EMEK PLATFORMU’NUN DEVLETÇİ VE HALKÇI PROGRAMI
Emek Platformu, sermayenin ve emperyalizmin saldmlarına karşı, 14 Temmuz 1999 tarihinde oluşturuldu.
Emek Platformu, sermayenin ve emperyalizmin saldmlarına karşı, 14 Temmuz 1999 tarihinde oluşturuldu. 2001 Şubat krizinden sonra emperyalizmin önemli araçlarından biri olan Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye gelen Kemal Derviş aracılığıyla uygulattırılan program, ülkemizin geleceği ve işçi sınıfının çıkarları açısından ciddi tehditler içeriyordu.
Emek Platformu 2001 yılında "Emek Platformu Programı" adıyla kapsamlı bir belgeyi hazırlattı ve onayladı. Bu programı hazırlayan teknik komite içinde ben de yer almıştım.
Çok farklı siyasal görüşlerden ve örgütlerden temsilcilerin ortak ülke ve sınıf çıkarları temelinde hazırladığı bu belge, Türkiye işçi sınıfı tarihinin genellikle gözden kaçmış çok önemli metinlerinden biridir. 2001 yılının ilk aylarında emperyalizmin kriz programına karşı hazırlanan bu belgeyi, bu metnin altında imzası bulunanlara hatırlatmakta yarar var.
Bu metni onaylayan örgütler şunlardı:
Türk-İş, Hak-İş, DİSK, KESK, Türkiye Kamu-Sen, Memur-Sen, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği, Tüm İşçi Emeklileri Derneği, Tüm Bağ-Kur Emeklileri Derneği, TMMOB, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, TÜRMOB. Emek Platformu AKP iktidarı döneminde önemini yitirdi ve daha sonraki yıllarda da söndü gitti. Ancak Emek Platformu Programı’nda yer alan aşağıdaki talepler güncelliğini korumaktadır.
EMEK PLATFORMU PROGRAMI’NIN TEMEL İLKELERİ
"Türkiye’de devletin küçültülmesi yönündeki politikalar, kamu kesimi potansiyelinin kalkınma amaçlı olarak harekete geçirilmesi önünde engel oluşturmaktadır. Sosyal devletin gelişmesi ve kalkınmanın önünün açılması için devletin küçültülmesi saplantısından vazgeçilmeli; üretim ve istihdamın önünü açacak, büyümeyi ve kalkınmayı hedefleyen politikalara dönülmelidir.
"Devletin ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını yeniden kazanması ve geliştirmesi, Türkiye’nin geleceğini planlama yetilerini yeniden kazanmasıyla mümkündür. Özel sektör için yönlendirici, kamu sektörü için bağlayıcı plânlama, bölgesel ve sektörel bağlantıları etkin bir şekilde oluşturularak başlatılmalıdır. Planlamanın hiyerarşik her aşamasında, toplumun tüm kesimlerinin örgütsel temsilcileri aracılığıyla demokratik katılımı sağlanmalıdır.
"Yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmeli; siyasal sorumluları da açığa çıkarılmalıdır. "Tarımın başta sanayi olmak üzere diğer sektörlerle organik bütünlüğünü gözeten uzun vadeli bir planlama yapılmalıdır.
"Kayıt dışı ve yasadışı iktisadî faaliyetler ve yolsuzluklar önlenmeli; medya, bürokrat ve siyasetçinin de katıldığı her kademedeki mafyalaşma ve çeteleşme engellenmeli ve saptandığında ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Bunun temel aracı olarak, kamudaki denetim birimlerinde denetim faaliyetleri etkin hâle getirilmeli, aralarında eşgüdüm sağlanmalıdır.
"Kamu kaynaklarının adaletsiz, dengesiz, kamu yararı gözetilmeden kullanılmasına neden olan ve bir toplumsal hastalığa dönüşen yolsuzluk olaylarına karşı yönetsel, yargısal ve toplumsal denetim aracılığıyla mücadele edilmelidir. "Özelleştirmeler ve işten çıkartmalar derhal durdurulmalıdır.
"Kaynak yaratma" adı altında ülkemizin bağımsızlığı, gelişmesi ve geleceği için stratejik önemi haiz olan savunma, ulaştırma, iletişim, enerji dağıtımı , madencilik, kentsel hizmetler, tarım vb. sektörlerdeki KİT’leri bile satmayı öngören politikalar terk edilmelidir.
DEVLETÇİLİK VE PLANLAMA UYGULANMALI
"Madencilikte planlı ulusal bir politika belirlenmeli, madencilik üretimine sadece ihracat kalemi olarak bakılmamalıdır. Yaşanan krizi atlatabilmek için madenlerimiz, üretimden pazarlanmasına kadar "boraks" örneğinde olduğu gibi kamu mülkiyetini esas alan bir anlayışla ele alınmalı, ulusal ve uluslararası sermayeye teslim edilmemeli, yeni yatırımlarla çağdaş teknolojiye kavuşturulmalıdır.
"Ülkemizde "Stratejik Ulusal Enerji Planı" acilen hazırlanmalı ve kısa, orta ve uzun vadeli alt planlar hızla devreye sokulmalıdır. Sektördeki tüm özelleştirmeler geri alınmalı ve tüm imtiyazlar iptal edilmelidir."