Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
13 Şubat 2012
SAĞLIK BALONU PATLIYOR

Namerde muhtaç olmamak diye bir laf vardır. Hastalanırsanız. Paranız yoktur. Namerde muhtaç olursunuz.

SAĞLIK BALONU PATLIYOR

       "Namerde muhtaç olmamak" diye bir laf vardır.

       Hastalanırsanız. Paranız yoktur. Namerde muhtaç olursunuz.

       Böyle bir durumda sizi namerde muhtaç etmeyene kendinizi borçlu hissedersiniz.

       AKP 2012 yılının başlarına kadar bu işi iyi yaptı.

       Ancak 2012 yılında sağlık balonu patladı.

       Türkiye Cumhuriyeti, çok kısıtlı olanaklara karşın, başından itibaren parasız, nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmeti vermeye çalıştı; koruyucu hekimliği geliştirdi.

       Emperyalizm, özellikle 1990’lı yıllardan itibaren sağlık hizmetlerini özelleştirmeye, yerelleştirmeye ve bir bütün olarak çökertmeye çalıştı. Bu nedenle, kamu sağlık hizmetlerine aynlan olanaklar sınırlandınldı. Birçok zorluğa ve bazı eksikliklere karşın, kamu sağlık hizmeti nitelikli ve düşük maliyetliydi.

       AKP ise, kamu yerine özel sağlık hizmetlerini yerleştirmeye çalıştı.

       SSK sağlık hizmetleri çökertilirken Türk-İş‘in SSK Yönetim Kurulundaki temsilcileri ise hükümetle işbirliği yaptı.

       AKP ne yaptı?

       SSK hastanesinde eczane önünde ilaç almak için sıra bekleyen hastanın sorununu çözdü.

       SSK eczacısı sayısını mı artırdı? Hayır. Özel eczaneleri devreye soktu. Bizim sigortalılanmız da bundan çok memnun kaldı.

       Peki, sonra ne oldu?

       Sosyal Güvenlik Kurumunun ilaç giderleri 2002 yılında 4,3 milyar TL iken, 2010 yılında 13,5 milyar TL oldu.

       Bu terazi bu ağırlığı çekememeye başladı; sağlık balonu patladı.

       Ayakta tedavide ilaç giderinin yüzde 20’sini ödeyen sigortalı, aynca reçetedeki ilaç sayısına göre ilaç parasına katkıda bulunmaya başladı. Bazı ilaçlar da sosyal sigortalann kapsamı dışına çıkanldı.

       Bugün homurdanan sigortalı, genel seçimlerden önce hayatından memnundu ve sıra beklemeden eczaneden ilacını kolayca almasını sağlayan AKP’ye oyunu veriyordu.

       Sigortalımız SSK hastanesinden şikayet ederdi. AKP onu filmlerde gördüğü sağlık hizmetine kavuşturdu. İstediği özel hastaneye gidebildi. Özel hastanenin personeli, müşteri kaçırmamak için, ona çok nazik davrandı. Gerekli gereksiz bir sürü tahlil, ameliyat yapıldı. Yıldızlı otellere benzeyen odalarda yatıldı. "Allah bize bu imkanlan sağlayan Ak Partiden razı olsun" dendi.

       Ama sağlık hizmetlerinin özel sektör eliyle sürdürülmesinin yüksek maliyetinin acısı 2012 yılında çıkmaya başladı.

       2012 yılında göreceğiz bakalım, kamu sağlık hizmetleri mi iyiymiş, özel mi?

       Bu terazi artık özel sektör eliyle yüksek maliyetli sağlık hizmetinin yükünü de çekemiyor. Gereksiz ilaçlar, analizler, ameliyatlar ve benzerleri, ilaç tekellerinin, hastane tekellerinin ve bazı doktorlann kasasını dolduruyor; ancak insanlan namerde muhtaç ediyor. 2012 yılında nasıl bazı sağlık hizmetlerinin sosyal sigortalann kapsamı dışına çıkanldığını, bazılannda katkı paylannın nasıl arünldığını göreceğiz.

       Bizler zaten bunu yıllardır biliyor ve söylüyorduk.

       Özel eczaneden ilacını hemencecik alabilen, özel hastanelere gidebildiğinde yüzünde gülücükler açan, yeşil karttan yararlanan ve AKP’ye hayır dualar eden vatandaşlarımız, 2012 yılından itibaren kamu sağlık hizmetlerini fellik fellik arayacak.

       Artık namerde muhtaçlar.

       Sağlık balonu patladı.

       Ya bizim yanımıza gelecekler ve devlet tarafından sağlanan, parasız, nitelikli, erişilebilir bir sağlık hizmeti sisteminin kurulması için emperyalizme, kapitalizme ve AKP’ye karşı birlikte mücadele edeceğiz.

       Ya da çaresizlik içinde bir cemaatin kulu olup, sadaka gibi lütfedilen bir sağlık hizmetinden yararlanabilmek için sürünecekler veya sayılan çok fazla olan namertlere öyle bir muhtaç olacaklar ki, felekleri şaşacak.

DİĞER HABERLER
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN ARALIK AYI YORUMU NE KADAR DOĞRU?

Merkez Bankası politika faizini yüzde 50’de sabit tutmakla birlikte Para Politikası Kurulu metninde önceki metinlere göre epeyce bir değişiklik yaptı. Merkez Bankası’nın açıklamasındaki değişiklikler ağırlıklı olarak faiz indirimi için aralık ayına işaret edildiği şeklinde yorumlandı.

LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
LİPTON FABRİKASINDA ÜYE EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

20-21 Kasım 2024 tarihlerinde, Fındıklı ve Ardeşen’deki Lipton Çay Üretim Fabrikalarında çalışan üyelerimize yönelik eğitim programı düzenlendi. Programın açılışı, Genel Eğitim Sekreterimiz Engin Öz ve Dosan Şube Başkanı Mustafa Yüksel tarafından gerçekleştirildi.

ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?
ÜCRETLER NİYE Mİ ÖNGÖRÜLEN ENFLASYONA ENDEKSLENEMEZ?

Yıl sonuna yaklaştıkça giderek daha çok tartışılan bir konu var. “Ücretler gelecek dönem için öngörülen enflasyona endekslenerek mi belirlense, yoksa geride kalan dönemin enflasyonu dikkate alınarak mı?”

“ASGARİ” İNSANCA OLMALI
“ASGARİ” İNSANCA OLMALI

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş başkanları, emekçilerin temel hak ve taleplerini Meclis’e taşıdı.