TEKEL İŞÇILERININ HAKLI DIRENIŞI – MUSTAFA GAZALCI
İktidar TEKEL işçilerine Cumhuriyet öncesi halka yıllarca zulmetmiş Reji düzeninin kolcuları gibi değil, demokratik bir hukuk devletinin yönetimi gibi davranmalı, onların haklı seslerine kulak vererek sorunlarını çözmelidir.
İktidar TEKEL işçilerine Cumhuriyet öncesi halka yıllarca zulmetmiş Reji düzeninin kolcuları gibi değil, demokratik bir hukuk devletinin yönetimi gibi davranmalı, onların haklı seslerine kulak vererek sorunlarını çözmelidir.
Tekgıda-İş Sendikası’na bağlı yaklaşık 12 bin TEKEL işçisi Ankara’nın kışında ayazında bir ayı geçkin bir süredir direnişlerini sürdürüyor. Kimi zaman arkadaşları İstanbul’da, İzmir’de onlara omuz veriyor. Kamuoyunda demokratik direnişe karşı içten bir destek oluştu.
Ne yazık ki iktidar işçilerin seslerine kulak vereceğine onlarla inatlaşıyor. Ya kulaklarını tıkıyor ya da copla, biber gazıyla yanıt veriyor. Alay eder gibi 4C’de yapılan küçük değişiklikleri çözüm gibi gösteriyor. Sendikal, sosyal haklarının yanında ücretlerinin üçte biriyle çalışmalarını öneriyor. Daha da kötüsü “Bu parayla dışarıda çalışacak çok kişi var” diyerek aba altından sopa gösteriyor.
Daha yakın zamana kadar TEKEL, ülkenin en büyük ekonomik kuruluşlarından biriydi. Milyonlarca tütün üreticisinin destekçisi, sigara sanayisinin bel kemiğiydi. Yıllarca Hazine’ye gelir sağladı, ülkeye döviz getirdi. Anadolu’daki sigara fabrikaları çevresine ekonomik canlılık kadar sosyal, kültürel yönden katkı yaptı. Kısaca TEKEL hayattı, vatandı. Yıllarca TEKEL işçileri, kurumları özelleştirme kapsamına alınınca “TEKEL vatandır, vatan satılamaz” diye haykırdılar. Dinleyen olmadı. AKP’nin önceki MALİye Bakanı, “Babalar bibi satarım” dedi. Gerçekten de göz göre göre kolu kanadı parçalanarak TEKEL sudan ucuza satıldı. Altın yumurtlayan tavuk kesildi. İşyerleri, çalışanların iradesi dışında kapandı.
Tütüncülüğümüzü, sigara sanayimizi öldürmek için emperyalizmle yerli işbirlikçileri, 30 yılı aşkın süredir bir oyunu sahneye koydular.
Bugün işçileri coplanan Tekgıda-İş Sendikası, Tütün Eksperleri Derneği, Ziraatçılar Derneği yanında, çiftçi dostu rahmetli Sadullah Usumi, Orhan Özet gibi yurtseverler oyunları sergilemek için didinip durdular. Ne tütün üreticisinin ne TEKEL işçisinin sesine kulak verildi. Tatlı kazançlar, Türkiye pazarını ele geçirmek için perde perde kanlı oyun sahnelendi. En sorumlu yerlerde oturanlar çekinmeden bu oyunda rol aldı.
• Kaçakçılığı önleme gerekçesiyle yabancı sigara TEKEL aracılığıyla ülkenin her yerine dağıtıldı. Böylece Anadolu halkının damak ve dudak alışkanlığı değiştirildi.
• Önce dışsatım koşuluyla yabancı tütün ve sigara üretimine izin verildi.
• Sonra dışsatım koşulu kaldırıldı; ülkede yabancı sigara satışı özgür bırakıldı.
• Devletin desteği nitelikli tütün üretiminden çekildi, üretime yasak (kota) kondu. Tütün üreticisiyle TEKEL’in bağları koparıldı.
• Tütün yasası değişikliği IMF ve Dünya Bankası’nın ekonomik bunalımdan sonra öne sürdüğü koşullardan biriydi. Yasa çıkarıldı. Tütün üst kurulu kuruldu.
• Sözleşmeli tütün üretimine geçildi. Üreticiler tüccarların eline bırakıldı.
• Birçok tütün üreticisi işini bıraktı; göç etti. Tütün üreticisi azaldıkça azaldı. Tütün yerine başka ürünler ekilerek toprak kültürü değiştirildi.
• Türk tütününü işleyecek yeni sigara fabrikası yapılmadı; eski fabrikalar yenilenmedi. Malatya gibi sigara fabrikaları yüzde on kapa-siteyle çalıştırıldı. Manisa Akhisar’da atılan bir sigara fabrikasının temeli 25- 30 yılda kasten bitirilmedi. Fabrika temeli atılırken alınan bekçi emekli oldu; ama fabrika tamamlanıp üretime geçmedi. Yakınlarda açılan yabancı sigara fabrikaları kısa sürede bitirildi.
• İlçelerdeki TEKEL alım büroları, depoları, işletmeleri bir bir kapatıldı.
• Yabancı sigaranın harmanlanmasında kullanılan Türk tütünleri oranındaki vergi desteği kaldırıldı. Yabancı sigara üreten firmalar harmanlama için kösteklenen Türk tütünü yerine desteklenen Yunanistan tütünü almayı yeğledi.
• TEKEL yabancı Virginia tütününden sigaralar üretmeye başladı.
• TEKEL’in içki bölümü ayrıldı; bir şirkete üç yıl sonra değerinin çok altında satıldı. Satın alan şirket aldığı yüzde 90 payın dört katı bir fiyatla Amerikan şirketine sattı.
• Sonra da TEKEL bütünüyle satıldı.
Kim bilir belki demokratik haklarını arayan TEKEL işçilerine iktidarın bu denli acımasız davranışının altında tütün ve TEKEL’in acı öyküsünü anımsatmamak yatıyordur.
Tek Gıda-İş Sendikası’na bağlı, işyerleri kapatılan TEKEL işçileri en doğal haklarını istiyor. Sendika hakkı, kıdem tazminatı olmayan, boğaz tokluğuna çalıştırılan 4C’ye geçmek istemiyor. Haklarını korumak, çalışmak istiyor. Haklı değiller mi? Bu isteklerin karşılığı cop, biber gazı mı olmalıydı?
İktidar TEKEL işçilerine Cumhuriyet öncesi halka yıllarca zulmetmiş Reji düzeninin kolcuları gibi değil, demokratik bir hukuk devletinin yönetimi gibi davranmalı, onların haklı seslerine kulak vererek sorunlarını çözmelidir.