Hazine ve MALİye Bakanı Sayın Berat Albayrak 29 Eylül 2020 tarihinde, iktidarın “Yeni Ekonomi Programı (YEP)– 2021 -2023” başlıklı programını açıkladı. Dış politikadan güvenliğe, eğitimden sağlığa, işsizlikten virüse kadar hemen her konuda niyetler sıralanmış, 2023 hedefleri anlatılmış. Kırk yıldır tekmelenen, virüs derdinin ortasında bile kıdem tazminatı, iş güvencesi gibi hayati kazanımlarına göz dikilen işçi sınıfı için, şehir efsanesine dönen 2023 hedefinde, hiç olmazsa kalan şu iki senede iyi bir şey var mı merakıyla programı da, Bakanın sunuşunu da inceledim.
Eşkıya Amerika’nın piyonlarıyla dört bir yandan saldırdığı, TSK’nın birçok cephede görev yaptığı, milletimizin vatanseverliğine en fazla ihtiyaç olan zamanda, milletimizin yüzde yetmişten fazlası ve en vatansever sınıfı için, son 15 Temmuzda da canını vermekten çekinmeyen işçi sınıfımız için iyi şeyler düşünülmüştür inşallah, umuduyla inceledim.
Ne yazık ki yine hayal kırıklığı…
VİRÜS SONRASI DAHA DA ESNEKLİK
Boğaz tokluğuna çalışıyorsun. Sendikalaşma, toplu sözleşme ve kıdem tazminatı hakkın fiilen yok edilmiş. Böyle bir çalışma biçimidir “esnek çalışma”. Heyhat ki, programın hemen her sayfada esnek çalışma.”
Örneğin gençler için şöyle diyor;
“Kovid-19 salgını sonrası… kısmi süreli çalışmayı teşvik edici İşgücü Piyasasının Esnekleştirilmesi yönünde politikalar hayata geçirilecek.”
Bir işçiyi haftalık 45 saat, kadrolu, muhtemelen toplu sözleşmeli çalıştırmak yerine, iki işçiyi 30’ar saat çalıştırıp daha az ücret verebilecek, normal süreli çalışanla kaynaşmasını, sosyal ve sendikal haklardan yararlanmasını engellemiş olacak.
Başka bir cümle;
“İşgücü piyasasında… esnekleştirme adımları atılacaktır.”
‘İSTİHDAM KALKANI’
Hatırlayalım, işçi sınıfımız sendikaların önderliğinde bu yaz büyük bir mücadele yürüttü. İktidar, “işsizliği azaltırım” gerekçesi ve umudu ile 25 yaş altı ve 50 yaş üstü her işçiyi belirli süreli sözleşme ile çalıştırabilme yolu açacaktı. Belirli süreli sözleşme, boğaz tokluğuna çalıştırılan işçinin iş güvencesini de, işe iade davası açabilme hakkını da, sendikalaşma, toplu sözleşme yapabilme hakkını da ve kıdem tazminatı hakkını da tümüyle yok etmekteydi. Kölelikten beterdi.
Sendikaların tepkisi ile çöpe atıldığını sandığımız bu niyet, meğer devam ediyormuş. İşçi sınıfı 15 Temmuzlar’da vatan için şehit düşerken, kıymetli canını kuytulara saklayıp, ortalık durulunca sadece gazete ilanı ile gösteri yapan yüreksizler, iktidarı ikna ettiler demek ki. Esnek çalışma ve belirli süreli sözleşmenin asıl sahibi, işte bu tuzu kuru sorumsuzlardır. Ne yazık ki en vatansever sınıfının canını yakacak olan bu niyet, bolca yer alabilmiş programda; “Kovid-19 salgını sonrası… kısmi süreli çalışmayı teşvik edici ve işgücü piyasasına ilişkin yapısal düzenlemeleri de içeren İstihdam Kalkanı Paketi hayata geçirilecektir.”
“25 yaş altı, 50 yaş üstü çalışanlar için… daha esnek koşullar sağlanacaktır.”
“50 yaş üstü tam zamanlı çalışanların kısmi zamanlı çalışmaya geçişi teşvik edilecek…”
“Kovid-19 salgını sonrası… uzaktan çalışma dâhil, mevzuatta tanımlanan ancak uygulama alanı bulamayan esnek çalışma biçimlerinin uygulanabilirliğini artırmaya yönelik ikincil mevzuat çalışmaları tamamlanacaktır.”
“Önümüzdeki dönemde… İstihdam Kalkanı Paketi ile… işgücü piyasasına yönelik yapısal dönüşüm adımlarının hayata geçirilmesi planlanmakta…” Ne planlanıyormuş?
“İşgücü piyasasında yapısal dönüşüm…”
MEMUR DA UNUTULMAMIŞ
Memurlar için uzun sürelerin niyeti, norm sistemini ve performans uygulamasını yayma niyeti, bu kez daha açık belirtiliyor;
“Kamuda kadro ve pozisyonların iş tanımları yapılacak, çalışanların yetkinlikleri belirlenecek, norm kadro çalışmaları gerçekleştirilecek, iş tanımı ve yetkinlikler dikkate alınarak norm fazlası personelin yeniden yerleştirilmesi yapılacak, hedef ve yetkinlik bazlı performans değerlendirme sistemi oluşturularak başarılı personelin ödüllendirilmesini sağlayacak Kamu İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi kurulacaktır.”
Sonuç şu ki, iktidar çalışma hayatında işçiye değil, şımarık ve sorumsuz taleplere kulak vermektedir. Plan işçi sınıfını köleleştirme ve elindekileri alma üzerine kurulmuş. Oysa bu yol işsizliğe de çare değil. Neoliberalizmin kalanını da kazımak, halkçılıkta ve devletçilikte cesur olmak lazımdır. Aksi halde, beş değil 25 kez de uygulansa esneklik, boşuna.
Kaldı ki, Türkiye dört bir yandan düşmanlarca kuşatılırken işçi sınıfına köleleştirme planları yapmak hangi milli çıkara hizmet ediyor Allah aşkına? Danışmanlarınızı kesinlikle gözden geçirmeniz gerekmektedir.