1 MAYIS VE SONRASI
Bu yıl 1 Mayıs, önceki yıllarla kıyaslanamayacak bir kitlesellikle, ülkenin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine 100´e yakın yerde oldukça yaygın ve coşkuyla kutlandı.
Bu yıl 1 Mayıs, önceki yıllarla kıyaslanamayacak bir kitlesellikle, ülkenin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine 100’e yakın yerde oldukça yaygın ve coşkuyla kutlandı. Son yıllarda işçi sınıfının haklarına, hatta canına kast eden sermaye saldırılarının artmasının 1 Mayıs’a katılımı arttırdığını, birbirinden farklı pek çok kesimin benzer taleplerle alanlarda yerini aldığını gördük.
2012 1 Mayıs’ının geçtiğimiz yıllarda yapılan kutlamalarla karşılaştırdığımızda kimi farklılıklar dikkat çekti. Bu yıl işçi sınıfın örgütlü ve örgütsüz kesimleri, taşeron işçiler, organize sanayi bölgelerinde çalışan genç işçiler geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında daha kitlesel ve somut talepleriyle alanlardaki yerlerini aldılar.
İşçi sınıfının, taşeronlaştırma, iş cinayetleri, kıdem tazminatı üzerinden yapılan hesaplara tepkisiz kalmadığı, özel istihdam büroları hazırlıkları, bölgesel asgari ücret girişimleri vb birçok saldırıya karşı son derece duyarlı olduğu görüldü.
1 Mayıs 2012’nin belki de en dikkat çekici yönlerinden birisi, başta Diyarbakır ve Van olmak üzere, bölge illerinde 1 Mayıs’ın ilk kez bu kadar ciddi, yaygın ve işçi ağırlıklı bir şekilde kitlesel olarak kutlanmasıydı. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan teşvik paketi ile hükümet, sermayeye devlet eliyle "açık çek" vermişti. En fazla teşvik verilecek 6. Bölge illeri (Ağrı,,,, s,,,,,, Muş,,,,) üzerinden bu illeri Türkiye’nin Çin’i yapmayı hedefleyen stratejiye karşı mücadelenin önümüzdeki dönemde yükseltilmesi açısından, 1 Mayıs’ın bölge illerinde bugüne kadar olduğundan çok daha yoğun bir çalışmayla kitlesel olarak kutlanması dikkat çekici oldu.
1 Mayıs öncesinde konfederasyonların 1 Mayıs’ı bölme ve kutlamaları amacından saptırma girişimleri de büyük ölçüde boşa çıkarıldı. Özellikle Türk İş’in tutumuna karşı açıktan tutum alan Sendikal Güçbirliği Platformu’nu oluşturan sendikaların kitlesellîği ve öne çıkardığı talepler, hem sermaye ve Hükümetin saldırılarına, hem de Türk İş’in bu saldırılar karşısındaki tutumuna cevap verir nitelikteydi. Öte yandan Hak İş ve Memur Sen öncülüğünde Ankara Tandoğan’da yapılan "resmi" 1 Mayıs töreninde, Çalışma Bakanı’nın hükümet adına kürsüden katılımcılara seslenmesi, her yönüyle tarihe geçecek bir utanç vesilesi olarak karşımıza çıktı.
İşçi sınıfının ekonomik, demokratik talepleriyle, siyasal taleplerin, bu yıl iç içe geçmiş bir şekilde dile getirilmesi önemliydi. Suriye’ye yönelik emperyalist işgal politikalarına karşı çıkış, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümüne yönelik sesler ve iş, barış ve özgürlük taleplerinin sadece bölge illeri ile sınırlı kalmayıp, ülke çapında pek çok noktada dile getirilmesi, 1 Mayıs sonrası için umut verici gelişmeler oldu.
1 Mayıs’ı özüne aykırı bir şekilde işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma taleplerini güçlü bir seki İde sahiplenmekten çok, görselliği ön planda olan birtörensel kutlama yapma ve kendi "gücünü" gösterme gayreti içinde olanlar, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs alanlarındaki yerlerini aldılar. Ancak geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, işçi sınıfının kitlesel olarak talepleriyle 1 Mayıs’a katılımı yoğun olunca, 1 Mayıs’ın tarihsel anlamı ve güncel önemine uygun olarak kutlandığında alana kimin rengini verdiği, kimlerin taleplerinin öne çıktığı görüldü.
Kuşkusuz 1 Mayıs 2012 ile ilgili olarak çok daha geniş ve ayrıntılı değerlendirmeleryapılabilir. Ancak asıl önemli olan 1 Mayıs 2012’yi hakkını vererek kutlayanların, 1 Mayıs sonrasında nasıl bir tutum alacağı, hükümetin yeni saldırılarına karşı kendisine nasıl bir mücadele hattı çizeceğidir. 1 Mayıs öncesinde sendikaların bölünmesi ve farklı alanlarda kutlama yapma kararı alması, işçi sınıfına karşı yeni ve kapsamlı saldırılara hazırlanan sermaye ve hükümet temsilcilerini kuşkusuz sevindirmiştir.
Şimdi erken sevinenlerin sevinçlerini kursaklarında bırakma, 1 Mayıs’ta dile getirilen taleplerin gerçekleşmesi için mücadeleyi birleştirme ve somut adımlar atma zamanı…