TEKEL DİRENİŞİNİN MİTİNG VİRAJI
AKŞAM yazarı Serdar Akinan, Başkent’teki Türk İş mitingini izledi.
Hipodroma ulaştığımda manzara gerçekten görülmeye değerdi.
AKŞAM yazarı Serdar Akinan, Başkent’teki Türk İş mitingini izledi.
Hipodroma ulaştığımda manzara gerçekten görülmeye değerdi. Türkiye’nin dört bir köşesinden gelen 700 otobüsten inen işçiler pankartlar altında toplanmaya başladı. Kortej gayet intizamlı bir ritimle şekillendi. Türk-İş Başkanları kortejin önünde yerini aldıktan sonra on binler Sıhhiye Meydanı’na doğru yürümeye başladı.
Ankara’nın çeşitli yerlerinden farklı gruplar da meydanda yerlerini aldı. Tekel işçilerinin ellerinde limon olması ise dikkat çekti. Abdi İpekçi Parkı’ndaki saldırıya karşı sessiz bir tepkiydi bu…
Kürsüye Tekgıda-İş’ten Hatice Tören çıktı ve mücadelelerini son derece duygusal bir konuşma ile işçilere anlattı.
İtfaiye işçileri adına konuşan Şenol Karlakuş AKP iktidarını hedefe oturttu. Önceki gece İstanbul’da yapılan ‘2010 Kültür Başkenti Kutlamaları’na harcanan milyonlara vurgu yapması dikkat çekti. Türk-İş dışında DİSK, KESK, TTB ve benzeri kuruluşların temsilcilerini kürsüde gören Tekel işçisinde ise bir genel grev kararı açıklanacağı beklentisi oluştu.
Genel ifadeler kullanan Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu’nun konuşmasının ardından Alişan konserinin anonsu bardağı taşırdı…
“Biz buraya şarkı türkü dinlemeye gelmedik… Genel grev kararı nerede?” diyerek kürsüye fırlayan Tekel işçilerini Tekgıda-İş’in Şube Başkanları güçlükle sakinleştirdi.
Yaşananlar Tekel işçisinde moral bozukluğu ve öfke yarattı.
Tekel işçisi Nilüfer Laçin tepkilerini şöyle dillendirdi: “Bu kadar insanı toplayıp bu kadar boş konuşması bizi delirtti… Genel grev kararı bekliyorduk.”
Tekel işçileri Sakarya Caddesi’ne döndükten kısa süre sonra birkaç arkadaşlarının rahatsızlanarak ambulansla hastaneye kaldırılması üzerine Türk-İş binasına girdi. Kısa süreli bir arbede yaşandı…” Kumlu istifa” sloganları üzerine Mustafa Türkel balkona çıkarak bir konuşma yaptı. Bu hayal kırıklığına neden olan ruh halini iyi anlamak lazım.
Ankara, Sakarya dün bir çadır kente dönüştü. Her vilayet, her fabrika, destek veren her grup bir çadırda toplaştı… Ateşler yakıldı. Halaylar çekilip, horonlar tepiliyor.
Esnaf inanılmaz bir özveriyle destek veriyor. Ankara halkı ise adeta Tekel işçisinin lojistiği haline geldi… Kimi zaman yemek, kimi zaman yatacak yer sağlıyor. TTB, Türk-İş’in altında bir revir oluşturdu.
Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel’le miting öncesi sohbet ediyoruz, “Omuzumuzdaki yük çok ağır” diyor, “Tekel işçisinin direnişi tüm Türkiye’nin hak arama mücadelesinin sembolü haline geldi. Yarın açlık grevine başlıyoruz. Tekel işçisinin bu ağır yükünü paylaşmalıyız.”
“Ölüm orucu kararı ne oldu?” diyorum…
“Tabipler Odası bizi uyardı. İşçiler şeker ve B vitamini olmadan ölüm orucuna yatacaktı. Son derece ağır olacağını ve ölümlerin başlayacağını söylediler. Böylesi sertlikte bir eylem psikolojileri çökertir” diyor.
Türkel’in eylem planı an be an şekilleniyor. Mitingde yaşananlardan sonra yeni bir durum değerlendirmesi yapıyorlar…
Ancak ortada şöyle bir tablo var. Tekel işçisi 35 gündür eylemde… Mitingde Türk-İş Başkanı’nın konuşması işçide bir hayal kırıklığı yarattı ama kararlılık sürüyor. Türkiye muhalefetinin ağır yükünü Tekel işçisinin sırtından almak gerektiği inancındalar.
Bu nedenle CHP ve MHP Genel Başkanlarından randevu talep edildi ve siyasi partilerin de direnişe destek vermesi gerektiği söylendi.
Bugün CHP ve MHP de destek verirse
Tekel işçisinin direnişi tam anlamıyla Türkiye meselesi olacak. Zira üç parti (BDP, CHP ve MHP) Meclisi kilitleyebilir… İlk kez bir konuda; bu konuda mutabakat sağlarlarsa Tekel işçisinin yaktığı ateş büyüyebilir.
Şayet siyaset destek olmazsa? O halde bu yük 10 bin Tekel işçisinin ve ailelerin sırtında kalacak. Süreç keskinleşebilir. Zira işçi kararlı. Bu arada çok önemli bir bilgi de şu: AKP grubu içinde Tekel işçilerine destek veren milletvekilleri var. Bu milletvekilleri de ağırlıklı olarak Güneydoğu kökenli.
SON SÖZ: Siyasetin ne yapacağı, işçinin genel grev beklentisinin uygulama imkânının olup olmadığı ve başka birçok şey tartışmaya muhtaç. Ancak tartışılmayacak tek bir şey var… Tekel işçisi Ankara’nın soğuk betonlarına umut ekiyor. Taş beton inadına sıcak filizler veriyor…
İşçinin inancı umudun güneşi.