Ülkedeki ekonomik kriz matbaa işçilerini de vurdu. Emekli olduğu halde çalışan 62 yaşında bir işçi, “2017’de doldurduğum bir market arabasının bugün çeyreğini doldurabiliyorum. Geçinemiyorum” diyor. Suriyeli işçiler ise ‘ucuz işgücü’ olarak görüldüklerini, ayrımcılığa maruz kaldıklarını anlatıyor.
Ekonomik krizden ve döviz kurundaki dalgalanmalardan matbaa işçileri de olumsuz etkileniyor. Ekonomik darboğazda olduklarını, geçinemediklerini belirten işçiler güvencesizlik ve alınmayan iş güvenliği önlemleri gibi birçok sorunla boğuşuyor. Sektördeki daralma, ‘ucuz iş gücü’ olarak görülen göçmen işçilerin sayısını her geçen gün artırıyor. Türkiyeli işçiler bu nedenle üzerlerindeki baskının arttığından, Suriyeli işçiler de kendilerine çifte standart uygulandığından yakınıyor.
İstanbul Topkapı’daki Kazım Dinçol Sanayi Sitesi’nde çalışan Suriyeli ve Türkiyeli işçilerle krizi ve sorunlarını konuştuk.
EMEKLİYİM AMA ÇALIŞIYORUM
Matbaa sektörünün ekonomik krizden çok fazla etkilendiğini söyleyen matbaa işçisi Levent İ., “Sektördeki daralma biz işçileri çok etkiledi. Önceden müşteriye bir kutuyu 3 liraya yaparım diyordum, kâğıdın ve baskının fiyatı belliydi. Kâğıdın fiyatı artıyor, mecburen kura göre zararına yapıyoruz. Yerli ve milliyiz diyorlar ya… Ama hepsi dolara ve euroya bağlı. Hepsi ithal” dedi.
Emekli olmasına rağmen çalıştığını ancak yine de geçinemediğini vurgulayan 62 yaşındaki işçi, “2017’de doldurduğum bir market arabasının bugün çeyreğini doldurabiliyorum. Evimin kirası, giderlerim ve yol param arttı. Asgari ücret bugün 2 bin lira. Bu insanlar giyinmeyecek mi, bir yere gidip çay içmeyecek mi? Sigorta istesem yaparlar ama istemem; çünkü bu sefer alacağım maaş daha az olacak” diye konuştu.
İŞ GÜVENLİĞİ YOK
Kimyasal maddelerle çalıştıklarını ancak hiçbir iş güvenliği önlemi alınmadığını ifade eden Levent İ., şöyle devam etti: “İş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı kimsenin bir şey yaptığı yok. Boyayı ve tutkalı teneffüs ediyorsun. Kesici aletler var ve onlarla elini koparabilirsin. Hep sıkıntılı işler ama hiçbir tedbir yok. Burada 10 saatten az çalışan yok, sabah 9 akşam 7.”
Ekonomik kriz ile birlikte, patronların göçmen işçi almaya başladığını da söyleyen Levent İ., matbaa sektöründe çok fazla Suriyeli çalıştığını belirtti. Levent İ., “Ekonomik kriz derinleştikçe Türk işçiyi çıkarıp Suriyeli işçi almayı tercih ettiler. Çünkü onlara sigorta yapmıyor ve daha az ücret ödüyor. Türk işçiyi 8 saat çalıştırabilirken Suriyeli işçiyi 12 saat çalıştırabiliyor” ifadelerini kullandı.
BEŞ YILDIR İZİN KULLANMAYAN VAR
Çoğu sektörde olduğu gibi matbaa sektöründe de göçmen işçiler, kendilerine çifte standart uygulandığından yakınıyor. Patronların ‘ucuz iş gücü’ olarak gördükleri Suriyeli işçiler bu duruma tepkili. Maaşlarının az olduğunu ve sigortasız çalıştıklarını ifade eden Suriyeli Vahit C., göçmen oldukları için diğer işçilerle aynı haklara sahip olmadıklarını söyledi. Vahit C. “Arkadaşım burada 1 senedir çalışıyor. Hiç izin alamadı. Türk işçiler haftalık izin alabiliyor. Beş senedir çalışmasına rağmen izin alamayan arkadaşımız var” dedi.
SADECE MAAŞ AYNI KALDI
6 senedir Türkiye’de olduğunu, her şeyin çok değiştiğini ancak aldıkları paranın aynı kaldığını söyleyen Vahit C. “Her şey çok pahalılaştı. Ev kirası ve yemekleri karşılayamaz hale geldik. Su, elektrik ve internet faturası, mutfak masrafları derken maaşımız yetmiyor. Nasıl geçinelim? Sigortamız yok. Hastaneye gittiğimizde ve ilaç aldığımızda para ödemek zorundayız. Bayram izninde Türk işçiler yarı maaşlarını alabilirken biz hiçbir şey alamadık. Ne zaman sigorta yaparlar, bilmiyorum” şeklinde konuştu.