Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
18 Mayıs 2020
İŞYERLERİNDEKİ SALGIN: TEDBİRSİZLİK

İşçi Sağlığı ve İş Güveliği (İSİG) Meclisi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının işçi sağlığı açısından etkilerine ilişkin araştırmasını açıkladı.

İŞYERLERİNDEKİ SALGIN: TEDBİRSİZLİK

İşçi Sağlığı ve İş Güveliği (İSİG) Meclisi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının işçi sağlığı açısından etkilerine ilişkin araştırmasını açıkladı. Salgının ikinci ayında ortaya çıkan vakalar ve çalışırken Kovid-19’a yakalanarak ölen işçilerin sayısı, işyerlerinde alınan önlemlerin yetersizliğini gösterdi. Salgının ilk iki ayı olan 11 Mart-10 Mayıs tarihleri arasında ‘en az’ 128 işçi Kovid-19 sebebiyle yaşamını yitirdi.

Hayatını kaybeden emekçilerin yaş ortalaması 50 oldu, ölenlerin 9’u kadın 119’u erkek çalışanlardan oluştu. Hayatını kaybedenlerin 98’i ücretli (işçi ve memur), 30’u ise kendi nam ve hesabına çalışanken, Kovid-19 nedenli ölümlerin en fazla gerçekleştiği işkolları ticaret-büro işkolu ile sağlık işkolu oldu. Ticaret-büro işkolunda 37, sağlık işkolunda 31, belediye-genel işler işkolunda 11, turizm-konaklama işkolunda 8, tekstil işkolunda 7, taşımacılık işkolunda 5, savunma-güvenlik işkolunda 5, bankacılık işkolunda 4, metal işkolunda 4 ve diğer işkollarında 14 işçi yaşamını yitirdi.
 
YÜZDE 86’SI SENDİKASIZ
 
Salgınla birlikte işyerlerinde alınan önlemler işyerinde yetkili sendikanın olup olmamasına göre değişiklik gösterdi. Aydınlık’a konuşan sendikacılar örgütlü oldukları işyerlerinde önlem açısından çok az eksiklik yaşandığını, bu eksiklerin de zamanla giderildiğini ancak örgütlü olmadıkları işyerlerinde çalışanlardan önlem alınmadığına dair çok fazla şikayet aldıklarını belirtiyor. Bu durumun İSİG Meclisi’nin verilerine de yansıdığını söylemek mümkün. Ancak salgın öncesi ölümlü iş kazaları raporlarına baktığımızda ölen sendikalı işçi sayısının salgın sürecinde arttığını da belirtmek gerekiyor. İSİG Meclisi, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden çalışanlardan 18’inin sendikalı olduğunu tespit ediyor.
 
ÖLÜMLERİN ÇOĞU İSTANBUL’DA
 
Salgının ilk iki ayında Kovid-19 sebebiyle hayatını kaybeden işçilerin 78’i (yüzde 60) İstanbul, 9’u Kocaeli, 7’si İzmir, 5’i Bursa, 3’ü Ankara, 3’ü Gaziantep ve 23’ü de diğer illerde çalışıyordu.
 
Raporda hayatını kaybeden emekçilerin yaş ortalamasının 50 olduğu belirtilerek, şeker, tansiyon, kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere kronik rahatsızlıkların 40’lı yaşlarda başladığına dikkat çekildi.
 
Raporda ayrıca şu değerlendirmelere yer verildi: “Mart ayının sonuna doğru işyerlerinde seyrek görülen Kovid-19 tanısı pozitif olan vakalar salgının ikinci ayında yaygınlaştı. Patronların pek çoğu pozitif vakalar olmasına rağmen üretimin sürdürülmesi, üretimin aksamaması ve müşteri kaybetmemek amacıyla pozitif vakaları işçilerden ve toplumdan gizlemeyi tercih etti. Büyük işyerlerinde izne gönderilen ya da rapor alan işçiler hakkında diğer işçilere hiçbir açıklama dahi yapılmadığı gibi, hiçbir önlem alınmadan diğer işçiler çalıştırılmaya devam ettirildi. Salgının işyerlerindeki etkisi ancak işyerinde yayılmasının ardından yapılan filyasyon araştırması ve kısmen karantina uygulamaları ile ortaya çıktı. Ancak bunların da yetersiz olduğu görüldü.
 
1 AYDA 13 BİN 43 İŞÇİ POZİTİF ÇIKTI
 
“Sendikaların ve odaların rapor ve tespitleri ile basına yansıyan ve işyerlerinden ulaşan bilgilere göre, salgının ikinci ayı olan 11 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında en az 204 işyerinde 13 bin 43 işçide Kovid-19 hastalığı tespit edildi. Basına ya da sendikaların raporuna yansımayan, işyerlerinden bilgi alamadığımız özellikle sendikasız, güvencesiz ya da kayıt dışı çalışan işçileri göz önüne aldığımızda; işyerlerinde salgının yaygınlığının gerçek boyutları ortaya çıkacaktır.
 
“Mayıs ayı ile birlikte insan temasının yüksek olacağı, başta AVM’ler olmak üzere özel ve kamusal alanların açılması ve bu alanlara ilişkin karantina tedbirlerinin kaldırılması, mevsimlik tarım işçilerinin iş yoğunluğunun artması, üretime ara veren neredeyse bütün işyerlerinde üretimin tekrar başlaması salgının gerek işyerlerinde gerekse işçilerin hane, toplu taşıma, pazar, market gibi yaşam alanlarında yayılacağını ortaya koymaktadır.
 
İNŞAAT VE TERSANELERDE ÖNLEM YOK
 
İnşaat ve tersanelerde üretimin devam ettiği hatırlatılan raporda 10-15 kişinin aynı yerde kaldığı, çalışma ve yemek alanlarında yeterli önlemlerin alınmadığı, yüzlerce işçinin yan yana çalıştığı ve yemek yediği ifade edildi. Sağlık sektöründeki sorunlara da değinilen raporda şöyle denildi: “Salgında enfeksiyon riskinin en fazla olduğu ve işyükünün artış gösterdiği sağlık sektöründe nöbet ve ek ödeme ücretlerinin verilmemesi, maske, eldiven, siperlik ve hijyenik malzemelerinin yetersizliği sektörde çalışanların en önemli sorunlarıdır. Ayrıca kimi sağlık kurumlarında işten çıkarmalar nedeniyle çalışan sayısının azalması, mevcut sağlık personeli üzerindeki işyükünü ve riskleri daha da artırmaktadır.”

‘HAK GASPI ARTTI’
 
İSİG Meclisi raporunda, ‘salgının ilk ayında işten atmalar, ücretsiz izin ya da yıllık izni kullandırma dayatmaları ön plana çıkarken, bu dönemde ise ücret vermeme, fazla mesai ücreti vermeme, iş tanımı dışında iş yaptırma, angarya, aşırı çalıştırmanın en yaygın hak gaspları olduğu’ tespiti yapıldı.
 
Raporda, şunlar kaydedildi: “Salgının ikinci ayında ücretsiz izin uygulaması yaygınlaşmış, ‘işten atmayı yasaklayan’ ücretsiz izin uygulaması ile binlerce emekçi günlük 39 TL (aylık 1177 TL) ile açlığa mahkum edilmiştir. Ücretsiz izne çıkarma uygulaması tekstil, petro-kimya, gıda gibi işkollarında yaygınlaşan bir dayatmaya dönüşmüştür. Değişik işyerlerinde işçiler, ‘ücretsiz izin’ uygulaması adı altında, evrak üzerinde ücretsiz izinli gösterilmiş, gerçekte ise çalıştırılarak sömürülmeye devam etmiştir.

FİİLEN İŞSİZ KALANLAR
 
“İçişleri Bakanlığı’nın talimatı ile geçici süre faaliyetlerine ara verilen işletmelerde çalışan 2.5 milyon kayıtlı işçi risk altındadır. Bunun yanında turizm işçileri, sokak çalışanları, ev hizmetlerinde çalışan işçiler, taşımacılık işkolundaki işçiler, inşaat işçileri olmak üzere pek çok kesim fiili olarak işsiz/gelirsiz kalmıştır. Kayıtdışı çalışanlar, geçici çalışanlar, gündelik-yevmiye usulü çalışanlar ve diğer güvencesiz çalıştırma biçimleri hesaba katıldığında, milyonlarca işçinin salgın koşullarında açlığa mahkum edildiği ortaya çıkmaktadır. Bu kitlenin büyük kısmı ise kısıtlı desteklerden; işsizlik maaşından ya da ücretsiz izin ücretinden de faydalanamamaktadır. Sosyal yardıma başvuran işçi sayısındaki artış da bu durumu doğrulamaktadır.
 
“Öte yandan sözde ‘işten çıkarma’ yasaklanmasına karşın bazı işverenler mevzuattan istifade ederek işten çıkarmaları bir salgın kozu olarak kullanmaya devam etmiştir. İşverenler, salgın kapsamında alınması gereken işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini talep eden, çalışmama hakkını kullanan işçileri işten çıkartırken, gerekçelerini ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranma’ olarak bildirmiş, işçileri tazminatsız şekilde işten çıkarmıştır.
 
204 İŞYERİNDE İŞTEN ÇIKARMA
 
“Bu süreçte, tespit edebildiğimiz 204 işyerinde virüs bulaşması, çalışma koşullarının teşhiri, sendikalaşma ve performans yetersizliği gerekçesiyle işten atmalar yaşanmıştır. İşten atma olmayan işyerlerinde ise işçileri ‘istifaya zorlama’, bunun için yıldırma tekniklerine başvurma diğer bir yaygın uygulamaya dönüşmektedir.
 
“Salgının ikinci ayında öne çıkan başka bir sorun ise idari/ücretli izni kullanma, uzaktan çalışma gibi uygulamalarla görece ‘güvenceli’ olan beyaz yakalı işçilere dönük hak gasplarının artmasıdır. Uzaktan çalışan beyaz yakalılarda yemek ya da yol ücretlerinin kesilmesi gibi uygulamalar yaygınlaşırken, günlük 10-12 saati bulan esnek çalışma baskısına mobbing eşlik etmektedir.
 
ARTAN ÇALIŞMA SAATLERİ
 
Gıda fabrikalarında, marketlerde, kargo firmalarında, fırınlarda, depolarda ve hastanelerde çalışma saatlerinin 12-14 saate ulaştığı belirtilen raporda şu bilgilere yer verildi: “Bu sektörlerde işçiler İş Yasası’na aykırı olarak uzun süre ve izinsiz çalıştırılmakta ve işçilere herhangi bir ek ödeme yapılmadığı gibi, büyük bölümü asgari ücret alan işçilerin fazla mesai ücreti, izin, mola sürelerinin uzatılması ve ikramiye talepleri de karşılanmamaktadır. İtiraz eden işçiler ikametgâhlarına uzak şubelerde çalışmaya zorlanmakta, itirazının devamı durumunda ise işten çıkarma ile tehdit edilmektedir.
 
‘TELAFİ ÇALIŞMA DAYATILIYOR’
 
“Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde, işverenler, zorunlu olmasa bile gelemediği günler için işçileri fazla çalıştırmakta ya da ücret kesintisine gitmektedir. Salgın sürecinde karantina koşulları ve sokağa çıkma yasaklarının da etkisiyle marketlerin cirosu katlanırken, market zincirlerinde işçilerin sömürüsü de yoğunlaşmaktadır. Evlere servis, artan sevkıyatlar, işten çıkarmalar nedeniyle çalışma sürelerinin artması, vardiya sisteminde işveren keyfiyeti, alınmayan önlemler nedeniyle işçilerin hem tedirginliğini hem de yorgunluğunu artırmıştır. A-101, Migros, ŞOK, BİM gibi market zincirleri sokağa çıkma yasakları sebebiyle işçilere 14 saate varan telafi çalışması dayatmakta ve üretim tüm hızıyla sürerken, sokağa çıkma yasağı nedeniyle çalışılmayan günlerin işçilerin yıllık izinlerinden düşürme dayatılmıştır.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.