Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
02 Nisan 2020
GERÇEKÇİ OLALIM, BU KOŞULLARDA İŞTEN ÇIKARMALAR ÖNLENEMEZ

İşçi çıkarmak yasaklansın yanlış bir ifade. İşyeri kapanan işletmelerin işçi çıkarmaktan başka çaresi yok. Önemli olan bu işçilere devletin sahip çıkması ve ücretlerin bir şekilde belli ölçüde de olsa ödenmesi.

GERÇEKÇİ OLALIM, BU KOŞULLARDA İŞTEN ÇIKARMALAR ÖNLENEMEZ

"İşçi çıkarmak yasaklansın" yanlış bir ifade. İşyeri kapanan işletmelerin işçi çıkarmaktan başka çaresi yok. Önemli olan bu işçilere devletin sahip çıkması ve ücretlerin bir şekilde belli ölçüde de olsa ödenmesi. Yapılması gereken bu.

İşyerleri kapatılan işletme sahipleri için de düzenleme gerekiyor. Kira ödenmemesi durumunda üç ay boyunca tahliye davası açılamayacak olması yalnızca bir öteleme. Ayrıca bu karar mal sahiplerini mağdur ediyor.
 
Koronanın yol açtığı ekonomik krizden etkilenmeyen kesim neredeyse yok. En çok da çalışanlar etkileniyor. İşsiz sayısı krizden dolayı her geçen gün artıyor. İşgücü istatistiklerine ilişkin son veriler geçen yılın aralık ayındaki durumu gösteriyor ve söz konusu ay itibarıyla 4.4 milyon işsiz vardı. Sayı belki şimdiden 5 milyonu aşmıştır.
 
İşsizlik zaten kanayan bir yara. Şimdi kan kaybı daha da hızlandı ve müthiş bir çaresizlik yaşanıyor.
 
Bu çaresizliğe karşı önlem olarak işten çıkarmaların yasaklanması önerisi ortaya atıldı.
 
Gerçekçi olalım; böyle bir yasaklama kararı getirilemez.
 
Bu söylediğimizi çarpıtmak isteyenler olacaktır; olsun. Bizim söylemek istediğimiz şu.
 
Bir kere bir işçinin işten çıkarılması için en temel şart hala çalışıyor olmasıdır. Oysa daha şimdiden zaten yüz binlerce kişi işini kaybetti. Özellikle hizmetler sektöründe çalışan mı kaldı!
 
Kafeteryayı, kahvehaneyi, lokantayı, berberi, kuaförü kapatacaksınız, ama buralarda çalışanlar için özünde hiçbir şey yapmayacaksınız.
 
Yalnızca buralarda çalışanlar değil ki, buraların sahipleri, işletmecileri de işsiz kaldı. Elde avuçta ne varsa yakında tüketmiş olacaklar.
 
Durum böyleyken “İşten çıkarma yasaklansın” demenin bir anlam ifade etmediği ortada. Ne yani bir berber işyerini kapatmak zorunda kalmış, ama yanında çalışan kalfanın, çırağın ücretini ödemeye devam edecek, öyle mi…
 
Kimse “İşsiz kalan bu insanlar başlarının çaresine baksın” demiyor. İşveren saydığımız en fazla birkaç kişiye istihdam sağlayan küçük esnafın adeta kendine hayrı yok ki artık. Dolayısıyla yapılacak çağrı "işten çıkarmalar yasaklansın” çağrısı değil, “bu durumdaki işçilerin ödemelerinin hiç olmazsa belli bölümünü devletin üstlenmesi gerektiği” çağrısıdır.
 
İnsanlar işyerlerinin kapısına kilit vurmuş. Binlerce küçük işletme sahibi kendi karnını doyurmakta zorlanıyor; kirasını nasıl ödeyecek, onu bilemiyor. İşyeri kapanmış ve işçi zaten fiilen işini kaybetmiş. İşyeri kapalı olan bu insanlar nasıl ücret ödemeye devam edecek, bilen var mı…
 
Yapılması gereken belli. Bu durumdaki işçilerin ödemelerinin devlet tarafından karşılanması. Bu yapılmıyor değil; kısa çalışma ödeneği bu aşamada devreye giriyor. Ama bu ödemeden yararlanabilmenin belli koşulları var ve korona sürecinde işsiz kalan herkesin bundan yararlanması mümkün değil. Çünkü belli süre sigorta primi ödenmesi gibi bir şart var. Bu süre azaltılmış olmakla birlikte yüz binlerce çalışan bu şartı yerine getirme durumunda değil.
 
Hizmetler sektöründe kayıt dışı çalışmanın çok yaygın olduğu dikkate alınırsa çok sayıda işçinin bu olanaktan yararlanamayacağı ortada.
 
Önlemler vatandaşa doğrudan dokunmalı
 
Dün de yazdık; en düşük emekli aylığının artırılması iyidir; ama bu karar zaten eline az çok para geçenleri ilgilendirir.
 
Emeklilerin bayram ikramiyesinin erken ödenmesi eh işte kıvamında bir destektir, 1.000 lira bir ay buçuk ay erken ödenmiş olacaktır.
 
Bankaların uygun koşullu kredi olanağı tanıması vatandaşın zorunlu olarak daha da borçlu hale gelmesi demektir. Geri ödeme döneminde iş olacak mıdır, o bile belli değildir.
 
İşverene dönük önlemlerin de belli bir düzeyin üstünde ölçeğe sahip olanları ilgilendirdiği, küçük esnafa yarayacak bir yönünün bulunmadığı ortadadır.
 
Merkez Bankası’nın aldığı önlemler ise orman yangınına su serpmeye benzemektedir. Su serperek ne yangını tümüyle kontrol altına almak mümkündür, ne de hele hele içten içe kavrulmakta olan bir ağacın harını almak…
 
Dönem, makro ekonomide yaşanan sorunları hafifleterek bireylere olumlu yansıma olmasını bekleme dönemi değil. Gerçi makro bazda da sorunların hafiflediği yok ya…
 
Dönem, vatandaşa doğrudan dokunacak önlemleri devreye alma dönemidir. Bunun yolu da işyeri kapananlar için kira düzenlemesi yapmaktan, buralarda çalışan işçilerin de adı ister kısa çalışma ödeneği olsun, ister başka bir ad bulunarak olsun, yeni düzenlemelerle desteklenmesinden geçer.
 
Kapalı işyerleri için kira ödenmemesi durumunda bunun üç ay boyunca tahliye nedeni sayılamayacağına ilişkin düzenleme sorunu ertelemekten başka bir şey değildir. Ayrıca bu kararla mal sahipleri cezalandırılmış olmaktadır.
 
İşsizlik tablosu 10 Temmuz’da ortaya çıkacak
 
Korona kriziyle birlikte tırmanışa geçen işsizlikteki durumumuzu sayısal olarak öyle kısa zamanda görme şansımız yok. Örneğin ABD’de işsizlik maaşı başvurularının 300 binlerden birden 3 milyonun üstüne çıkması ile tablonun ne kadar dramatik olduğu bir anda anlaşıldı. Kaldı ki bu tablo gelecekte daha da bozulacak, ABD böyle bekliyor.
 
Şimdi bizde hızla tırmanmakta olan işsizliğin hangi boyuta ulaştığını görmek için 10 Temmuz’u beklememiz gerekecek. Niye mi 10 Temmuz, izah edelim.
 
Bizde işgücü istatistikleri üç aylık dönemin ortalaması olarak ve ortadaki ayın adıyla açıklanıyor. 10 Temmuz’da mart-nisan-mayıs aylarının ortalamasını gösteren nisan verileri açıklanacak. Bu veri bile martın tümünü kapsamadığı için sorunun büyüklüğünü tam yansıtmayabilir. Ama işsizlik sorunu nisan ve mayısta da sürdüğü takdirde, (ne yazık ki öyle bekleniyor) nisan verileri en azından iki buçuk aylık olumsuzluğu tam olarak yansıtmış olacak.
 
10 Nisan’da açıklanacak ocak verisinde (aralık-ocak-şubat ortalaması) krizle ilgili hiçbir şey görmeyeceğiz.
 
11 Mayıs’ta açıklanacak şubat verisinde (ocak-şubat-mart ortalaması) mart ayındaki çöküşün küçük bir izi kapsanmış olacak. Bir anlamda iki buçuk ayı normal, on beş günü krizde geçen bir dönem.
 
10 Haziran’da ilan edilecek mart verisinde (şubat-mart-nisan ortalaması) krizin izini yarım göreceğiz.
 
10 Temmuz’da açıklanacak nisan verisi (mart-nisan-mayıs ortalaması) bize krizin izlerini büyük ölçüde gösterecek.
 
Eğer koronanın istihdama dönük etkileri hala sürüyor olursa 10 Ağustos’ta açıklanacak mayıs verisinde (nisan-mayıs-haziran ortalaması) krizin tüm izleri ortaya çıkmış olacak.
DİĞER HABERLER
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
BARRY CALLEBAUT’TA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Sendikamız ile Barry Callebaut Türkiye arasında şubat ayında başlayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı.

ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR
ÇARESİZ KALAN EMEKLİ İŞE DÖNÜYOR

Açlık sınırı altında aylıklarla yaşamaya mahkûm edilen emekliler, çalışma yaşamına geri dönmek zorunda kalıyor. Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışan emekli sayısı son 4 yılda 1 milyon 125 bin 131 kişi arttı.

HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM
HALK BIKANA KADAR YÜKSEK FAİZE DEVAM

Politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakan TCMB, liraya geçişi özendirmek için bankaları mevduat faizini artırmaya zorluyor. Bankalar mevduat faizini düşük, kredi faiz oranını ise daha yüksek hızda artırıyor.

İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR
İŞÇİYE İŞ SÖZLEŞMESİ VERİLMESİ ZORUNLUDUR

5 yıldır özel bir iş yerinde çalışıyorum. Geçen hafta iş sözleşmesi verip imzalamamı istediler. Anlayabildiğim kadarıyla şartlar hep işverenin lehinde. Sözleşmeyi imzalamazsam ne olur, işveren işten çıkarabilir mi?