Milyonlarca insanın açlıkla mücadele ettiği günümüzde, yeterli ve güvenli gıdaya ulaşım en temel küresel sağlık sorunlardan biri. Birleşmiş Milletler’in raporuna göre 821,6 milyon insan yani dünya nüfusunun yüzde 11 açlık çekmekte. TMMOB’ye bağlı Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada “Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor” dendi.

 

16 Ekim Dünya Gıda Günü bu yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluşunun 74’üncü yıldönümünde kutlanıyor. Tema ise ‘Sıfır Açlık’ (Zero Hunger) olarak belirlendi.

 

 

Odaların ortak açıklamasında yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıdanın çöpe gittiğinin altı çizilerken, “Çağımız hastalığı aşırı ve lüks tüketim alışkanlığı, gıdaya adil ulaşmanın önündeki en büyük engellerden birini oluşturmakta. Aynı zamanda bu alışkanlık gıdada israfı beraberinde getirmektedir. Bu kadar aç insanın olduğu bir dünyada, üretilen gıda maddelerinin yüzde 10‘ unun tüketilmeyerek çöpe atılması anlaşılmayacak bir durum. Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmakta. Sadece bu tüketilmeyen ya da tüketilemeyen, çöp olarak son bulan üretim fazlasıyla bile açlık çeken insanları doyurabilmek mümkün” dendi.

 

AKP’nin yanlış tarım politikaları sonucu çiftçinin tarımdaki gücünü yitirdiği ve yoksullaştığı belirtilen açıklamada küçük tarımsal alanların birleştirilip, büyütülmesine ve dolayısıyla düşük gelirli topraksız köylülerin köylerini terk edip, kente göç etmesine neden olduğuna vurgu yapıldı. Odaların açıklamasında, “Ülkemiz küresel dünyada rekabet edebileceği tek silahını da kaybetmiş ve tarımda dışa bağımlı hale gelmiştir” ifadeleri dikkat çekti.

 

Gıda kaynaklı hastalıkların küresel boyutunun kabul edilemez düzeyde olduğunu vurgulayan açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Dünya`da her yıl yaklaşık 600 milyon kişi kirli yiyecekleri yedikten sonra hastalanmakta ve 420 bini yaşamını yitirmekte. Görüldüğü gibi bu rakam, gıda güvenliğinin, yaşamımızın ne kadar değerli bir parçasını oluşturduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacak. Tarım alanlarımız yok ediliyor; zeytinlikler ve meralar çimento, mermer ocakları, altın ve gümüş madenciliği gibi kimyasal kirlilik yaratan sanayi yatırımlarına açılıyor. Bebek mamalarında, pirinçte GDO çıkıyor. Sermayenin allayıp pulladığı ‘organik gıda’ pazarının kâr payı büyüyor. Sağlıklı, doğal ve güvenli gıdaya ulaşmak büyük bir sorun haline geliyor. Gıda ve beslenme en temel sosyal haklardan biriyken bir lüksmüş gibi sunuluyor ve bu hakka erişim engelleniyor.”