HEDEF, BİRLEŞİK BİR SENDİKAL HAREKET
Krizin faturasını her zamanki gibi emekçilere, işçilere, halka kesmek istiyorlar.
Tez Koop-İş Genel Başkanı Osman Gürsu: Hedef birleşik bir sendikal hareket.
AKP iktidarının uygulamalarına karşı emekçiler seslerini yükseltiyor. 8 Ekim’de hangi talepleri öne çıkaracaksınız?
Krizin faturasını her zamanki gibi emekçilere, işçilere, halka kesmek istiyorlar. Başta sağlık hakkı, iş güvencesi hakkı, çalışma hakkı olmak üzere, birçok "yaşamsal insan hakkı" metalaştırılıyor. Alınır saülır bir mal haline getiriyor. Her fırsatta kıdem tazminaünı tartışma konusu yapan sermaye ve sözcüsü hükümetier kapitalizmin yeni krizini bahane ederek yaşamsal hakları gasp ediyorlar.
Kıdem tazminatını tamamen kaldıramasalar dahi işverenler için caydırıcı olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Hedefleri açık. Daralma gösteren sektörlerdeki işten çıkartmaları kolaylaştırmak, bedelsizleştirmek. Kıdem tazminatı, işçinin yeni bir iş buluncaya kadar ailesinin ve kendisinin asgari yaşamsal ihtiyaçlarını sağlayabilmesi için asla vazgeçilemeyecek bir hak. Sermaye için kıdem tazminaü "maliyet yükü", "pranga", "patronun cebine zarar" başlıklarıyla tartışılıyor. İşten atmanın zahmetsiz, maliyetsiz olmasını istiyorlar. İşten atmak maliyetsiz olduğunda sürekli işçi sirkülasyonu olacak ve sendikalaşma da imkansız hale gelecek. Bizim açımızdan kıdem tazminatı yaşam ve örgütienme hakkımızın vazgeçilmez bir unsuru.
Amaçları çok açık. Güvencesiz, düşük ücretli, esnek ve sendikasız işgücü yaratmak, kadrolu istihdamı yok etmek, işsizlik tehdidiyle sömürüyü artıran işverenlerin cebini rahaüatmak, 2001 krizinde 4857 sayılı İş Kanunu ile esnekleştirilen çalışma yaşamını, işten atmaları da kolaylaşürarak sermaye için cennete çevirmek.
Biz de bu sömürü politikalarına karşı 8 Ekim’de alandaki yerimizi alacağız.
Sendikal ve meslek örgütlerine yoğun bir saldırı var. önümüzdeki dönemde emekçilerin ortak mücadelesi için hangi adımlar atılmalı?
Demokratik ve sınıf mücadelesi perspektifine sahip, güçlü yeni bir sendikal hareket yaratmak zorundayız. Yüzü sınıfa dönük, mücadeleci, birleşik bir sendikal hareketi yaratmak yolunda adımlar aüyoruz. Emek güçleri arasındaki bölünmüşlük, parçalanmışlık ve ayrımcılığı aşmak, ortak paydamız olan "sınıfsal çıkarlar" ekseninde birleşmek öncelikli hedefimiz. Emek hareketinin yaşamakta geç bile kaldığı köklü değişimin; sendikaların izledikleri politikaları, stratejileri, yöntem ve araçları kapsayan bir bütünlük içinde ele alınması gerekiyor. Biz sınıfsal-sosyal dayanışmanın alanım sadece işçi sendikaları ile sınırlı görmüyoruz. Kamu çalışanları sendikaları, meslek odaları ve emeğin hakkı için mücadele veren tüm oluşumlarla dayanışma ve ortak mücadele içinde bulunmayı, işçi sınıfının genişleyen ve katmanlaşan sosyal yapısını kavramak ve örgütlemek için bir zorunluluk olarak kabul ediyoruz. Platformumuz, sendikal hareketin, memur ya da işçi ayrımı yapmaksızın, ortak-birleşik bir sendikal yapıya kavuşması için çaba göstereceğini 1 Temmuz’da ilan ettik. Yerel düzeydeki güç birliklerinin oluşturdukları deneyimlerin ve örgüt tabanları arasındaki paylaşımların da birlik ve mücadeleye katkısı olacağı şüphesizdir. Neoliberal ekonomik politikalar ve ona eşlik eden sermayenin küreselleşmesi, günümüz dünyasında gelişmiş ülke emekçilerini de tehditlerle karşı karşıya bırakmakta. Sermayeye karşı emeğin küresel düzeyde işbirliği sağlamasının mutlak önemine ve gerekliliğine inanıyoruz. Bu çerçevede uluslararası alanda da emek örgütleri ile dayanışmayı güçlendirilecek ve ortak mücadele perspektifini taşıyan etkin işbirlikleri geliştireceğiz.