmaz olacak. Ayrıca ek ödemelerin kıdem tazminatı hesaplamasında dikkate alınmaması halindeyse hak kaybı daha da artacak.