Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
22 Nisan 2019
KRİZ KOŞULLARINDA UZLAŞMANIN KOŞULLARI

AKP Türkiye’yi yönetemiyor. İşsizlik tırmanıyor. Sanayi çöküyor. Enflasyon oranı artıyor. 16 milyon işçinin gerçek gelirleri hızla azalıyor.

KRİZ KOŞULLARINDA UZLAŞMANIN KOŞULLARI

AKP Türkiye’yi yönetemiyor. İşsizlik tırmanıyor. Sanayi çöküyor. Enflasyon oranı artıyor. 16 milyon işçinin gerçek gelirleri hızla azalıyor.

Aç tilki fırın yıkar. Hele fırının bekçileri yoksa.
 
İnsanlar giderek artan bir ekonomik sıkıntı yaşıyor. AKP ise mahalli idare seçimlerinde güç kaybetti. Bu iki koşul bir araya geldiğinde, kendiliğindenci kitle hareketleri gelişir.
 
İşverenlerin bir bölümü işyerlerini kurtarmak için büyük çaba gösteriyor. Hiçbirimiz Türkiye’nin üretici işyerlerinin kapanmasını istemeyiz. Tam tersine, Türkiye’nin ithalattan yerli üretime ve yerli üretim içinde de milli üretime geçmesini savunuruz.
 
Ancak bu süreçte işverenler iki seçenekten birini seçmek zorundadır.

İŞVERENLERİN ÖNÜNDEKİ İKİ SEÇENEK
 
Birinci seçenek, 12 Eylül Darbesi sonrasında ve ANAP iktidarları döneminde 1989 yılına kadar izlenen yoldur. Bu seçenek, işçi hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması ve gerçek işçi gelirlerinin ciddi biçimde düşürülerek, işgücü maliyetlerinin azaltılması ve üretilen malların rekabet gücünün artırılmasıdır.
 
İkinci seçenek, öncelikle de büyük servet sahiplerinin fedakarlıkta bulunması temelinde işçilerle anlaşarak sorunları çözme çabasıdır.
 
Birinci seçenek çözümsüzlüktür. Bugün Türkiye’de 12 Eylül sonrasının diktatörlüğü yok. Ayrıca günümüzün işçisi (işçilerin küçük bir bölümü değil, milyonlarcası), 1980 yılının işçisinden çok daha eğitimli ve deneyimli. Bu yola başvuran işverenler, sınıf çatışmasının daha da şiddetlenmesine yol açar. Geçinmek, kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarının taksitlerini ödeyebilmek, çocuklarının taleplerini karşılayabilmek isteyen işçiler, aralarındaki her türlü farklılığı kenara koyarak, çok sert tepki gösterir. Bu süreçte kimse "ülke çıkarı" veya "vatan" kaygılarıyla hareket etmez. "Bana düşmanca davranana ben de aynı şekilde karşılık veririm" anlayışı hakim olur. Göze göz, dişe diş bir kavga başlar.
 
İkinci seçeneğin ise hem ülkemiz için, hem de üretim birimlerinin zarar görmeden faaliyetini sürdürebilmesi ve işçilerin işsizliğe terkedilmemesi açısından büyük yararı vardır.
 
Bu konuda kararı verecek olan, işçiler değil, işverenlerdir. Birinci seçeneği seçerlerse, kitlesel işçi tepkilerinin nereye gideceği belli olmaz. İkincisini seçerler ve kendileri de gerekli fedakarlıkta bulunurlarsa, çözüm mümkündür.

İŞVERENLER NE YAPARSA İŞÇİLERİ İKNA EDEBİLİR
 
Herkes akıllı. Benim de kimseye akıl öğretme gibi bir niyetin yok; haddim de değil zaten. İşverenler, büyük bir bilgi ve tecrübe birikimiyle karar veriyor. İşçiler de büyük bir bilgi ve tecrübe birikimiyle ve hayatın zorlamasıyla, işverenlerin verdiği karara tepkilerini belirleyecek. Ancak işverenlerin işçilerle bir uzlaşma sağlayabilmelerinin bazı önkoşulları var. Bu önkoşullar gerçekleştirilmezse ve hele hele birinci seçenek tercih edilirse, aç tilkilerin fırın yıktığını göreceksiniz.
 
Ekonomik krizde işçilerden fedakarlık isteyen işveren, krizin işletmeyi nasıl etkilediğini işçilerin temsilcilerine tüm açıklığıyla anlatmalı. İşçi temsilcilerinin işletmenin yönetiminde belirli bir ölçüde söz sahibi olması sağlanmalı. Geçmişte çok tartışılan "yönetime katılma"nın ilk adımı, ekonomik kriz dönemlerinde atılabilir. İşletmenin gerçek ve doğru hesaplarını işçi temsilcilerine göstermekten çekinen bir işvereninin iyi niyetinden söz edilemez.
 
İşyerindeki toplu iş sözleşmesine veya sendikasız işyerlerinde işçilerin temsilcileriyle imzalanacak sözleşmelere (takım sözleşmelerine), işçilerin iş güvencesini hemen ve ayrıca krizin aşılması sonrasında da artıran hükümler konmalı.
 
Sendika üyesi olan işçilerin işten atılmasına son verilmeli.
 
İşyerlerinde en önemli konulardan biri, çalışma düzeninin biçimlendirilmesinde ve değiştirilmesinde işçilerin de söz hakkıdır. Bu söz hakkı sağlanmalı. İşçileri canından bezdirici (yıldırıcı, mobbing) uygulamalarından kaçınılmalı.
 
Çalışma süreleri işçiler lehine yeniden düzenlenmeli.
 
İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri artırılmalı.
 
İşçiler, bu konularda işverenlerin attığı olumlu adımları görürlerse, derinleşen ekonomik kriz koşullarında işyerine sahip çıkarlar. İşverenler bunları yapmaz ve baskı yoluna başvurursa, işçiler de ona uygun davranır.
DİĞER HABERLER
BUGÜN 23 NİSAN
BUGÜN 23 NİSAN

“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” diyen M. Kemal Atatürk’ün yolunda, biz 23 Nisanlarla büyüyenler; koşullar ne kadar çetin, imkanlar ne kadar yetersiz olursa olsun, cumhuriyeti bütün değerleri ile koruma kararlılığından asla vazgeçmeyeceğiz. Bu kararlılığımız her 23 Nisan’da daha da güçlenecektir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramımız kutlu olsun.

İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA
İŞÇİ SAĞLIĞI İKLİM TEHDİDİ ALTINDA

ILO’ya göre aşırı sıcaklığa bağlı yaralanmadan kaynaklı 1 yılda 18 bin 970 işçi yaşamını yitirdi.

İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’
İSİG MECLİSİ’NDE EYLEM: ‘ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI’

İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına ve iş cinayetlerine son talebiyle İstanbul Kadıköy’de eylem yaptı.

TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI
TÜRK-İŞ’TEN ASGARİ ÜCRETE ARA ZAM AÇIKLAMASI

Asgari ücret masasında işçileri temsil eden Türk-İş, asgari ücrete ara zam yapılmayacağı açıklamalarıyla ilgili olarak “Enflasyonu durdurmadan verilen paranın hükmü kalmıyor” değerlendirmesini yaptı.