Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
12 Mayıs 2020
KORONAVİRÜSLE DEĞİŞEN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI

Yaşamımızı, sağlığımızı daha ne kadar süre ile olumsuz etkileyeceği net olarak bilinmeyen yeni koronavirüsün (COVID-19) önemli etkilerinden birisi de özellikle gıda ürünlerindeki tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi oldu.

KORONAVİRÜSLE DEĞİŞEN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI

Yeni yaşam biçimi yeni alışkanlıkları da beraberinde getirdi. Yaşamımızı, sağlığımızı daha ne kadar süre ile olumsuz etkileyeceği net olarak bilinmeyen yeni koronavirüsün (COVID-19) önemli etkilerinden birisi de özellikle gıda ürünlerindeki tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi oldu. İnsanlar eve kapanınca yaşam biçimleri, tüketim alışkanlıkları ve tercihleri değişti. Koronavirüs sonrası normal yaşama geçildiğinde de bu alışkanlıkların hepsi olmasa da en azından bir bölümünün sürdürüleceği tahmin ediliyor. Bu nedenle, tarım ve gıda üretiminin bu yeni alışkanlıklara uygun yönlendirilmesi, planlanması çok önemli.

Zamanın büyük bölümünü evde geçirenler için değişen tüketim alışkanlıklarını şöyle özetleyebiliriz:
 
1-EVDEN SİPARİŞ, ONLİNE ALIŞVERİŞ
 
Bir süreden beri yaşamımıza giren ancak koronavirüsün bizi eve hapsetmesiyle evden sipariş-online alışveriş çok yaygınlaştı. Bazıları için zorunlu hale geldi. Daha önce gıda alışverişi için bakkala, markete, manava, pazara giden tüketici bu dönemde zorunlu olarak online alışveriş yapmaya başladı. Normale dönüş olsa bile bu alışkanlık belli oranda devam edecek. Ürünlerin evine kadar gelmesi tüketici için pratik ve zaman kazandıran bir yöntem olarak görülüyor.
 
2-DONUK VE KONSERVE ÜRÜNLERE TALEP ARTTI
 
Raf ömrü uzun, donuk, dondurulmuş veya konserve ürünlerine yönelik talepte büyük artış oldu. Bunun en somut örneği balıkta yaşandı. Koronavirüs günlerinde taze balığa erişim zorlaştı. Balık mezatları uzun süre kapalı kalınca tüketici balığa ulaşmakta, balıkçı balığını satmakta zorlandı. Fakat konserve balık, ton balığı adeta yok sattı.
 
3-EV YAPIMI ÜRÜNLER VE YEMEKLER YENİDEN KEŞFEDİLDİ
 
Son yıllarda endüstriyel ürünlere tepki olarak evde yoğurt yapımı yaygınlaştı. Koronavirüs ile birlikte ekmek çeşitleri, pide ve diğer unlu mamuller de evde yapılmaya başlandı. Hızlı tüketimin yaygınlaşması, dışarıda yemek- kahvaltı alışkanlığı ile adeta unutulan geleneksel ev yemekleri bu dönemde yeniden değer kazandı. Evde yemek yapımı arttı. Eski kuşaklar bildikleri tarifleri yeni kuşaklara aktarıyor.
 
4- DÖKME ÜRÜNLERDEN PAKETLİ ÜRÜNLERE GEÇİŞ
 
Birçok gıda ürününde dökme ürün yerini paketli ürünlere bırakıyor. Kuru gıdaların yanı sıra sebze ve meyvede de paketli ürünlere yönelme oldu. Domates, elma, portakal veya diğer meyve ve sebzeler, hatta soğan ve patates bile ambalajlı olarak satılmaya başlandı. Dokunmanın en tehlikeli sayıldığı bu dönemde gıda ürünlerini elle seçerek almak yerine gözle seçmeye, internetten seçmeye zorlanıyor tüketici. Bu nedenle birçok üründe yarım kilo, bir veya iki kiloluk ambalajlarda ürün sunumu ön plana çıkıyor. Bu hem iç piyasada hem de ihracatta önem kazandı. Tüketici manava, markete, pazara gitse bile başkasının ellediği ürünü almak isteniyor.
 
5- BAKLİYAT ÜRÜNLERİNE YÖNELME SÜRÜYOR
 
Son yıllarda nohut,mercimek,- kuru fasulye, börülce, bakla gibi ürünlere olan yönelme koronavirüsle birlikte daha çok arttı. Lifli gıda olarak bilinen ve besleyiciliği, uzun raf ömrü nedeniyle stoklanmaya uygun olması bakliyat ürünlerinin tüketimini bu dönem daha da artırdı. Türkiye’nin son yıllarda nohut üretiminde olduğu gibi mercimek, fasulye ve bakla üretimini artırması hem iç tüketim hem ihracat açısından önemli avantajlar sağlayacaktır. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kırmızı mercimek alım fiyatını geçen yıla göre yüzde 40 artışla ton başına 2 bin 500 liradan 3 bin 500 liraya çıkarması önemli bir adım oldu. Bunun diğer bakliyat ürünlerinde de artarak devam etmesi gerekir.
 
6- MEYVE VE SEBZE TÜKETİMİ ARTTI
 
Sağlık uzmanlarının özellikle C vitamini içeren meyve ve sebzelerin koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiğine yönelik açıklamaları bu ürünlerin tüketimini artırdı. Portakal, limon, sarımsak, brokoli ve benzeri ürünlere en çok talep edilen ürünler oldu. Meyve ve sebze tüketimi özellikle Avrupa’da geçmişe oranla daha çok arttı. Bu nedenle yaş meyve ve sebze ihracatı için yeni fırsatlar doğdu. Kalıntısız, sağlık sertifikası olan ürünlerin ihracat şansı arttı. Türkiye’nin son yıllarda meyve üretimine yönelmesi önemli bir avantaj. Ancak, aynı zamanda tek tip meyveler yerine çeşitliliği koruyarak üretimin yönlendirilmesi çok önemli. Yaş meyve ve sebzede Türkiye kendine yeterli olduğu gibi ihracatta daha fazla söz sahibi olabilir.
 
7- TARIM VE GIDA ÜRETİMİNİ SORGULAMA
 
Bu dönemde tarım ve gıda konusunda bir farkındalık oluştu. Açlık korkusu, gıdaya erişimde sorun yaşanır mı endişesi ile tüketici ülkenin tarımsal üretimini sorgulamaya başladı. Tarımsal üretimin artırılması, üretim planlaması, çiftçinin para kazanması, gıda güvenliği ve benzeri konularda duyarlılıklar arttı.
 
8- AİLE ÇİFTÇİLİĞİ, KÜÇÜK ÜRETİCİLİĞİN ÖNEMİ
 
Güvenli gıdaya erişimde aile çiftçiliği, küçük üreticiliğin bu dönemde daha çok öne çıkması bekleniyor. Koronavirüsün ve benzer salgınların doğanın, çevrenin tahrip edilmesi, endüstriyel üretimlerin yaygınlaşması ile ortaya çıktığı fikri yaygınlaşıyor. Bu nedenle şirket tarımı yerine, doğa ile dost aile çiftçiliğinin önemi artıyor. Kooperatifçiliğin değeri anlaşılıyor.
 
9- TOPRAĞA SAHİP OLMA, ÜRETME İSTEĞİ ARTTI
 
Bu süreçte kendi ihtiyacı olan ürünleri üretme arayışı hızlandı. Balkonunda, evinin önündeki küçük alanlarda bazı bitkileri, sebzeleri yetiştirme hevesi ve isteği canlandı. Tarıma, toprağa ilgi arttı. Bu nedenle tarım toprağı her zamankinden daha değerli hale geldi. Toprağa sahip olma, elindekini koruma bilinci gelişti.
 
10- TARIMDA DİJİTALLEŞME ARTACAK
 
Aile çiftçiliğinin ötesinde daha büyük hacimli üretim yapanlar için teknoloji kullanımı artacak. Drone teknolojisi, uzaktan izleme, yönetme, sensör kullanımı gibi teknolojik yatırımları kapsayan yeni arayışların yaygınlaşması bekleniyor. Bu tarım ve gıdada yeni bir dönemin de başlangıcı olacak. Özetle koronavirüsle birlikte değişen tüketim alışkanlıkları, tarım ve gıda konusundaki duyarlılık doğru yönlendirildiğinde daha sağlıklı, güvenilir gıdaya erişim sağlanmış olur. Türkiye, bu konuda çok büyük fırsatlara sahip. O fırsatları değerlendirecek doğru bakışa ve politikalara ihtiyaç var.
DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.