Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
14 Nisan 2020
NASIL BİR DÜZEN?

Dünya Sağlık Örgütü 2019 raporunda, sağlığı etkileyecek tehlikeleri açıklamıştı. İlk sırada aşıya karşı direnç, ikinci sırada grip yer almıştı.

NASIL BİR DÜZEN?

Dünya Sağlık Örgütü 2019 raporunda, sağlığı etkileyecek tehlikeleri açıklamıştı. İlk sırada aşıya karşı direnç, ikinci sırada grip yer almıştı. Buna rağmen virüs krizinde birçok ülke önlem almakta geç kaldı, başarısız oldu. Bu durum dünya kamuoyunda zihinlerde  ”nasıl bir devlet-nasıl bir düzen?” sorusuna yol açtı.

Öte yandan, virüsle mücadele için dijital sitemle herkesin kontrolü de ”Devlet sistemi otokrasiye mi gidiyor?" sorusunu gündeme taşıdı.
 
Bir ülkede Devlet yapısı demokrasi ile şekillenir. Demokrasinin olduğu ülkelerde devleti halkın seçmenin tercihleri şekillendirir. Devlet yönetimi geçici olarak halk tarafından siyasi iktidarlara verilmiştir. Denetim de halk adına Meclisler tarafından yapılır. Kurumsal devlet yapısı varsa, siyasi iktidarların veya ABD ‘de olduğu gibi başkanın bu yapıyı değiştirmesi mümkün değildir.
 
Bize gelince, Ergenekon davası, FETÖ terörü kurumsal devlet yapısını zedeledi. Devlet yapısının, bürokrasinin Başkanlık sistemine intibak süresi uzadı ve/veya intibak edemedi. Kriz sonrası demokraside ve devlette yeni yapılanmaya gitmemiz gerekir.

1. Ekonomide planlama yapmalıyız. Bu kapsamda kamu kaynaklarını popülizmden uzak tutmalıyız. Bütçeden para dağıtmak yerine devlet piyasaya girmeli ve iş yaratmalıdır. Yani devlet para yerine iş dağıtmalıdır. Popülizm bir kısım insanı memnun eder fakat orta ve uzun dönemde kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına neden olur. Güven kaybı yaratır, özel yatırımları engeller, istikrarı bozar.
 
Öte yandan yeniden gelir dağılımı politikaları öne çıkmalıdır. Devlet, çevre kirliliği yaratanlardan, maliyetin üstünde ceza almalıdır. Buna karşılık özel eğitim ve sağlık hizmetlerinden herkesin yararlanması için devlet desteği vermelidir.
 
2. Türkiye de faktör verimliliği düşüktür. Çalışanlar asgari geçim seviyesinde sıkıştı kaldı. Sermaye güven duymuyor. Çünkü; Merkezi devlet ve yerel yönetimlerde ağır bürokrasiden dolayı yatırım maliyetleri yüksektir. Yargıya güven azaldı.
 
Bunun içinde çalışanın satın alma gücünü ve sosyal haklarını artırmalıyız.  Hiçbir iktidar hak dağıtmaz. Çalışanların örgütlenerek haklarını korumaları gerekir. Bunun için sendikaları güçlendirmek gerekir. İdeolojiye dayalı çok sayıda sendika, gücün bölünmesine neden olur ve işçi haklarını koruyamaz. Türkiye de üç işçi konfederasyonu var. Yasa ile sendikaları siyasetten uzak tutmalıyız. Tek konfederasyon haline getirmeliyiz. Kamuda çok sayıda memur sendikası var. Tek sendika olarak yeniden yapılandırmak gerekir.

3. İşverenleri de tek çatı altında toplamak gerekir. Türkiye işveren sendikaları var. Odalar var. Odaları siyasi vesayet altından çıkarmak gerekir. Oda seçimlerinin objektif standartlara göre yapılması için yasa çıkarılmalıdır. Odaları, iktidarların oyun alanı olmaktan çıkarmak gerekir. Siad’ları kapatmak gerekir. İşveren sendikası ve sanayi odaları varken, ayrıca Siad’ların olması cepheleşme yaratıyor.
 
4. Vakıflara yeni düzen vermeliyiz. Birçok kişinin bir araya gelerek vakıf kurması, dünyada vakıf felsefesine uygun değildir. Vakıflara verilen devlet imtiyazlarını ortadan kaldırmak gerekir. Bir kişi veya bir aile yararlı olmak için vakıf kurarsa ve eğer devlet imtiyazı da yoksa  bunu devletin denetlemesi de gerekmez. Vakıflar eğitim ve sağlık gibi yararlı alanlarda yatırım ve iş yapabilir. Ancak bunların hiçbir zaman özel kişilerle ortak olmaması gerekir.
 
5. Demokrasilerde sivil toplum örgütleri halkın çıkarlarını korur. Bu nedenle dernekleri siyasi etki dışında tutacak yasal önlemler alınmalıdır.
 
Sonuç olarak her şey halkta biter. Halkın demokrasi ve refah talebi olursa siyasiler direnemez.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.