EMEK DÜŞMANLARI
AKP, işkolu barajını yüzde 3 o tasarısını TBMM´ye gönderdi, sendikaların tamamına yakını arak belirleyen kanun Yasalaşırsa DİSK´e bağlı nın yetkileri düşecek.
AKP, işkolu barajını yüzde 3 o tasarısını TBMM’ye gönderdi, sendikaların tamamına yakını arak belirleyen kanun Yasalaşırsa DİSK’e bağlı nın yetkileri düşecek.
Yeni yasa tasarısı Meclis’ten geçerse DİSK’in bir sendikası dışında toplusözleşme yetkisi olan sendikası kalmayacak. Yetkisi düşen sendikalara iki yol kalacak. Ya aidatlar üzerinden dönen bir anlamda dernek faaliyeti yürütecekler ya da militan bir sendikacılık faaliyetine girişecekler. Sendikalar, büyük direniş gösterileri yaparak yasayı Meclis’ten geçirmemek için çalışacak.
1970 yılında Demirel hükümeti de tıpkı şimdiki Erdoğan hükümeti gibi DİSK’i yasalarla bitirmeye çalıştı. Ancak 15-16 Haziran 1970 tarihlerinde İstanbul merkezli işçi ayaklanmaları sonucunda hükümet yasayı geri çekmek zorunda kaldı. Bir daha da Demirel böyle bir şeye kalkışamadı.
SORUNLAR BUYUYOR
İşkolu barajını yüzde 3 olarak belirleyen Topl iş İlişkileri Kanun Tasarısı dün TBMM’ye gönderildi. Tasarı yasalaşırsa DİSK’te toplu sözleşme yapma hakkı olan bir tek Genel-İş Sendikası kalacak. Türk-İş‘in ise 35 sendikasından 25’inin toplu sözleşme hakkı bulunmayacak. Hükümete yakın Hak-İş’in de toplu sözleşme hakkına sahip sadece Hizmet-İş’i olacak.
"15-16 Haziran’ı bu iktidara hatırlatmanın zamanı geldi"
İşkolu barajını yüzde 3 olarak belirleyen Toplu İş İlişkileri Kanun J Tasarısı dün TBMM’ye gönderildi. Tasarı yasalaşırsa DİSK’te topluI sözleşme yapma hakkı olan bir tek Genel-lş Sendikası kalacak. Türkİş’in ise 35 sendikasından 25’inin toplusözleşme hakkı bulunmayacak. Hükümete yakın Hak-İş’in de toplusözleşme hakkına sahip sadece Hizmet-İş’i olacak. Bu durumda aslında yetkisi düşen sendikalara 2 yol düşüyor; ya aidatlar üzerinden dönen bir anlamda dernek faaliyeti yürütecekler ya da şanlı 15-16 Haziran direnişini hatırlayarak, hükümeti yasayı çıkardığına çıkaracağına pişman edecekler. Sendikalara ve direnen işçilere yüzde 3’lük işkolu barajını ve ne yapacaklarını sorduk…
İNATLA TOPLUSÖZLEŞME SURECİ SÜRECEK
Birleşik Metal İş Sendikası Genel SEKRETERİ Selçuk Göktaş: 12 Eylül hukukunun dahi gücü DİSK’i kapatmaya yetmedi. 12 Eylül sonrası süreçte de DİSK inatla bu ülkede örgütlenmesini sürdürdü. Biz bu süreçte İLO normları uygulansın istedik, bunu istemeye de devam edeceğiz. Gerek bugünün hükümeti, gerekse geçmiş hükümetlerin İLO normlarının uygulanacağına dair taahhütleri var. Bu taahhütleri yerine getirmiyorlar. Sermayenin emir erliğini yapıyorlar. Diğer sendikaları teslim almış durumdalar. Ama bizi bu baskılar yıldıramaz, yıldırmayacak da. Biz bu ülkede toplusözleşme sürecimizi devam ettireceğiz.
BARAJ YÜZDE 13-14’E ÇIKACAK
Nakliyat İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu: AKP iktidarının amacı ölümle korkutup sıtmaya razı etmektir. İLO’nun normlanyla bu düzenlemelerin alakası yok. Bazı işkollarında bu yüzde 3’lük baraj yüzde 13’e, 14’e kadar çıkacak. Çünkü işkollarında birleşme söz konusu. Örneğin bizim işkolumuzda ulaştırma adı altında beş işkolu birleşiyor, dolayısıyla fiilen bu baraj yüzde 13-14’e çıkıyor. Bu da sendikal hareketin işçi sınıfının mücadelesinin önüne sınır getirilmesinden, barajlarının devamından başka anlam taşımıyor. 12 Eylül’ün sendikal alanda devamını sağlayan bir düzenleme. Biz mücadelemize devam edeceğiz.
ÖNEMLİ BİR ADIM
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin: Türkiye’de sendikal anlamda 12 Eylül mantığının devam ettiğini ve sendikal örgütlenmenin önünde başta barajlar olmak üzere birçok engelin bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak iş kolu barajının alınan kararla yüzde ıo’dan yüzde yüzde 3’e düşürülmesi önemli bir adımdır. Elbette ki biz sendikal örgütlenmenin önündeki barajların kaldırılması taraftarıyız.
İşçiler: Tabana yayılan eylemler yapılmalı
247 gündür GEA önünde direnen Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerden Ali Şengül "bu süreç yeni bir süreç değil 12 Eylül yasalarının sonucu Demoklesin kılıcı gibi başımızdaydı. 12 Eylül’ün oluşturduğu yasalara karşı mücadele edemedik. Bu durum kimi sendikaların işine geldi. DİSK olarak yasaklar, baskılar yüzünden zaten örgütlenmemiz engellenmeye çalışıyordu. Biz GEA işçileri olarak burada bunu yaşadık polis patronlar sermaye yanlısı medya vb hükümet bu yasayı çıkararak oldu bittiye getiriyor. İşçi sınıfı fiili meşru mücadele ile üzerindeki toprağı atacaktır. Biz GEA işçileri olarak zaten mücadele ediyoruz. Yetkisizleşmeyle birlikte sınıf ve sendikalar kendine çeki düzen verecektir.işçilerin mücadelesi zaten meşrudur haklıdır, işçiler mücadele etmeden neyi kazandılar ki yine kazanacağız" diye konuştu.
SABAHIN BİR SAHİBİ VAR
GEA işçisi Onur Şiva ise, "Patronlar zaten yıllardır baskılarla haklarımızı ellerimizden almaya çalışıyorlardı. DİSK yavaş yavaş mücadele ederek örgütlülüğünü büyütüyordu DİSK’ten korkuyorlar. Bu yasa örgütlü işçi sınıfına fiili bir saldırıdır. İşçi sınıfı bunu da atlatır işçi sınıfının tek çaresi örgütlü ve örgütsüz işçiler birlik olup yeni 15-16 Haziranlar yaratmalıyız. Sabahın sahibi var" dedi.
Tuzla’daki Kampana Deri önünde yaklaşık 330 gündür direnen Deri-İş üyelerinden Dilek Göl de, "İşçiler örgütsüzdü, bu yasayla daha da örgüsüz kalacaklar. Sendikalar geniş eylemler yapmalı. Ancak 300-500 kişiyle değil bütün tabana yayılan eylemler olmalı bu. Biz direnişimize kar da olsa, kış da olsa bu yasa da olsa sendikalı olarak işe dönene kadar devam edeceğiz " diye konuştu.
İHANETİ DEŞİFRE EDECEĞİZ
DİSK Genel SEKRETERİ Tayfun Görgün: AKP hükümeti 12 Eylül faşizminin en önemli kalıntılarından biri olan, sendikal haklan gasp etmek üzerine inşa edilen, sendika yasalarını korumakta uzun süredir çaba sarfetmektedir. Türkiye dünya’da sendikal hakların en fazla ihlal edildiği ülkelerden biri durumunda. Şimdi ise sendikal harekete karşı yeni bir saldırı devreye sokulmuştur. Türkiye’de gerçek sendikalı işçi sayılarını açıklayıp, yıllardır bir tehdit olarak sakladıkları yetki sorununu gündeme getirmek istiyorlar. Bunu yaparken de kamuoyunda sanki baraj düşüyor izlenimi verilmeye çalışılıyor. Yüzde 3 baraj, istatisiklerin açıklanması ile birlikte 12 Eylül ürünü yüzde 10 barajından daha ağır bir tabloyu ortaya koymaktadır. DİSK’in yetkisiz kalacağına, kapanacağından bahsediyorlar. DİSK kimsenin icazeti ile kurulmadı. Tüm yasaklara, barajlara rağmen mücadele ediyor. DİSK kapanacak diyenler işçi sınıfının örgütlenme tarihinden habersizler… Sendikal mücadele tarihi yasalarla değil yasalara karşı inşa edilmiştir. Yetkimiz örgütlü gücümüzdür. Örgütlü gücümüzü barajlara sığdırmak isteyenler, o barajların altında kalacaktır. DİSK kapanmaz, DİSK işçi sınıfının bağrında mücadele ederek yeniden ve yeniden doğar. AKP’nin sendikaları yetkisiz kılıp kapatma oyununa karşı, konfederasyon ayrımı yapmadan tüm sendikaların katılımı ile en sert tepkiyi göstereceğiz. Başbakanla görüşüp baraj pazarlığı yapan ihanet çizgisini deşifre edeceğiz.
TÜRK-İŞ, TABANINA NASIL ANLATACAK?
Genel-İş Sendikası Başkanı Erol Ekici: Hükümet aldatmacalarını yıllardır sürdürüyor. Biz dün Çalışma Bakanlığı önünde eylem yaparken, 16.30’da Bakanla randevumuz varken, Bakanlık’tan gelen bir telefonla görüşmeler ertelendi. Çalışma Bakanlığı görüşmemizi 17.30’a erteledi, biz de randevularımız olduğunu, katılamayacağımızı söyledik. Bugün basından öğreniyoruz ki, 16.15’te Başbakan ve Çalışma Bakanı alelacele TÜRK-İŞ‘i kabul etmiş ve yüzde 3 barajı sanki ortak iradeymiş gibi kabul edilmiş. TÜRK-İŞ Genel Başkanı, bırakın işçi sınıfını, bunu kendi tabanına nasıl anlatacak, merak ediyorum. Biz böyle bir aldatmacanın tarafı olmayacağız.
SOKAĞA ÇIKMAMIZ GEREKİYOR
Deri-İş Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ulusan: İşkolu barajı binde 5, işyeri barajı yüzde 40 olacaktı. Bunun üzerine anlaşma sağlanmıştı. Ama maalesef şimdi yüzde 3 barajla, Türkiye’de kaos yaratacak bir düzenleme düşünülüyor. DİSK’i ortadan kaldırma politikası söz konusu. HAK-İŞ, bu yasanın çıkması için çok çaba sarf ediyordu, ama şimdi o bile karşı çıkıyor. Biz 12 eylül anayasasının getirmiş olduğu kısıtlamaların tamamen ortadan kaldırılmasını, örgütlenme özgürlüğünün, işkolu, işyeri barajının ortadan kaldırılmasını istedik. Bakanlık ‘ya buna razı olacaksınız, ya da kıdem tazminatını da elinizden alacağız’ dedi. Türk-İş yönetimi de kabul etti. Bunu reddediyoruz, bu görüş işçi sınıfını bağlamaz. Haklarımız için sokağa çıkmamız gerekiyor, sokak eylemlerini örgütlemek gerekiyor. Sendikal Güç Birliği olarak en kısa zamanda bir açıklama yapacağız.