SPEKÜLATİF BÜYÜME
Ulusal gelirin büyüme hızı 2011´in ikinci çeyreğinde yüzde 8.8 olarak belirlendi. Küresel ekonominin merkezlerinde durgunluk ve yeni bir kriz dalgası yaşanırken, Türkiye ekonomisinde beklenen yavaşlamanın çok da sert olmaması büyük bir coşkuyla karşılandı.
Ulusal gelirin büyüme hızı 2011’in ikinci çeyreğinde yüzde 8.8 olarak belirlendi. Küresel ekonominin merkezlerinde durgunluk ve yeni bir kriz dalgası yaşanırken, Türkiye ekonomisinde "beklenen" yavaşlamanın çok da sert olmaması büyük bir coşkuyla karşılandı. Oysa bahar aylarının makroekonomik göstergelerine biraz dikkatlice baktığımızda aslında büyümenin ardında yatan saman alevinin hiç de sürpriz olmadığı anlaşılıyor.
Büyümenin niteliklerini ve ardında yatan süreçleri satır başlıklarıyla anımsayalım: .
* Türkiye ekonomisi uluslararası finansal sermaye girişleri sürdüğü sürece büyüyen, sermaye girişleri yavaşladığında ise krize sürüklenen kırılgan bir yapı içindedir. Türk finans piyasalarına 2011 ‘in birinci çeyreğinde 26.4, ikinci çeyreğinde ise 29.8 milyar dolarlık net yabancı sermaye girişi yaşanmıştır.
* Sermaye girişleri çoğunlukla kısa vadeli ve kayıt dışı niteliktedir. Türkiye ekonomisine net hata ve noksan kalemi altında gelen döviz miktarı yılın ilk çeyreğinde 3.5 milyar dolar iken, ikinci üç aylık dönemde 5.7 milyar dolara yükselmiştir. Net hata ve noksan verileri altında sergilenen bu tür döviz akımları, genellikle yerli sıcak para hareketleri olarak yorumlanmaktadır. Kaynağı belirsiz ve dolayısıyla güvenilirlikten uzak olan bu tür kayıt dışı akımların beslediği büyüme süreci sürdürülemez ve kırılgan niteliktedir.
* Ulusal gelirin bileşenleri harcama kalemleri açısından değerlendirildiğinde, döviz girişlerinin özendirilmesiyle birlikte özel yatırım talebindeki artışın belirleyici olduğu anlaşılmaktadır. İhracat ise söz konusu dönemde yüzde 0.2’lik bir tempoyla yerinde saymıştır, ihracat artışları yılın ilk çeyrek döneminde yüzde 8.3 idi. Dolayısıyla ulusal gelir artışı hemen hemen bütünüyle iç pazar kaynaklıdır.
* Buraya kadar vurguladıklarımızı bir şekil aracılığıyla gösterelim. Aşağıdaki şekilde TC Merkez Bankası verilerinden derlediğimiz uluslararası finansal sermaye girişleri toplamı ve ulusal gelirin büyüme hızı birlikte çizilmekte. Şekilde ulusal gelirin büyüme hızı sağ eksende, finansal sermaye girişleri ise sol eksende yer alıyor. Finansal sermaye girişleri verisi, ödemeler dengesi kalemlerinden sermaye hareketleri ve net hata ve noksan serilerinden oluşuyor. Finansal Sermaye Girişleri ve Büyüme Hızı (%) Kaynak: TC Merkez Bankası, veri dağıtım sistemi.
* Şekildeki verilerin sunduğu mesaj son derec açıktır: Türkiye ekonomisinde yabancı finansal sermaye girişleri sürdüğü sürece büyümenin temposu korunabilmektedir. Yabancı sermaye girişlerinin yavaşladığı 2008 sonu ile 2009’un ilk yarısı Türkiye’de ulusal gelirin üretiminin durma noktasına geldiği dönemi göstermektedir. 2010’dan başlayarak hızlanan sermaye akımları, büyümenin de finansmanını sağlamıştır.
* Türkiye ekonomisinin geleceği yerli ve uluslararası finansal sermayenin kaprislerine bağlı konumdadır. Bu yönüyle, yaşanan büyüme sürecini spekülatif-büyüme şeklinde adlandırmamız doğru olacaktır.