Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan Cargill işçilerinin eylemleri şirketin İstanbul’daki Genel Müdürlüğü önünde devam ediyor. 520 günü aşan eylemde işçiler, Cargill Gıda Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Ediz Aksoy’un işten çıkartmalara sebep olarak sendika değil, nişasta bazlı şekerin kotasının düşürülmesini öne sürmesine tepki gösterdi.

 

Aydınlık’ın geçen günlerde yaptığı ‘Tarlada bereketi artırmak için bin 200 çifçiye ulaştılar’ başlıklı haberde Cargill yöneticisi Ediz Aksoy işçilerin işten çıkartılmasıyla ilgili soruya sendikalı oldukları için değil kotalardaki düşüş sonrası üretim azalışından kaynaklandığı, hangi işçinin sendikalı olup olmadığı bilgisine sahip olamayacakları şeklinde yanıtladı. Aksoy’un yanıtlarına Cargill direnişçilerinden yanıt geldi. Cargill direnişini örgütleyen isimlerden Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, ‘Ben işçimi sendikadan dolayı çıkarttım’ diyeni hiç görmediklerini söyledi. Mahkemenin Cargill’in aksine "Bu adamlar sendikal sebeplerden dolayı çıkartıldı" dediğini vurgulayan Karlıkaya, şunları söyledi:

 

"Orhangazi fabrikasında 14 tane arkadaşımızın kota sebebiyle çıkartılması iddiası tamamen safsatadır. Kotadan dolayı küçülmeye gidiyorsanız sistem şudur: ‘Nişasta bazlı şekerde kota yüzde 10’dan yüzde 5’e düştü. Tazminatını isteyen arkadaşlarımız varsa başvurularınızı yapın’ dersiniz. Daha sonra başvuru yapanlar arasından çıkması uygun olanlar çıkartılır. Ve insanların isteğine bağlı bir çıkış olur. İstemeyen adam çıkartılmaz fabrikadan. 19 yıl emek vermiş Muharrem Özcan’ı, 17 yıl çalışmış Fatih Gürhan’ı hangi sebepten dolayı çıkartırsın? Her sene en iyi performans sergileyen işçini, Taner Kırmızıtoprak’ı performansından dolayı nasıl çıkartabilirsin? Oğuz Çömez bölümünün en iyi çalışanıydı. Ne sebepten çıkarttınız? Bunların açıklamalarını yapsınlar. ‘Ben kotadan dolayı çıkarttım’ demek işgüzarlıktır. Olayı atlatmaktır.

 

"Biz betonun üstünde yatmanın çok meraklısı değiliz. Bugüne kadar Cargill’e zarar vermemek için bu süreci çok nezih bir şekilde yönettik. En ufak bir sataşmada bulunmadık. Şirketin adının kamuoyunda işçi düşmanı olarak anılmasını da istemiyoruz. 523 gündür direniyoruz. 34 gündür burada yatıyoruz. Çoluğumuza çocuğumuza hasretiz. Buralarda çok mutlu değiliz. 14 işçi çıkartıldı. Nasıl bir tesadüftür ki hepsi sendika üyesi. Cargill’in çıkardığı 2 beyaz yakalı da yetki başvurumuzda işçilere baklava dağıtan, sendikalaşmayı destekleyen arkadaşlardı. Bu sorulara mantıklı cevapları varsa biz de buralarda durmayalım. Evimize gidelim. 25 Eylül Çarşamba günü saat 13’te mücadele başka bir sürece evrilecek."

 

 

Çıkarılan işçilerden Fatih Gürkan da Cargill’in iddialarına karşılık şunları söyledi: "Emekliliğine 8 ay kalan 1 sene kalan çalışanlar vardı. Onları da (çıkarmak) için öne alabilirdi. İşsizlik maaşı alır, bitince de emekli olabilirdi. Kendisi de isterdi. Çıkan arkadaşların hiçbiri de performansı düşük insanlar değil. Hem de kota olmayan yerlerden seçti. Cargill bunu sendikal örgütlenmenin önüne geçmek için yaptı."

 

İşçi Yücel Özkan, şöyle konuştu: "Şirket ‘sendikalı olduklarını bilemeyiz’ demiş. Yetki başvurusu yaptık. Tüm sendikalıların isimleri deşifre oldu. 2012’de de bir önceki sendika ayaklanmasından dolayı savunmalarımız alınmıştı zaten. Hepsi özlük dosyalarımızda mevcut. Bilmemeleri mümkün değil. Türk yargısının verdiği karara saygı duysunlar. Temyiz yoluna gidip de bizi oyalamaktan vazgeçsinler. 523 gün oldu. Hiç vazgeçmeye de niyetimiz yok. O fabrikada işbaşı yapana kadar mücadeleye devam edeceğiz."