KADINLAR HER YERDE
Eğitimden yoksun bırakılsalar da, emekleri sömürülse de kadınlar, iş hayatında, alanlarda, sivil toplum örgütlerinde daha fazla yer almak için mücadele seslerini yükseltiyor
Küresel refahın arttığı bir dönemde milyonlarca kadın hâlâ düşük maaşlı, düşük nitelikte ve sağlık hizmetlerinden bile mahrum kaldığı işlerde çalışmaya mahkûm bırakılıyor. Türkiye’de 8.7 milyon kişi sosyal güvenlik kuruluşlarına kayıtlı olamadan, güvencesiz şekilde çalışıyor. Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ancak Türkiye’deki kadınların yüzde 44’ü yani 3.6 milyon kadın kayıt dışı istihdam ediliyor. Kadınların en fazla kayıt dışı oldukları alanı ücretsiz aile işçiliği oluşturuyor. Ücretsiz aile işçisi olarak istihdamda yer alan kadınların sayısı 2 milyon 111 bini buluyor. Buradaki kayıt dişilik oranı yüzde 92’yi aşıyor. Kayıt dişilik kısa vadede sağlık yardımından, analık sigortasından, hastalık sigortasından, iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanamama gibi olumsuzluklara yol açıyor. Kayıt dişilik uzun vadede ise yaşlılık, malullük ve ölüm sigortalarından yararlanılamamasını beraberinde getiriyor.
Yüzde 94 güvencesiz
Türkiye İstatistik Kuru mu’nun (TÜİK) Kasım 2015 verilerine göre istihdama katılan kadınların 2 milyon 352 bini tarım sektöründe çalışırken tarımdaki kadınların yüzde 94’ü yani 2 milyon 254 bini güvencesiz çalışıyor. Türkiye’de çalışma çağındaki kadınların işgücüne katılım oranı, sadece yüzde 33.6. 11.5 milyon kadın ev işleri ve çocuk bakımı nedeniyle işgücü piyasasına katılamıyor. 1 milyon 276 bin kadın ailevi ve kişisel nedenlerle çalışmıyor. 246 bin kadının iş bulma ümidi yok. Çalışan kadınların ise yüzde 14’ü çocuk sahibi olduktan sonra çalışma yaşamından kopuyor.
Düşük ücret
Türkiye’deki kadınlar erkeklerden ortalama yüzde 75 daha düşük kazanç elde ediyor. Cinsiyetler arası maaş farkı çocuklu kadınlarda daha da yüksek. Birleşmiş Milletler Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi, Dünya Kadınlarının Gelişimi 2015-2016 Raporu’na göre, Fransa ve İsveç’teki kadınlar erkeklerden ortalamada yüzde 31 daha az kazanırken, bu oran Almanya’da yüzde 49, Türkiye’de ise sarsıcı şekilde yüzde 75 oldu. Raporda kadınların hâlâ sendikalar, uluslararası finans kuruluşlarında yöneticilik pozisyonlarında temsil edilmesinin yetersiz olduğu vurgulandı.
Şiddete uğruyorlar
Kadınlar iş hayatlarında başarılı olduklarında ise engellerle karşılaşmaya devam ediyor. Avrupa’da yönetici seviyesindeki kadınların yüzde 75’i ve hizmet sektöründe çalışan kadınların ise yüzde 61’i işyerinde cinsel tacize uğruyor. Türkiye’de evlenmiş kadınların yüzde 38’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. 4 kadından l’i ise ekonomik şiddete maruz kalıyor; yani ya çalışmasına engel olunmuş, ya işten ayrılmak zorunda kalmış ya da kazancı elinden alınmış durumda.
TEK KANATLA UÇAMAYIZ
TÜSİAD 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolaysıyla yaptığı açıklamada "Kadınların hayatın her alanına eşit katılımı için siyaset, kamu, iş dünyası ve sivil toplumdaki tüm liderlere önemli bir sorumluluk düşüyor" ifadesini kullandı.
Açıklamada kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğuna işaret edilerek şöyle denildi:
¦Kadına yönelik şiddete karşı mevzuat ve uygulama güçlendirilmeli, şiddet uygulayanı hiçbir şekilde mazur görmeyen caydırıcı bir anlayış hukuk alanında hâkim kılınmalı.
¦Kadınlar "çocuk mu, kariyer mi" ikileminde bırakılmamalı, kreşler yaygınlaştırılmalı.
¦Kadınların her alanda potansiyelini gerçekleştirebildiği bir ülke iklimi yaratabilmeliyiz; hep birlikte ve hiç vakit kaybetmeden. Kadınların gücünü hayatın her alanına eşit katmalıyız. Tek kanatla uçamayız.
ÖZGÜRCE YAŞAM İÇİN ‘YAŞA’
Boyner Grup, 2009’dan bu yana her yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tüm grup şirketleri ve markalarının katılımıyla hazırladığı özel ilanlarına bu yıl "Kadınlar Yaşasın" diyerek hazırladığı "#Yaşa" ilanıyla devam ediyor. Grup, kadınların saklanmadan, katlanmadan, korkmadan, hayallerinin peşinde, sevgiyle, umutla ve özgürce yaşaması dileğini bu yıl "#Yaşa" sloganıyla gündeme getiriyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, iş hayatında ve yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmeyi bir "kadın" meselesi değil, bir "demokrasi" meselesi olarak gördüklerini vurguladı.