ASGARİ ÜCRET UYGULAMASI ÖZÜNE YABANCILAŞTIRILMIŞTIR
Günümüz dünyasında asgari ücret, çalışan ve ailelerinin onurlu bir şekilde yaşayabilmesine yönelik bir sosyal devlet projesidir. Evrensel kabul gören tanımıyla asgari ücret, “nitelik gerektirmeyen işler için işçiye emeği karşılığında ödenen, işçinin kendisi ve ailesinin temel ekonomik ve sosyal gereksinimlerini karşılayıp, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmesine yetecek olan ücrettir.”
Anayasanın 2, 49 ve 55. maddeleri birlikte ele alındığında asgari ücret; sosyal devlet ilkesinin gereği olarak, çalışma barışının sağlanması, çalışanların korunması ve yaşam seviyelerinin yükseltilmesi amaçlarına yönelik; “insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeye yetecek miktarda olması gerektiği” hüküm altına alınmıştır. İş Kanunu’nun 39. maddesi ve Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 4. maddesinde asgari ücret, “işçilere normal bir çalışma günü karşılığında ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere ülkemiz hukukunda asgari ücret, evrensel uygulamalarla uyumlu olacak şekilde; işçinin yaşamsal öneme sahip temel gereksinimleri vurgulanarak bu gereksinimlerin en alt düzeyde sağlanması temeli üzerine tanımlanmıştır.
TEMEL GEREKSİNİMLER
Yine ülkemizin tarafı olduğu uluslararası anlaşmalarda devletler; (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Çalışma Örgütü Hükümleri, Avrupa Sosyal Şartı vs.) çalışanların, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri için gerekli önlemleri almakla, sorumlu tutulmuşlardır.
Asgari ücret, çağdaş yaşama yönelik temel gereksinimleri karşılama noktasında yetersiz kaldığında çalışanların insanca yaşayabilmesi önünde zorluklar oluşmaktadır. Asgari ücretin en önemli amacı; çalışanlara asgari yaşamsal ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılayacak bir yaşam düzeyini sağlamasıdır.
Ülkemizde asgari ücret uygulamalarının giderek öz ve amacından kopartıldığını gözlemlemekteyiz. Çünkü politika uygulayıcıları, enflasyonun nedenleri arasında ücretleri temel gerekçe olarak gördükleri için uygulanan politikalarla sürekli olarak ücret artışlarını enflasyon oranının altında tutmaya çalışmaktadır.
Açıklanan rakamlara göre ülke ekonomisi her yıl bir önceki yıla göre büyümüştür. Çalışanlar bu büyümeden pay alamadıkları gibi asgari ücretteki artış oranları sürekli enflasyon oranlarının altında tutulmuştur. Sonuç olarak ülkemiz çalışanları sürekli olarak yaşam pahalılığı altında ezilmiş ve yoksullaşmışlardır.
Türk-İş tarafından Kasım 2023 açlık sınırı endeksi 14.025,85 TL, yoksulluk sınırı endeksi 45.686,81 TL olarak açıklanmıştır. Görüldüğü üzere asgari ücret; yalnızca gıda harcamalarını temel alan açlık sınırı endeksi dolaylarındadır. Kapsam olarak asgari ücretin kapsamına benzer olan yoksulluk sınırı endeksinin ise 3’te 1‘i dolaylarındadır. Ancak yaşam pahalılığı dolu dizgin sürmektedir. Dolayısıyla asgari ücrete yapılan zammın olumlu etkisi süregelen yaşam pahalılığı karşısında çok kısa sürede ortadan kalkmaktadır.
İNSAN VE EMEK
Ülkemizde asgari ücret uygulamaları öz ve amacından tamamen kopartılmış ve sosyal devlet projesi olmaktan çıkartılmıştır. Asgari ücret bu haliyle bırakalım çağdaş yaşama yönelik temel ihtiyaçları karşılamasını tam bir yoksulluk ücretine dönüştürülmüştür.
Çalışanlar için yoksulluk bir kader değildir, uygulanan politikaların sonucudur.
Ekonomik kalkınmanın ve yaşamdaki her türlü gelişmenin kaynağında insan ve emek vardır.
Emeğin kazanması için tek yol emeğin birleşmesi ve siyasal yaşamdaki ağırlığını artırmasıdır.