Türkiye’de gelir ve servet dağılımı hızla bozuluyor. TÜİK rakamlarına göre bu bozulmanın özellikle son üç yılda ciddi şekilde arttığı görülüyor. 2014’te en zengin yüzde 5’lik kesimin geliri en yoksul yüzde 5’lik kesimin gelirinin 20 katıyken, 2016’da 23 katına çıktı. Sadece bankaların mevduat hesapları bile servetin giderek tepede toplandığını açıkça gösteriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre, 2017’nin ilk 11 ayında milyoner sayısı 18 bine dayandı.

 

 

 

Kasım 2017 itibariyla, 1 milyon TL ve üzeri mevduatı olanların sayısı 17 bin 941 kişi artarak 126 bin 805’e ve bu kişilerin toplam mevduatı ise 844 milyar 454 milyon TL’ye ulaştı. Söz konusu dönemde milyonerlerin mevduatlarının 422 milyar 406 milyon lirası yerel para cinsi, 418 milyar 883 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 3 milyar 165 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Milyoner başına düşen ortalama mevduat da yaklaşık 6 milyon 660 bin lira olarak hesaplandı. Bununla birlikte yine Kasım 2017’de yurtiçi yerleşiklerin Türk Lirası, yabancı para veya kıymetli maden hesaplarında bulunan toplam mevduatı 1 trilyon 578 milyar 494 milyon TL’ye ulaştı. Milyonerlerin toplam mevduattan aldıkları pay ise yüzde 53.5’e kadar çıktı. Bu oran 2002 yılında yüzde 24 seviyesindeyken hızla artarak, 2007’de yüzde 40’a, 2011’de ise yüzde 47’ye ulaşmıştı. Geldiğimiz noktada ise bankalardaki servetin yarısından fazlası 1 milyon TL ve üzeri mevduata sahip milyonerlerin oldu.

 

Zenginler tarafında durum böyleyken, TÜİK verilerine göre her 100 vatandaşın 34’ü kazandığı parayla ucu ucuna yaşıyor ve beklenmedik bir harcama çıktığında bunu karşılayamıyor. Vatandaşların yüzde 62’si borçlarından şikayetçi ve iki günde bir masasına bir tabak et yemeği koyamayanların oranı yüzde 38.