Her yıl 1 Mayıs nedir, hangi şehir efsanesinden doğmuştur, kaç işçi New York’un sokaklarında asılmıştır, dinler dururuz. Ama bu yıl, bu salgının ortaya çıkardığı efsaneler ötesi bir gerçek var ki, o da teknoloji ve bilgi çağında bile hâlâ insan emeği olmadan hayatın sürmesinin mümkün olmadığı.
İşte tam da bu sebeple bu 1 Mayıs, bu gerçeğin daha fazla farkına vardığımız 1 Mayıs olacak. Umuyorum ki, bundan sonraki salgınsız 1 Mayıslarda bu yılı bir milat olarak anacağız. Emeğini satarak hayatını sürdürenlerin daha insanca, daha adil, daha eşit yaşayacağı bir dünyanın temellerinin doğal ama hızlı atılacağı bir milat… Bunun aksi olacak diyenlerin şu içinde bulunduğumuz sürece daha tarafsız bakmalarını salık veririm. Çünkü bir tek virüsün neredeyse bütün dünyayı esir aldığı şu süreçte, kurtuluşun ortaklaştırılmış bir yaşam olduğu gerçeği gelip suratlarımıza bir şamar gibi çarpıyor. Bunun dışında tek bir seçenek kalıyor; ÖLÜM!
Sadece insan ölmez, kapitalizmin sınıf ayrımına dayanan sömürü sistemi de ölür; dünyayı kendi arpalığı zanneden emperyal işgalcilik, yağmacılık da ölür. Şimdi dünya küçücük bir köy gibi.
Koronavirüsten öğrenmeye devam ediyoruz. İşçiyi yok sayan, onu işletmelerin gider kalemleri arasına sıkıştırmaya çalışan anlayışın artık sürdürülemeyeceği bir süreçteyiz. Önce işçinin sağlığını, tokluğunu sağlamadan çarkların dönmesi mümkün değil. Salgında canını dişine takan işçiler önce kurtarılacak! Makinalara virüs bulaşmaz, onları virüsten korumaya gerek yok ama onları çalıştıracak işçiyi korumak gerekli! İşçi varsa ekmek var, su var, elektrik var. İşçi varsa işlenen demir var, çalışan araç var. İşçi varsa üstümüzü örten giysi var, evimizin damı, camı, kapısı var. İşçi varsa bilimin bulduğu aşının, ilacın üretimi, dağıtımı var. Hayat tek bir ayak üzerinden sürmüyor. Her türlü üretim zincirleme birbirine bağlı.
Bugün aslında sözü çok da uzatmadan işçilere, onların örgütlü güçlerine bırakmak gerek. Bu salgın, birlikte mücadeleyi de öğretti yani örgütlü bir hayatı. İşçilerin örgütlü yapısı da bu yıl 1 Mayıs bildirileri açıklayacaklar. Türk-İş Konfederasyonu’nun hazırladığı ve işyerlerinde okunacak bildirinin sonuç kısmıyla bitirmek istiyorum yazımı. Salgından kurtuluşa daha fazla yaklaştığımız, umutlu ve güneşli 1 Mayıslar diliyorum hepimize.
“2020 1 Mayıs’ını karşıladığımız bu olağanüstü koşullar altında bile taleplerimiz geçerliliğini korumaktadır. Kovid-19 salgını sürecinde ve sonrasında atılması gereken birçok adım bulunmaktadır:
* Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi, tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmelidir. Sendikal örgütlenme demokrasinin yapı taşıdır.
* Ekonomik ve sosyal politikaların öncelikli amacı, refahın adaletli dağılımı olmalıdır. Ücretli çalışanların yaşama ve iş şartları iyileştirilmelidir.
* Vergide adalet sağlanmalıdır. İşsizlik ve kayıt dışı istihdam ortadan kaldırılmalıdır.
* Stratejik sektörler ve sosyal güvenlik, eğitim, sağlık gibi hizmetler kamu tarafından yerine getirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu kuruluş amacına uygun kullanılmalıdır.
* Kıdem tazminatı gibi işçilerin en önemli kazanımları korunmalı, esnek çalışmaya dönük değişiklikler gündeme getirilmemelidir.
“Tüm insanlık olarak bu küresel salgının üstesinden geleceğimize olan inancımız tamdır. Aslında bu insanlığın verdiği bir savaştır. Bu savaşın ön cephesinde yer alan sağlık emekçileri ve dünyanın hâlâ işler durumda kalmasını sağlayan diğer tüm işkollarındaki emekçileri yer alıyor. Ön cephedeki savaşın kazanılması, geri cephedeki önlemlere de güçlü bir şekilde bağlıdır.
“Bu salgının mağlup edilmesinin ardından, tüm insanlığın bir arada ve barış içinde yaşayabileceği, eşitsizliklerin üstesinden gelmek için bir mücadele vereceği sürecin içine gireceğini ümit ediyoruz.
“Sendikalar, emek örgütleri, aralarındaki ayrılıklardan kurtulup bir araya gelmek zorundadır. Önümüzdeki yıl hep birlikte 1 Mayıs’ı alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz. Emeğin hak ve çıkarlarını birlikte koruyup geliştirmeliyiz.
“Güzel ve güneşli günlerin görüleceği, salgının ve eşitsizliklerin üstesinden gelinmiş bir gelecek umuduyla herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.”