Türkiye’de son yıllarda sendikal alanda en önemli gelişmelerden biri, polislerin en temel insan haklarını kullanarak sendikalaşmasıdır.Emniyet-Sen bu mücadeleyi büyük bir özveriyle yürüten örgüttür.
Bugün polislerin sendikalaşması, 12 Eylül 1980 öncesinin Pol-Der ve Pol-Bir örgütlenmelerinden, saflaşmasından ve kavgasından tamamıyla farklıdır ve hatta bu tür bölünmeleri ve kavgaları önlemeye yöneliktir.
Emniyet-Sen yıllardır büyük bir mücadele veriyor. Sendika Genel Başkanı Faruk Sezer ve arkadaşları, soruşturmalara, görevden uzaklaştırma cezalarına, çeşitli biçimlerdeki baskılara ve bölme girişimlerine rağmen sendikal mücadeleyi sürdürüyorlar. Amaçları, polislerin çalışma koşullarını düzeltmek olduğu kadar, kanundışı emirlere uymama hakkını kullanmak isteyen polislere güç vermek.
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU’NDAN DESTEK
Emniyet-Sen’in mücadelesine büyük bir destek, Türkiye İnsan Hakları Kurumu’ndan geldi.
21.6.2012 gün ve 6332 sayılı Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kanunu’na göre kurumun görevi, “İnsan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve ihlallerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek; şikâyet ve başvuruları incelemek ve bunların sonuçlarını takip etmek; sorunların çözüme kavuşturulması doğrultusunda girişimlerde bulunmak.”
Türkiye İnsan Hakları Kurumu 11 üyeden oluşuyor.
7 üye, Bakanlar Kurulu tarafından seçiliyor.
2 üye, Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
1 üye, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirleniyor.
1 üye de baro başkanlarının katıldığı bir seçimle en az 10 yıl avukatlık yapmış kişiler arasından saptanıyor.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu 2014 yılı Kasım ayı içinde Gezi Parkı Olayları Raporu’nu yayımladı. Bu raporda yer alan ilginç bir talep, polislerin sendikalaşma hakkına ilişkindir.
Kurum, bu raporunda polislerin sendikalaşma hakkını savundu. Raporun ilgili bölümü şöyledir:
“Kolluk görevlilerinin çalışma saat ve şartlarının iyileştirilmesini temin maksadıyla örgütlenme özgürlüğünü kullanabilmeleri için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalı, bu kapsamda, sendikal haklarını kullanabilmeleri için gereken kolaylıklar sağlanmalı, mevcut engeller kaldırılmalıdır. (s.102)”
11 üyesinden 7’si Bakanlar Kurulu, 2’si de Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen Türkiye İnsan Hakları Kurumu eğer polislerin sendikalaşma hakkını bu kadar açık bir biçimde savunuyorsa, en temel özgürlüklerden olan sendikalaşma hakkını kullandıkları için yıllardır bazı polislere büyük baskı uygulayanların biraz oturup düşünmeleri gerekir.
BİR DESTEK DE AVRUPA KONSEYİ’NDEN
Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi’nin İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks 1-5 Temmuz 2013 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti ve ardından 26 Kasım 2013 tarihinde CommDH(2013)24 no.lu raporunu yayımladı. Bu raporun 64. paragrafı şöyledir:
“Komiser, emniyet kuvvetleri içinde bu yönde giderek artan bir talep olduğunun anlaşılmasına rağmen, Türk mevzuatının polis memurlarının sendikalaşmasına izin vermediğine dikkat çekmektedir. Türkiye’nin kabul etmemiş olduğu Avrupa Sosyal Şartı’nın 5. maddesinin (sendika üyesi olma hakkı) bu konuda, polis kuvvetleri personeliyle ilgili bir istisna sağladığını kabul etmekle beraber, Komiser, Avrupa Polis Etiği Kurallarında, polis memurlarının ‘kendilerini temsil edecek örgütleri organize etme ve bu örgütlere katılma hakkına sahip olacakları’nın yer aldığını vurgular.”
Emniyet-Sen ülkemizdeki sendikalardan ve diğer kuruluşlardan da her türlü desteği hak ediyor.