Son aylarda Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde kadınlar ve erkekler öne çıkıp cinsel tacize uğradıklarını ard arda açıklamaya başladılar. Time dergisi bu insanları ‘Yılın Kahramanları’ olarak kapağına taşıdı. Mağdurların hedeflerinde Hollywood’un güçlü yöneticileri, sahne ve sinema yıldızları, siyasiler, müzik direktörleri, orkestra şefleri, yayın organlarının önemli kişileri var. Hemen hemen hepsi yıllar önce bu güç sahipleri tarafından cinsel tacize uğradıklarını, bazen yaşlı gözlerle ama hiç çekinmeden rahatlıkla anlatmaya başladılar. Bu açıklamaların medyada yer almasının ardından cinsel tacizi gerçekleştiren hedef kişiler görevlerini kaybetmeye, adli soruşturmalara konu olmuşlardır. Bu hedef kişiler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar suçlamalar karşısında direnememekte, işlerini ya kovulma ya da istifa sureti ile kaybetmekte, siyaset adamı ise ve bir seçim kampanyası söz konusu ise seçilmeleri çok zora girmektedir.
TACİZİN KAYNAĞI GÜÇLÜ OLMAKTIR
Cinsel tacizde bulunanlar genelde mağdurun işvereni ya da ona iş sağlayan sinema, müzik direktörleri ve onu denetimi altında tutan güç sahibi kişilerdir. Öyleyse cinsel tacizin temelinde güçlü-güçsüz ilişkisi vardır ve güçlü olan sağladığı veya sağlayabileceği olanaklara karşı cinsel tacizde bulunma hakkını kendinde görmektedir. Rejisör filmde rol vermekte, yayın organının güçlü kişileri kadın çalışanları av olarak görebilmekte, siyasiler iş bulmada yardımcı olabilme gücüne sahip oldukları için mağdur veya mağdureye iş bulabilmektedir. Cinsel taciz güçsüz olanın güçlü olan karşısında yenik düştüğü bir arenadır. Bu sadece günümüzün değil insanlık tarihinin her döneminde var olmuş bir sorundur. Şu soru sorulabilir: Günümüzde cinsel tacize uğradıklarını kamuoyu ile paylaşanlar neden bugüne kadar susmuşlar ve şimdi neden konuşmaya başlamışlardır? Bunun iki yanıtı olabilir. İş ilişkisi ya da çıkar ilişkisi bitmiştir veya toplumda bireysel özgürlükler daha da güçlendiğinden, feminizm hareketi ivme kazandığından özellikle kadın mağdurlar artık rahatlıkla, cesurca konuşma hakkını elde etmişlerdir. Amerika’da cinsel taciz konularında sendikalar kadın üyelerine özel eğitimler vermekte ve cinsel taciz konusunda neler yapabilecekleri konusunda eğitilmektedirler. O ülkede cinsel taciz ile mücadelenin eski bir tarihi vardır ve 1830’larda tekstil iş kolunda çalışan kadınlar bu konuda çok önemli mücadeleler vermişlerdir.
TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR?
Ülkemizde de cinsel taciz gerçeği yaşanmaktadır ama cinsel tacize uğrayanlar sessiz kalmaktadır. Lokanta, eğlence yerlerinde, evlerde günlük hizmetlerde çalışanlar veya kadın emekçilerin yoğun olduğu tekstil işkolunda çalışanlar, ofislerde çalışan kadınlar cinsel tacize en çok konu olanlardır. Ülkemizde de işyerlerinde cinsel taciz yaygındır ama bireysel özgürlükler tam gelişmediği, kadının toplum içindeki yeri ve önemi tam olarak belirlenemediği için ve cinsel taciz mağdurları toplumda yanlış olarak algılandığından, işyerlerindeki kadınlarımızın da işini kaybetmek korkusu ile yeteri kadar cesur olmadıklarından işyerlerinde taciz, kamuoyu ile paylaşılamamaktadır. Yasalarımızda bu konuda erkek veya kadın çalışanları koruyan hükümler var. Örneğin TCK’nun 102. maddesi cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları çok ağır biçimde cezalandırmaktadır. 4857 sayılı İş Yasası’nın 25. maddesinin II-c bendi cinsel tacizde bulunan işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle tazminatsız olarak feshini öngörmektedir. İşyerinde çalışan kadınlarımız gelişmiş demokrasilerin kadınları kadar cesur olamadıklarından uğradıkları cinsel tacizleri dillendirememektedirler. Ayrıca kadın çalışanlarımızın, cinsel tacize uğramaları durumunda, haklarının neler olduğu, neler yapabilecekleri konusunda yeterli bilgi sahibi olduklarını sanmıyoruz. Bu nedenle sendikalarımızın gündeminde olmayan cinsel taciz konulu seminerler mutlaka gündeme alınmalı ve özellikle bayan eğitmenler cinsel taciz konusunda üyeleri eğitmelidir. Kadın Hakları Dernekleri de bu yolda eğitimler yapabilirler. İşyerlerinde ve evlerde kadın çalışanların cinsel dokunulmazlığı mutlaka sağlanmalı ve bu konuda kadın işçilerimiz daha cesur olmalıdırlar. Kadın işçilerin yoğun olarak çalıştığı işkollarında örgütlü sendikalar bayan eğitmenler istihdam ederek bunların işyerlerinde kadın işçilerle temasını sağlamaları önemlidir. Kadınlarımız kutsaldır ve işyerlerinde onurları, özgürlükleri mutlaka sağlanmalıdır.
CİNSEL TACİZ NASIL ÖNLENİR
Cinsel tacizin önlenmesi için alınması gereken önlemleri şöyle sıralayabiliriz.
1- Her şeyden önce eğitim. İşverenler ve sendikalar işyerlerinde kadın işçilerin kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda düzenli eğitim vermelidir.
2- İşyerlerinde kameralı düzen kurmak caydırıcı olabilir.
3- İşveren ve sendikalar kadın işçilere gerektiğinde kullanılmak üzere sprey gibi savunma araçları sağlayabilir.
4- Sendikalar işyerlerini belli zamanlarda gezerek kadın işçilerle yakın ilişki kurup onların dile getirmedikleri taciz olaylarını dinleyip gereğini yapacak bayan gözlemciler istihdam etmeli.
5- Sendikalar olası taciz konularında kadın işçileri korumak amaçlı işyeri sendika temsilcilerini eğitip onların işyerlerinde sürekli gözetim yapmalarını sağlamalıdır.
Tüm bunların dışında siyasi iradenin işyerlerinde ve sokakta cinsel tacizi önleyici ve olası tacizcileri caydırıcı posterler, kitapcıklar, eğitimler yaparak bu toplumsal sorunu çözmeye yardımcı olmalıdır.