2011’DE EMEĞE SALDIRI PLANI
28 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’de hükümetin 2011 Yılı Programı yayımlandı. Bu programda esneklik önemli bir yer tutuyor.
Esnek çalışma emekçiler için daha düşük ücret, daha uzun ve daha kötü çalışma koşulları ve güvencesizlik demektir. Programda işgücü piyasasının esnek hale getirilmesiyle 1.5 milyon ilave istihdamın yaratılacağı öngörülüyor. Buradaki esas amaç, 4/C statüsündeki çalışmanın, stajyer istihdamının, taşeron çalışmanın yaygınlaştırılmasıdır.
Kamu Personel Reformu adı altında memurların büyük bir bölümü sözleşmeli, güvencesiz bir statüye sokulacaktır. En fazla taşeron çalışanın olduğu sağlık sektöründe de halen TBMM’de bulunan Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasa Tasarısı’yla hekiminden hemşiresine tüm personel, sözleşmeli hale getirilecektir.
Sonuç itibarıyla güvencesiz çalışma, asli çalışma biçimi halini alacaktır. Emeğe saldırı planının birinci hedefi budur. Programda yer alan ikinci hedef ise, özelleştirme hamlesinin tamamlanarak kamudaki istihdamın iyice daraltılmasıdır.
2011 Programı’nda üçüncü hedef olarak sağlık sektöründe ilaç ve tedavi hizmetlerindeki tedbirlerden söz edilmektedir. Bunun anlamı, önümüzdeki dönemde muayene ve ilaç katkı bedellerinin daha da artmasıdır. Her hekimin muayenesi için artık ayrı ayrı katkı payı ödenecektir. Yatarak tedavi hizmetleri için de katılım payı ödeme zorunluluğu getirilmiştir. Vakıf üniversiteleri ile özel hastanelerdeki “ilave sağlık ücreti” yüzde 30’dan yüzde 70 oranına kadar arttırılmıştır.
1 Ocak 2012’ye ertelenen Genel Sağlık Sigortası uygulaması tüm vatandaşlara ciddi bir yük getirecektir. Çalışan ve emekliler, daha önce sağlık primi ödedikleri halde yeniden muayene ve ilaç katkı bedeli ödemesi tam bir soygundur.
2011 Programı’nda Danıştay’ın 20 Nisan 2010’da aile hekimi muayenelerinden katılım payı alınmasını durduran kararına atıf yapılmaktadır. Böyle bir atıf, gizli bir niyeti de içermektedir. Almanya’da aile hekimliğine ilk başvuru için 10 Avro katkı payı alınmaktadır. Dolayısıyla böyle bir uygulamanın Türkiye’de de gündeme gelebileceği öne sürülmektedir.
Yine 2011 Programı’nda İŞKUR’a yapılacak transferlerden söz edilmektedir. İşsizler için kullanılması gereken fon, GAP ve benzeri projelere yönelik transferlere olanak sağlamaktadır. 10 yılda biriken 46.6 milyar TL’lik fonun sadece yüzde 7’si işsizler için kullanılmıştır.
Programda yer aldığı şekliyle yeni gündeme gelecek hak kayıplarının Haziran 2011 seçimlerinden sonra uygulamaya konması beklenmektedir. Peki, bu saldırı planı karşısında sendikalar ne yapıyor, ne yapmalı, merak ediyoruz..
CUMHURİYET – ATİLLA ÖZSEVER