15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartlarını yerine getirerek işten ayrılırken işverene önceden bildirimde bulunmam gerekir mi?
Emeklilik, askerlik ve evlilik nedeniyle kıdem tazminatı alarak işten ayrılanların önceden bildirimde bulunmasının gerekli olmadığı Yargıtay kararlarında açıkça belirtilmektedir. Örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 17.6.2019 tarihli bir kararında (2019/13345 K.) aynen şu ifade yer almaktadır: "İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14’üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez."
Kararda "emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle" dendiğinden, bunlara benzer durumların da kapsandığı sonucu çıkmaktadır. 8 Eylül 1999 öncesinde ilk sigortalılık girişi olanlardan 15 yıl 3600 gün şartını yerine getirip kıdem tazminatını hak ederek işten ayrılmak da bu kapsamda sayılmalıdır.
Kararda bu gerekçelerle kıdem tazminatını hak ederek işten ayrılan işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığı belirtildikten sonra, "Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez," denmektedir. Bazı hukukçular 4857 sayılı yasanın işçiye bildirimde bulunmaksızın derhal fesih hakkı tanıyan durumların 24. maddede düzenlendiğini ve emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle feshin bu maddede sayılan durumlardan biri olmadığından hareketle işçinin önceden bildirimde bulunması gerektiğini savunmaktadır.
Konuyla ilgili çok sayıdaki Yargıtay kararında yerleşik görüş ise, işçinin önceden bildirimde bulunmasının gerekmediği yönündedir.