1 NİSAN 4 KONFEDERASYONUN ORTAK EYLEMİ OLDU
Mustafa Türkel: “26 Mayıs daha anlamlı hale geldi. Güçlü bir örgütlenmeyle 26 Mayıs genel grevini başarıya taşımamız şart olmuştur.”
Mustafa Türkel: “26 Mayıs daha anlamlı hale geldi. Güçlü bir örgütlenmeyle 26 Mayıs genel grevini başarıya taşımamız şart olmuştur.”
Süleyman Çelebi: “1 Mayıs’ta en geniş kitlelerle sesimizi en gür şekilde çıkarmalıyız. 26 Mayıs’ta genel grevin ne olduğunu AKP’ye göstermemiz gerekiyor.”
Sami Evren: “Konfederasyonların aldığı 26 Mayıs’taki genel eylem kararını genel greve dönüştürmeliyiz. Üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız”
1 NİSAN 4 KONFEDERASYONUN ORTAK EYLEMİ OLDU
1 Mayıs ve 26 Mayıs için ön hazırlık başarılı geçti
TEKEL işçilerinin eylemi artık yalnız onların değil… İSKİ işçisinden TARİŞ işçisine, Samatya Hastanesi işçilerinden İstanbul itfaiyesine farklı alanlarda çalışan yüzlerce işçi TEKEL eylemini sahiplenerek Ankara’ya geldi. İSKİ işçileri; “TEKEL işçileri yaptıkları kararlı eylemlerle bizlere yol gösterdiler. Onların mücadelesi bundan böyle bizim de mücadelemizdir” dediler. İstanbul İtfaiyesi işçileri de TEKEL işçilerine destek için eylemde ön saflarda yerlerini aldılar. 1 Nisan buluşmasında TEKEL mücadelesinin eylem planı da netleşti. Mustafa Türkel, 2 Nisan’da işçileri uğurlarken dört konfederasyonun ortak kararını da açıkladı. “1 Mayıs ve 26 Mayıs’a güçlü katılalım” diyen Türkel şöyle konuştu: “2 Mayıs’ta 2 bin kişiyle Türk-İş önünde 2 gün sabahlayacaktık. Bunu erteliyoruz. 3 Haziran’da 3 bin kişiyle 3 gün burada olacağız. Ağustos ayında dönmemek üzere Ankara’ya geleceğiz” dedi.
HÜKÜMETİN POLİSTEN DUVARINI AŞA AŞA
TEKEL işçileri 2 Mart günü aldıkları karar doğrultusunda 1 Nisan’da Ankara’da yeniden buluşup Türk-İş Genel Merkezi önünde bir günlük eylem yapacaklardı. Ankara Valiliği bir son dakika kararıyla eyleme izin vermeyeceklerini açıkladı. Ankara Valiliği 31 Mart’ta yaptığı bu açıklamada “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne müsaade edilmeyecektir” dedi. Böylelikle 1 Nisan sabahı yaşananların fitilini polis kendi yakmış oldu. 1 Nisan’da sabah erken saatlerde Ankara’ya ulaşan işçiler Sakarya Caddesi üzerinde bulunan kahvehanelerde toplandı ve çay içmeye başladı. Fakat polis, toplu halde çay içmenin yasak olduğunu bahane ederek kahvehanelerdeki işçileri zor kullanarak dışarı çıkardı. Duruma, kahvehanenin işletmecisi de isyan etti. Sakarya Caddesine çıkan tüm yollar adeta polisten duvarlarla örüldü. Parlamento içi ve dışı siyasi partiler, çok sayıda emek ve meslek örgütü, işçiler, emekçiler, sendikacılar bu etten duvarların içine hapsedildi. Saatlerce bu duvarların içinde sabırla bekleyen işçiler Türk-İş’e en yakın Sakarya caddesine girebildiler. Türk-İş önüne gidemeseler de tek yürek olup eylemlerini halaylar çekerek başlattılar.
“26 MAYIS’TA AKP’YE GENEL GREVİ GÖSTERELİM”
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren, ve Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel de işçilerle birlikteydi. Eylemin engellenmesine sert tepki gösteren genel başkanlar açıklamalarında 26 Mayıs’taki genel grev kararının daha güçlü organize edilmesinin gerektiğini vurguladılar.
1 Nisan’da Sakarya Caddesi’nde toplanan binlerce işçiye konuşan ilk isim Mustafa Türkel’di. Türkel şunları söyledi: “TEKEL emekçileri olarak 78 gün boyunca güvencesiz çalışmaya karşı büyük bir mücadele verdik. Ankara halkıyla, Türkiye halkıyla, kitle örgütleriyle büyük bir dayanışma içinde mücadele ettik. Ankara tarihinde, dünya tarihinde, cumhuriyet tarihinde ilk defa işçiyi evine sokmamak için barikatlar kurdular. Biz işçinin evine girmek için kimseden izin almadık, almayız da. Bu kararı veren her kimse, Türk-İş adına, Tek Gıda-İş adına, TEKEL işçileri adına kınıyorum. Bugün, işçilerin evlerine konulmadığı ibretlik bir gün olarak tarihe geçecektir.
“Biz kimsenin camını kırmadık, malına zarar vermedik, işçinin evine geldik. Şiddetten uzak ama kararlı bir şekilde mücadele devam edeceğiz.
26 Mayıs bundan sonra daha anlamlı hale geldi. Güçlü bir örgütlenmeyle 26 Mayıs genel grevini başarıya taşımamız şart olmuştur.”
Türkel’in ardından Sami Evren söz aldı. Evren şunları söyledi: “Sanki bu bölgede sıkıyönetim var. Sanki darbe oldu. TEKEL işçileri, biz, bu ülkenin insanı değil miyiz? İktidar demokratik olsaydı polisle işçileri önlemeye çalışmazdı. Konfederasyonların aldığı 26 Mayıs’taki genel eylem kararını genel greve dönüştürmeliyiz. Üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız”
Ankara’da hükümetin ördüğü polisten duvarlara tepki gösteren Süleyman Çelebi ise şöyle konuştu: “Ankara’da bugün sıkıyönetim koşulları gibi bir uygulama yaşanıyor. Haklarını arayan işçilerin kendi evleri olan Türk-İş’in önüne geçmeleri engelleniyor. TEKEL işçilerinin başlattığı mücadele tüm işçi sınıfının mücadelesi haline gelmiştir. Şimdi özgürlük, demokrasi adına Anayasa değişikliği yapıyorlar. İşte onların demokrasi anlayışları bu… Ya buna teslim olacağız ya da direneceğiz. 1 Mayıs’ta en geniş kitlelerle sesimizi en gür şekilde çıkarmalıyız. 26 Mayıs’ta genel eylemi, genel grevi ortaya koymamız, genel grevin ne olduğunu AKP’ye göstermemiz gerekiyor.”
İSKİ İŞÇİLERİ ANKARA’DA TEKEL İŞÇİLERİNE DESTEK OLDU
14 Mart’ta iş akitleri feshedilen taşeron şirkete bağlı olarak çalışan İSKİ işçileri, günlerce İstanbul Aksaray’daki İSKİ binası önünde oturma eylemi yaptılar. Eylemleri boyunca kendilerine destek ziyaretinde bulunan TEKEL işçilerini 1 Nisan’da Ankara’da yalnız bırakmadılar. İSKİ işçileri TEKEL direnişinin kendilerine önemli bir yol gösterdiğini söylediler. TEKEL işçilerinin direnişini kendi direnişlerini kabul ettiklerini de söyleyen İSKİ işçileri “Ankara’ya gelip onların bu kararlı mücadelelerine destek olmak bizim boynumuzun borcuydu” dediler.
“GÜN TOPYEKÜN DİRENME GÜNÜDÜR”
İzmir’de TARİŞ Genel Müdürlüğü önündeki direnişlerinin birinci ayını geride bırakan TARİŞ işçileri, 1 Nisan günü Ankara’da TEKEL işçisiyle buluşarak mücadelelerini ortaklaştırdılar. TARİŞ işçileri şunları söylediler: “TEKEL işçilerinden öğrenecek çok şeyimiz var. Sosyal dayanışma adına yapabileceğimiz çok şey var. Ankara soğuğunda onca gün kalacak kadar inandılar mücadelelerine. Bundan sonra biz de onlarla birlikte direneceğiz. Gün topyekün direnme günüdür.”
“BİZ DE VARIZ BU MÜCADELEDE”
Bir buçuk ayı aşkın süredir grevde olan İstanbul EĞİTİM ve Araştırma (Samatya) Hastanesi hasta klinikleri inşaatı işçileri, 1 Nisan’da Ankara’ya geldi. TEKEL işçilerinin mücadelesine destek veren Samatya hastanesi işçileri, bu mücadele tüm işçi sınıfına örnek olmalıdır diyerek “Biz de sonuna kadar bu mücadelenin içinde yer alacağız” dediler.
Kamu-Sen 1 Mayıs’ta alanlara çağırdı
İşçi ve memur konfederasyonları 1 Mayıs için hazırlıklara başladı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, çalışma hayatının güncel konularını değerlendirmek üzere Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK genel başkanlarını 5 Nisan Pazartesi günü toplantıya çağırdı. Toplantının gündeminde 1 Mayıs da var.
Türkiye Kamu-Sen Genel TEŞKİLATlandırma SEKRETERİ Fahrettin Yokuş, Kamu-Sen’in 1 Mayıs’ta Türk bayraklarıyla alanlarda olacaklarını açıkladı. 1 Nisan’da Ulusal Kanal’da Gündem Özel programında konuşan Fahrettin Yokuş, 1 Mayısların emekçinin haklılığının ortaya konulduğu bayram havası içinde geçmesi gerektiğini söyledi. Fahrettin Yokuş, şöyle konuştu: “Biz Türkiye kamu sen olarak Emek bayramını emekçilerin haklı bir bayramı olarak hukuk içinde ve bize yakışır bir şekilde kutlayacağız. Ve alanları bu ülkedeki ihanete karşı Türk bayraklarıyla donatarak işçi bayramını, emek bayramını kutlayacağız. Onun için temennimiz bütün emek örgütlerinin sağduyulu davranarak sadece Türk bayraklarıyla alanlarda olmasını ve birlikte haykırmayı temenni ediyoruz.”
Türkiye Otel Lokanta Dinlenme Yerleri İşçi Sendikası (TOLEYİS) Genel Başkanı Cemail Bakındı da 1 Mayıs’ın birliktelik içinde kutlanacağına inandığını söyledi. Bakındı şöyle konuştu: “Tekel işçileri işçi sınıfını bütünleştirdi. İşçi hak ve özgürlüklerinin korunması geleceğe güvenle bakabilmemiz çoluk çocuğumuzun ve sendikal haklarımızın Türkiye’nin geldiği bu ortam içerisinde geliştirebilmesi bu 1 Mayıs’ın birlikte kutlanmasına bağlıdır. Bizim için artık başka bir alternatif kalmamıştır.
Hükümet deviren Zonguldak yine ayakta
Zonguldak; Türkiye’nin 2. büyük santrali Çatalağzı’nın özelleştirilmemesi için ayağa kalkıyor. Özelleştirme kapsamındaki 45 termik santralin arasında Türkiye’nin 2. büyük santrali Çatalağzı’nda bulunuyor. Zonguldak’ta meslek odaları ve sendikalar santrallin özelleştirilmesine karşı mücadeleye başlayacaklarını duyurdular. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu her türlü mücadeleye hazır olduklarını açıkladı.
Muslu’nun açıklaması şöyle: “Düne kadar özelleştirmelere gerekçe olarak gösterilen; verimlilik, yatırım, istihdam ve üretim artışı hiçbir zaman gerçekleşmemiş ve Türkiye, ekonomik bir krize sürüklenmiştir. Türkiye, üretim ekonomisinden uzaklaştırılmıştır. Bugün gelinen noktada 15 milyar dolar gelir elde etmek için 45 santralin satışını düşünmek aynı yanlışı sürdürmek demektir. Ülke sanayinin can damarı olan enerji üretiminin yabancı şirketlerin eline geçmesi daha büyük krizler yaratacaktır. Enerji, stratejik bir sektördür. ÇATES’i satmak bölgemiz ve Türkiye Taş Kömürü (TTK) için intihar demektir. ÇATES ve TTK birbirinden ayrılamaz. Biz ÇATES’in satılmasına müsaade etmeyecek ve her türlü mücadelenin içinde yer alacağız.”
Polis işçileri “topluca çay içmek yasak” diyerek kıraathanelerden çıkardı. İşçiler eyleme devam etti.
Fotoğraflar: Alpay Tuğlu
Polis barikatına karşı kadın işçiler de yüksek perdeden slogan attı.
Mustafa Türkel’in basın açıklamasından sonra Sakarya Caddesi bayram yerine döndü.
İSKİ ve İstanbul itfaiyesi işçileri de TEKEL işçilerini desteklemeye geldi.
Kaynak: Aydınlık Dergisi / ANIL TANERCAN