365 GÜN 1 MAYIS OLMALI..!
Mayıs, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaya başladığından bu yana birbirinden farklı (imiş) gibi görünen ama kökeni kapitalizm olan sorunların ve bu sorunlara yönelik tepkilerin bir alanda, hep bir ağızdan seslendirilmesini amaçlamıştır.
Mayıs, işçi sınıfının "birlik, mücadele ve dayanışma günü" olarak kutlanmaya başladığından bu yana birbirinden farklı (imiş) gibi görünen ama kökeni kapitalizm olan sorunların ve bu sorunlara yönelik tepkilerin bir alanda, hep bir ağızdan seslendirilmesini amaçlamıştır.
Türkiye’de 1 Mayıs bu yıl geniş katılımı ve coşkusuyla tarihsel işlevine uygun biçimde kutlanmıştır. 1 Mayıs’a alanlarda katılanların sayısı daha önceki yıllara göre az mıdır çok mudur bilemem ama sorun larını ve mücadelelerini alanlara taşıyan birçoğu platform biçiminde yapılanmış- örgüt sayısının diğer yıllardan çok daha fazla olduğu kesindir. Bunun nedeni bugüne kadar kapitalizmle fazlaca tanışmamış olan pek çok alanın piyasanın çıkarları doğrultusunda dönüştürülmeye başlanmış olması dır.
Bu dönüşümün etkilerinin giderek daha hissedilir olma sıyla birlikte tepkiler de artmış ve bu tepkiler küçüklü büyük lü örgütlenmelere dönüşerek 1 Mayıs alanlarına taşınmıştır.
HES’lere karşı Anadolu’nun derelerini savunan örgütler nükleer santrallere karşı örgütler; sanatçıların, sporcuların örgütleri; kadına karşı şiddet ve ayrımcılığa karşı örgütler, eşcinsel örgütleri; lise ve üniversite öğrencilerinin örgütleri, sakatların örgütleri; çiftçi, köylü örgütleri; hem seri dernekIeri; Kürt, Çerkez örgütleri; Alevi örgütleri; hekimlerden mühendislere şoförlere kadar birçok meslek örgütü; çeşitl işkollarındaki güvencesiz, düşük ücretli işçilerin oluşturduk lan platformlar ve daha birçok farklı alanda mücadele yürü ten örgüt, sendikalar ve emekten yana siyasi partilerle bera ber 1 Mayıs alanında yerlerini alınıştır.
1 Mayıs’ta rengarenk bir tablo oluşturan bu farklı örgüt I erimelerin aynı alanlarda taleplerini ve sloganlarını ortaklaş tırabilmesi kuşkusuz birbirleri arasında çıkar farklılıklarının olmamasından ve sorunlarının kaynağını aynı odakta aramalarından kaynaklanmaktadır. Bu kadar geniş bir kesimi tek bir alana 1 Mayıs alanına toplayan özellikle 2001 yılından buyana uygulanan ekonomi politikalarının sonucunda kapitalist sömürünün giderek yaygınlaşması ve derinleşmesidir.
2001’de yani tam on yıl önce gerçekleştirilen ve Derviş yasaları olarak bilinen düzenlemelerle hızlanan neoliberal yeniden yapılanma sürecinin sekiz buçuk yılında AKP’nin iktidarda olması doğal olarak 1 Mayıs alanlarındaki tepkilerin AKP üzerine odaklanmasına neden olmuştur.
Alanlarda AKP üzerine yoğunlaşan tepkilerin demokratik olmayan koşullarda gerçekleşecek olan 12 Haziran seçimlerinde sandıktan çıkacak sonuca yansıması hiçte çok kolay değildir. Bu durumda 1 Mayıs alanlarında ifade edilen tüm sorunların seçim sonrasında daha da derinleşerek devam edeceğini söylemek kehanet olmayacaktır. O halde farklı taleplerle bir araya gelmiş olan tüm kesimler mücadelelerini yılın 365 gününde 1 Mayıs coşkusuyla ortaklaştırmalarından başka çare kalmamaktadır!!