Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Şubat 2019
ATATÜRK, CUMHURİYET VE EKONOMİ

Bir ülkenin kalkınmışlık göstergeleri, uluslararası ortak bir ölçü olan fert başına Millî gelir ile ölçülür.

ATATÜRK, CUMHURİYET VE EKONOMİ

Bir ülkenin kalkınmışlık göstergeleri, uluslararası ortak bir ölçü olan fert başına Millî gelir ile ölçülür. Kalkınma süresinde fert başına Millî gelir, belirli bir kalkınma altyapısı oluştuktan sonra daha hızlı artar. 1950’li yıllarda Yunanistan ve 1960’lı yıllarda İspanya ve Portekiz’le fert başına gelir düzeyimiz aynıydı. 1970’li yılların başında İrlanda ve Güney Kore’de fert başına gelir daha düşüktü. Bugün bütün bu ülkelerde fert başına gelir bizden 4 veya 5 kat fazladır.

Bu anlamda Türkiye’nin kalkınma sürecini ikiye ayırabiliriz. Atatürk dönemi, Atatürk’ten sonraki dönem… Atatürk döneminde oluşturulan ekonomik, siyasi ve sosyal altyapı, Atatürk’ten sonra devam etmedi.
 
Cumhuriyetten sonra Atatürk’ün ekonomide yaptığı devrimler, en az siyaset ve sosyal alanda yapılanlar kadar önemlidir. Kurtuluş savaşı yalnızca siyasi anlamda değil, ekonomik anlamda da kurtuluştur. Çünkü Cumhuriyetin kuruluş yıllarında iktisadi kalkınmanın önünde, en az savaş kadar önemli engeller bulunmaktaydı.
 
1. İktisadi kalkınma için fiziki altyapı yoktu. Mevcut olanlar da savaşta tahrip olmuştu.
 
2. Kapitülasyonlar vardı. Duyunu Umumiye vardı. Duyunu Umumiye dışında da Osmanlı borçları vardı.
 
3. Fiziki ve beşeri sermaye yoktu. Vergi gelirleri düşüktü. Aşar gibi ilkel vergiler vardı. EĞİTİM ve sağlık gibi beşeri yatırımlar yok denecek kadar azdı. Aktif nüfusun önemli bir kısmı telef olmuştu. Erkek nüfus sayısı düşüktü.
 
4. Piyasanın oluşması ve ticaret için gerekli olan hukuki altyapı yoktu.
 
Bu sorunları çözmek, iktisadi gelişmenin önünü açmak, o dönemin şartları içinde ancak ”Ekonomide devrim” olarak tarif edilebilir.
 
Bu devrimin yolu, Atatürk’ün isteği ile 1923’te yapılan ‘İzmir İktisat Kongresi’nde de çizildi.
 
Kongrede, alınan kararları iki grupta toplayabiliriz.
 
Birisi, ”Misak-ı İktisadi” (İktisadi anlaşma)…
 
Diğeri, ”Çiftçi, tüccar, sanayici  ve işçi gruplarına müteallik esaslar”…
 
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararların esası, ”Kalkınmanın özel sektör eliyle gerçekleşmesi ve ekonomide liberal politikaların uygulanması” şeklindeydi.
 
Öte yandan Atatürk, 1 Mart 1922’deki Meclis konuşmasında, ekonomik bağımsızlık yolunu da çiziyordu.
 
”Dışarıdan alınan borç paraları, şimdiye kadar Babıali’nin yaptığı şekilde, ödemeye zorunlu değilmişiz gibi, üretici bir yatırıma dayanmaksızın boşu boşuna sarf ile tüketerek, devlet borçlarının yükünü artırarak ve bağımsızlığımızı tehlike karşısında bırakacak bir uygulamaya kesin olarak karşıyız. Biz, memlekette halkın refah seviyesini yükseltecek, imarı ve üretimi artıracak ve gelir kaynaklarımızı geliştirmeye yararlı olabilecek yöndeki dış borçlanmadan yanayız.”
 
Bu çerçevede, kapitülasyonlar ve Duyunu Umumiye İdaresi’ne son verildi. Aşar gibi ilkel ve haksız bir vergi yürürlükten kaldırıldı. İsviçre’den ”Borçlar Hukuku” alındı. EĞİTİM seferberliği ilan edildi. Özel sektörü teşvik yasası çıkarıldı.
 
1930 dünya buhranından korunmak için, 1933’te devletçilik uygulaması yapıldı. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı içinde, yıllardır özelleştirmekte olduğumuz Kamu İktisadi Teşebbüsleri yatırımları yapıldı.
 
O dönemde dünya buhranından en az etkilenen ülke olduk.
 
Eğer gelen iktidarlar popülist politikalar peşinde koşmasaydı, bu altyapıyı iyi değerlendirseydi, bugün fert başına gelir düzeyimiz üç kat daha fazla olurdu.
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.