Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun Kovid-19 ve çalışma yaşamına ilişkin gözlem raporuna göre, küresel salgın gençleri orantısız biçimde etkiliyor. Şubat ayından bu yana genç işsizlikteki hızlı artıştan, genç kadınlar genç erkeklerden daha çok etkilendi. Küresel salgın etkisiyle gençler hem işlerini kaybediyor, hem eğitimleri aksıyor hem de işgücü piyasasına girmeye veya bir işten diğerine geçmeye çalışanların önüne büyük engeller çıkıyor.
2019 yılında yüzde 13.6 olan genç işsizliğin, diğer gruplardan zaten yüksek olduğu hatırlatılan raporda dünyada “ne eğitimde ne istihdamda ne de yetiştirmede” kategorisinde olan 267 milyon genç bulunurken istihdam edilen 15-24 yaş grubundakiler çoğunlukla düşük ücretli işler, kayıtdışı sektörde çalışma veya göçmen işçilik gibi, onları kırılgan yapan çalışma biçimlerinde bulunduğu kaydedildi.
ACİL ÖNLEM
ILO Genel Direktörü Guy Ryder, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Kovid-19 ekonomik krizi, başta genç kadınlar olmak üzere tüm gençleri diğer gruplardan daha fazla ve daha hızlı vuruyor. Durumu düzeltmek için derhal önemli önlemler almazsak, virüsün açtığı yaralar uzun yıllar devam edecek. Gençlerin yetenek ve enerjileri, fırsat veya beceri yokluğu nedeniyle bastırılırsa, hepimizin geleceği zarar görecek ve Kovid-19 sonrasında daha iyi bir ekonomi inşa etmek çok daha zor olacak.”
Gözlem raporunda, gençlerin desteklenmesi için acil, geniş kapsamlı ve hedefli politika önlemleri için çağrı yapıldı; gelişmekte olan ülkelerde geniş tabanlı istihdam/eğitim garantili programlar, düşük ve orta gelirli ülkelerde ise istihdam yoğun programlar hazırlanmalı denildi.
TEST VE TAKİBİN ÖNEMİ
Raporda işe dönüş için güvenli ortam yaratmaya yönelik önlemleri de inceledi. Buna göre Kovid-19 enfeksiyonları için titiz test ve takip, “işgücü piyasasında daha az aksama, kısıtlama ve genel tecrit önlemlerinde çok daha az sosyal aksama” yaratıyor. Test ve takibin güçlü olduğu ülkelerde, çalışma saatlerinde ortalama düşüş, neredeyse yüzde 50’den daha az. Rapora göre test ve takip, sıkı kısıtlama önlemlerine duyulan ihtiyacı azaltıyor; halkın güvenini artırıyor ve dolayısıyla tüketimi teşvik ediyor, istihdamı destekliyor; ve işyerinde faaliyetlerin aksamasını asgariye indiriyor.
“İstihdam bakımından zengin olan ve aynı zamanda eşitliği ve sürdürülebilirliği destekleyen bir düze çıkışın gerçekleştirilmesi, insanların ve işletmelerin bir an önce ve güvenli koşullarda işe başlaması anlamına geliyor” diyen ILO Genel Direktörü Ryder, şunları kaydetti:
“Korkuyu yenmek, riski azaltmak, ekonomilerimiz ve toplumlarımızı hızlı biçimde yeniden işler hale getirmek istiyorsak, test ve takip, politika paketinin önemli bir parçası olabilir.”
ÇALIŞMA SÜRESİ KAYBI
Raporda 2020’nin ilk çeyreğinde çalışma süresi kaybı yüzde 4.8 olarak tahmin ediliyor. Bu oran, haftada 48 saatlik çalışma süresi varsayımıyla, 135 milyon tam süreli işe eşdeğer. Bölgesel olarak, ikinci çeyrekte çalışma süresinde en büyük kayıplar Amerika kıtaları (yüzde 13.1), Avrupa ve Orta Asya’da (yüzde 12.9) oldu.
Gözlem raporunda, işçiler ve işletmeleri destekleyecek acil önlemler alınması çağrısını yineledi: Ekonomi ve istihdamın canlandırılması; işletmeler, işler ve gelirlerin desteklenmesi; işyerinde işçilerin korunması; çözüm için sosyal diyalogun kullanılması.