Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
22 Mart 2019
YOKSULLUĞUN HARİTASI

Bölgeler arası işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik daha derin ve yaygın bir hal almıştır.

YOKSULLUĞUN HARİTASI

Bölgeler arası işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik daha derin ve yaygın bir hal almıştır. İktidarın propaganda metinlerinde halka pazarladığı mutluluk tablosu maalesef gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine sosyoekonomik düzey ve refah azalmakta, yoksulluk içinde temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken vatandaşların sayısı giderek artmaktadır. 

 
Reklamlarla halka pembe tablo pazarlansa da gerçek durumda; işsizlik oranı yüzde13.5 seviyesine yükselmiş, genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı ise 5.3 puanlık artış ile yüzde 24.5 ulaşmıştır. Sosyal güvenceden yoksun vatandaş sayısı 10.5 milyona yükselirken, 18 yaş ve üstü toplam 56.3 milyon nüfusun 8.2 milyonunun gelirinin asgari ücretin 1/3’ünden az olduğu yoksulluk tablosu gözden kaçırılmak istenmektedir.
 
İşsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik her yerleşim bölgesinde görülebilmekle birlikte, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde daha derin ve yaygın hal almıştır.
 
‘Aş değil yoksulluk’ 
 
Herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmayan, aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olan ve genel sağlık sigortası primi devlet tarafından ödenenlerin 18 yaş ve üstü nüfusa(seçmen sayısına) oranı Türkiye ortalaması 14.6’dır. Bölge bazında bu oran Doğu Anadolu bölgesinde yüzde 42.3, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yüzde 49.7’dir. 
 
Bölgelerin oranları arasında farkın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi aleyhine çok yüksek olmasının nedenleri arasında gelir dağılımındaki eşitsizlik, istihdamın olmaması, işsizlik ve yoksulluk başta gelmektedir.
 
2018 yılında GSS primleri devlet tarafından ödenenlerinin sayısı toplam il seçmen sayısı oranına göre Ağrı (yüzde 81), kişi bazında ise Şanlıurfa (814.125) ilk sırada yer almaktadır. Şanlıurfa’daki sayının İstanbul’dan çok fazla olması dikkat çekicidir. 
 
AKP hükümetinin uyguladığı ekonomik politika ve buna bağlı olarak küresel sermayenin saldırıları zenginleri daha zengin hale getirmekte; alt tabakada yer alan yoksul ve dezavantajlı kesimleri ise daha yoksul duruma düşürmektedir. Bu şekilde vatandaşını tebaaya dönüştüren ve böylece siyasilerin ulufelerine bağımlı kılan bir sistem oluşturulmaktadır.
 
Cebinden vermiyor 
 
Mahalli idareler genel seçimlerine giderken Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki birçok ilde mülki amirler ve kolluk kuvvetlerinin ‘oy’ tehdidi iddiaları yaygın kabul görmekle birlikte, aslında siyasal iktidar sosyal yardımları vatandaşın siyasal tercihini belirlemek için adeta bir tür ‘siyasi rüşvet’ olarak kullanmaktadır. Oysa sosyal yardım harcamaları siyasetçilerin cebinde çıkmamaktadır. ‘Oy’ tehdidi ile siyasal tercihte bulunulmasını arzu eden siyasetçiler bilmelidirler ki sosyal yardımlar aslında bir lütuf değil devlet tarafından karşılanması gereken yasal bir haktır. Sosyal harcamaların finansmanı da devlet bütçesinin önemli gelir kaynaklarından olan vatandaşların verdiği vergilerle karşılanmaktadır. 
 
Sosyal yardımlardan yararlanan kişilerin herhangi bir yerel yönetim değişikliğinde yardımları kaybetme konusunda endişesinin olmaması gerekmektedir.
 
Gerçek saklanıyor 
 
Yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken vatandaşların sayısı neden saklanmaktadır? Sosyal güvenceden yoksun, asgari yaşam standardının altında gelire sahip olan ve aldıkları sosyal yardımlar ile en asgari düzeyde yaşamaya çalışan, yoksulluk envanterine kayıtlı kişi sayısı saklanmaktadır. 2015 yılından sonra Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi’ne kayıtlı hane sayısı ve kişi sayısı yayımlanmamıştır. Türkiye sosyal yardım istatistikleri bülteninin yayından kaldırılması ile gerçek yoksulluk envanterine ulaşılamamaktadır. Bu durum artan yoksul ve muhtaç sayısının üzerini örtmeye yönelik bir hamle olarak değerlendirilebilir. 
 
Reklamlarda Sosyal Güvenlik Kapsamı yüzde 99 olarak bildirilirken, SGK Resmi Verilerindeki Gerçek oran yüzde 85.6’dır. Çağdaş dünyada bütün ülkeler sosyal güvenliği devletler için bir kamu görevi, kişiler içinse bir hak olarak tanımışlardır. Sosyal güvenlik sistemini “Kim batırdı, kâr-zarar, açık, vs” argümanlarla şirket gibi gören iktidar sahipleri birden sosyal devleti hatırlayıp sosyal güvenlik kapsamını yüzde 99 olarak belirten gazete ilanları vermekte ve böylece sanal bir iyilik hali oluşturmaya çalışmaktadır.
 
Niye makyajlıyorlar?
 
İşgücüne katılma oranının yüzde 52.4, istihdam oranının yüzde 45.4, kayıt dışı çalışmanın yüzde 33.4,işsizlik oranının yüzde 13.5 olduğu bir yapıdan yüzde 85.6 oranında bir sosyal güvenlik kapsamına ulaşmak, efektif kapsam bakımından gerçekçi olmayan, sanal bir iyilik hali gibi görünmektedir. Nitekim aktif/pasif sigortalı oranının hala 1.86 olması bunu göstermektedir.
 
Sonuç olarak, alım gücünün hızla gerilediği, enflasyon oranın arttığı, işsizliğin tırmandığı bir süreçten geçerken, iktidar reklamlarla halka mutluluk tablosu pazarlamaktadır. Ancak vatandaşın ocağında “aş yerine yoksulluk’’ kaynamaktadır. Muktedirlerin söylediği gibi sosyoekonomik düzey ve refah değil; aksine insani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani yoksulluk giderek artmaktadır. Kişilerin sosyal güvenliğini güvence altına almak devletin yükümlülüğü olduğuna göre sosyal güvenliğin önemli bir unsuru olan sosyal yardımların yapılması da tam olarak devletin sorumluluğundadır. Sosyal yardımlar sosyal bir hak olarak değil seçim desteği karşılığında vatandaşlara yapılan birer lütuf ve korku unsuru olarak sunulamaz. Yoksulluk ile sağlık, birbirini hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkilemektedir. Toplumlarda düşük sosyoekonomik düzeydeki kesimin yaşam beklentisi daha kısa olmakta ve birçok hastalık daha yaygın görülmekte, ciddi hastalık riski en az iki kat artmakta ve erken ölümler neredeyse en üst düzeyde görülmektedir. 
 
Ekonomik yoksulluğu, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve İşsizliği üreten sistemin bunlara çare bulması beklenemez. Yoksulluğun minimalize edilmesi gelir dağılımındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve kaynakların eşit dağılımının sağlanması ile mümkündür.
 

 
DİĞER HABERLER
BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.

İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’
İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’

İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine son talebiyle İstanbul Kadıköy’de eylem yaptı.

TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI
TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI

Asgari ücret masasında işçileri temsil eden Türk-İş, asgari ücrete ara zam yapılmayacağı açıklamalarıyla ilgili olarak “Enflasyonu durdurmadan verilen paranın hükmü kalmıyor” değerlendirmesini yaptı.