YENİ BİR DİNAMİK: SENDİKAL GÜÇ BİRLİĞİ
Siyasal iktidarın emeğin haklarına yönelik saldırılarının en yoğun olduğu dönemde, en fazla işçiyi bünyesinde barındıran Türk-lş, büyük bir sessizlik içinde.
Siyasal iktidarın emeğin haklarına yönelik saldırılarının en yoğun olduğu dönemde, en fazla işçiyi bünyesinde barındıran Türk-lş, büyük bir sessizlik içinde. Ne emeğin haklarının savunulması yönünde bir gayret var, ne emek hareketinin içinde bulunduğu durumdan çıkış arayışı. Varsa yoksa, tek dert sahip olunan erk ve kullanılan ayrıcalıkların korunması yönünde… Gerisi ne gam… Böyle bir ortamda Türk-İş üyesi Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş, Kristal-İş, Petrol-lş, Tekgıda-İş, Tez Koop-İş, TGS, TÜMTİS bir araya gelerek Sendikal Güç Birliği Platformu oluşturdular. Emeğin sendikalara en çok ihtiyaç duyduğu, işçilerin kendilerini zayıf ve savunmasız hissettiği bir evrede "Biz buradayız" dediler. Sendikalardan şikâyet edenlerin sayısının arttığı bir dönemde başka türlü sendikaları ve sendikal anlayışı var edeceğiz iddiasıyla yola çıktılar.
Bir sendikal muhalefet odağı olarak Sendikal Güç Birliği’nin, kendini sokakta görünür hale getirmeye çalışması, Türk-lş‘in uzunca bir süredir cesaret edemediği işçi toplantıları yaparak işçilerin karşısına çıkması, işçiyle yüzleşme çabası önemli. Kayıtlardan silinmiş, unutulmuş emek, dayanışma, mücadele gibi sendikal dünyanın kavramlarıyla konuşmaya başlaması da öyle. Fakat yetmez, seslendirdiği iddiaların pratikte karşılığını bulması lazım. Ancak o zaman bu hareket daha önce ortaya çıkan benzer girişimlerden farklı ve sonuç alıcı olabilir. Kendisine yönelik kaygıları, kuşkuları, ancak o zaman giderebilir.
Sendikal Güç Birliği Platformu’nun sendikal hareketin bütününe yönelttiği eleştirileri bir tür özeleştiri olarak da okumak gerek. Çünkü yapılan eleştirilerden kimsenin muaf tutulamayacağı çok açık. Şu üç noktada atılacak adımlar yapılan eleştirilere/özeleştiriye anlam kazandıracaktır: Birincisi, neoliberal politikalar karşısında, etkili bir eylem programı çerçevesinde tüm toplumsal talepleri kapsayan mücadele hattı oluşturmak. İkincisi, bütünsel bir örgütlenme stratejisi çerçevesinde, pilot bölgelerde ortak örgütlenme örnekleri ortaya koymak. Üçüncüsü, sendika içinde temsili demokrasinin mekanizmalarını eksiksiz uygulayıp, doğrudan seçim de dahil olmak üzere sendika içi demokrasinin sınırlarını doğrudan demokrasiye doğru genişletmek.
Sendikal Güç Birliği Platformu kendisini bir tür laboratuvar olarak görüp herkesin işte bu diyeceği örnekler yaratmak durumunda. Ancak bu yolla ikna kapasitesini arttırmayı başarabilir, esin ve heyecan verici olabilir.
Sendikal Güç Birliği Platformu, güdümlü, teslimiyetçi sendikal anlayışa müdahale çabası olarak anlamlı ve önemli bir oluşum. Doğru saptamalar yaparak ve doğru bir yönelim belirleyerek ortaya çıktı. Beklentilere yanıt vermesi, kendi İnancı ve cesaretine bağlı olduğu kadar, sürecin emekçiler ve kendini emeğin saflarında gören siyasal/toplumsal örgütlenmelerin desteklenmesine de bağlı. Elbette ihtiyatı elden bırakmadan…