HAVAŞ’TA CUMHURİYET VE KANUNLAR AYAKLAR ALTINDA
Geçen hafta gazetelerde bir satış haberi vardı. HAVAS, bilmem kaçıncı kez yeniden satılıyordu. Ne varmış bunda demeyip öyküsünü okuyalım.
Geçen hafta gazetelerde bir satış haberi vardı. HAVAS, bilmem kaçıncı kez yeniden satılıyordu. Ne varmış bunda demeyip öyküsünü okuyalım.
1987’de Özal, satmak amacıyla kurumlan parçalamaya başladığında THY de parçalanıyor. Uçak İkram (HAVAS) ve Yer Hizmetleri (USAŞ) olarak iki ayn şirket kuruluyor. HAVAS, 22 havalimanında yer hizmeti vermektedir.
1994 yılında Çiller-Karayalcın Hükümeti, HAVAŞ’ın yüzde 60’ını, 45-50 milyon dolar teklif verilmesine rağmen, 14 milyon dolan peşin, kalanı 2 yıl vadeli olmak üzere toplam 36 milyon dolara Turgay Ciner’in Park Hoküng’ine bağlı Yazeks şirketine satarlar.
İhale günlerinde işçiler grevdedir. Özelleştirmenin iptali ve talep ettikleri hakların kabulü için Ankara’ya yürürler. 14 gün boyunca Ankara’da direnirler. HAVAŞ’ı satan DYPOIP iktidarının ÖYK Başkanı Tezcan Yaramana, satın alan Park Holding’te dolgun bir maaşla işe başlamış ve 1900 işçi işten ahlmıştir.
Sadece Yaramancı değildir Park Holding’te işe başlayan, özal’ın Yabana Sermaye Dairesi Başkanı ve Dış Ticaret Müşteşan Namık Kemal Kılıç, THY Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Celebi, Enerji Bakanlığı eski Müşteşan Uğur Doğan, Sivil Havacılık Genel Müdürü A. Kayıhan Kabadayı, Özal’ın özelleştirme prensleri ökkeş Özuygur ve Süleyman Yaşar, Mehmet Ağara çok yakın olduğu söylenen Kemal Hacıbeyoğlu ve Yunus Ağar.
Ancak, Anayasa Mahkemesi 1997’de Özelleştirme Yasası’nın İhale Usulleri ve Değer Tespit’ine ilişkin hükümleri düzenleyen 18. maddesinin b ve c bendlerini Anayasa’ya aykın bularak iptal etmiştir.
Hava-İş Sendikası’nın girişimleriyle, Havaş’ın satışının iptali hakkındaki davada ise, Ankara 5. İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin karanna dayanarak satışı iptal eder. Mahkemenin karan onanarak kesinleşir.
Kesinleşmiş iptal karanna göre, HAVAŞ’ın tekrar kamuya alınması ve alan şirketin tahliye etmesi gerekir. Ama ne mümkün! Havaş’ta, 1997’den beri işgal sürmektedir. Üstelik top gibi oynanır Havaş’la. Bundan sonraki süreç, hukukun katlediliş öyküsüdür.
1998’de Turgay Qner, artık kendisine ait olmayan HAVAŞ’ın yüzde 40 hissesini Swissport’a satar ve ortak olur. Ortaklık 2005’e kadar sürüyor.
2005’te Ciner, elindeki yüzde 60 hisseyi TAV Havalimanlan Holdinge satar. Havas artık TAV-Swissport idaresindedir. Daha sonra Svvissport, elindeki yüzde 40 hisseyi eski ortağı Ciner Grubuna satar. Bu kez Havaş’taki ortaklık TAV-Ciner Grubu haline gelir.
2007’de Ciner, elindeki hisseleri ortağına devreder. Böylece TAV, HAVAŞ’ın 1994’te sablmış tüm hisselerini ele geçirir.
2010 yılında, TAV, Havaş’ın yüzde 35 hissesini HSBC İnvestment Bank Holdings plc ve İş Girişim Sermayesi Yatınm Ortaklığı’na satar.
Geldik günümüze…
Akfen Holding, Tepe İnşaat ve Sera Yapı Endüstri ortaklığı olan TAV, şimdi HAVAŞ’ı tekrar sanlığa çıkardı. Satmak istedikleri yüzde 40 hisseyle ; daha çok yabancılar ilgileniyor.
Oysa Danıştay 10. Dairesi, 2004 yılında, satışı iptal edildiği halde kamuya geri alınmayan kurumlar için Hükümetleri şöyle uyarmışta:
"…iptal hükmü idareye, iptal edilen tasarruftan, buna dayanan ve bağlı olan tüm tasarruflardan doğan sonuçlan ortadan kaldırarak, bu işlemler : hiç tesis edilmemiş gibi eski dununu tamamen tesis ve idame etme görevini yüklemektedir. İdare bu görevi hiçbir sebep ve bahane ile yerine getirmekten kaçınamaz".
Ama Danıştay karan, Mahkeme karan, Anayasa Mahkemesi karan, ayaklar altına alınmış, İ997’den beri hukuk çiğnenmektedir. HAVAŞ’ta işgalci durumunda olanlar ve Hükümetler bunun sorumluı sudurlar. Kurumlarına ve kararlanna sahip çıkacak devlet aranıyor.