Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Mart 2012
BU SALDIRI KİME?

Anadolu Ajansı yönetimi uzun süredir çalışanların üzerinde baskı kuruyor. Ya da son zamanların deyimiyle mobing uyguluyor..

BU SALDIRI KİME?

Anadolu Ajansı yönetimi uzun süredir çalışanların üzerinde baskı kuruyor. Ya da son zamanların deyimiyle mobing uyguluyor. Amaç açık; ya yandaşlaştır, ya yok et! AKP iktidara geldiğinden beri basında yaşananlar ortada. Devlete ait TRT’de nasıl bir tasfiye süreci yaşandığını biliyoruz. Yandaşlann hiçbir kritere bakılmaksızın TRT kadrolarına nasıl yerleştirildiği, eski çalışanların, özellikle bu uygulamaya karşı çıkanlann nasıl sürgün edildiğini hepbirlikte gördük. Ama TRT yetmezdi. Atatürk’ün kurdurduğu Anadolu Ajansında da temizlik yapılmalıydı.

   Her ağacın kurdu kendinden olur

    İşe başlanıldı. Başına yandaş bir yönetim getirildi. Ama bu da yetmezdi. Engeller temizlenmeliydi. Neydi bu engeller? Tabii ki Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS). Şimdi basındaki yandaslaştırma ya da baskılar ayyuka çıkmışken sendikaya direkt saldın olmazdı. O zaman ağaç kendi kurdunu üretmeliydi. Üretildi. Bir grup çalışan TGS yönetiminin işi gereği gibi yapmadığı iddiasıyla olağanüstü genel kurul istedi.

   Bu arada AA yönetimi de boş durmadı. Sendika üyesi gazetecilerin önüne sendikadan istifa yazılan kondu. Ya istifa et, ya işsizliği seç. İşte kırk katır mı, kırk satır mı? TGS yönetimi bir taraftan bu baskılarla ve yıpratma girişimleriyle uğraşırken diğer taraftan da Türk-İş içerisindeki yandaşlara karşı mücadele veriyordu. Sen misin Sendikal Güçbirliği diyen? O zaman gör gününü.

   Sen neredeydin demezler mi?

   Saldınlann dozu arttı. Öyle ki işi, TGS Başkanı Ercan İpekçi’nin şahsını hedef almaya kadar vardırdılar. İpekçiyi işini yapmamakla suçlayanlar, İpekçi’nin örgütlenmek için kapısını aşındırdığı kurumlara bir kere bile gelmeyenler. Ben TGS’nin İstanbul şube yönetimini ancak Genel Başkanın beni de çağırdığı bir toplantıda gördüm. İkinci toplantıya kadar da ne seslerini duydum, ne kendilerini gördüm. Siz neredeydiniz hanımlar, beyler? Bu bir tesadüf müdür? AA yönetiminin baskılanyla, sizin olağanüstü genel kurul çıkışınızın çakışması. Ben ikna edici yanıt istiyorum.

   İşi tarihe bırakmayalım

   Simdi TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi isyan ediyor. Bugün AA önünde açlık grevine başlayacağını söylüyor. Çok haklı bir gerekçesi var; bu onur meselesi. Ama Genel Başkan İpekçi’den önce gazetecilerin onur meselesi. İpekçinin "Üyelerimize Açık Mektup" başlığıyla gönderdiği isyan mektubunda yazanlann bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir sınıf neferinin bakışını da çok güzel ifade ediyor. Tarih mücadele edenleri hak ettiği şekliyle yazacaktır. Ama işi tarihe havale etmeyelim, harekete geçelim.

   "Bana karşı yapılan ithamlara, suçlamalara, iftiralara karşı sabırla sessizliğimi koruyorum, dayanma gücümü zorlayarak direniyorum. Sonuna kadar da direneceğim. Hiç kimsenin benim hakkımda, "tehditler karşısında kaçıp gittiğimi" söylemesine izin veremem. Tarihin beni bu şekilde yargılamasına katlanamam. Böyle bir onursuzluğu hiç kimseyle paylaşamam.

   Eğer istifa edersem ya da aday olmayacağımı açıklarsam; kendimi, basın özgürlüğü uğruna, ulusal ve uluslararası düzeyde verdiğimiz mücadeleyi alçakça arkasından hançerlemiş sayanm." Kesinlikle katılıyorum. Dövüşmeyi bilmek gerek, ve inandıklanmız uğruna cesaretle dövüşmek gerek. Bu arada TGS’nin verdiği mücadeleyi anlatırken en önemlisini ihmal etmemek gerek o da, "Basın Özgürlüğü". Tutuklu gazetecilerin sesi oldu TGS. Cesurca çıktı susanlara inat gazeteciliği, özgürlüğü savundu. Tutuklu gazetecilerin üyesi olsun olmasın sesini duyurdu.

   Yazımı yine Ercan İpekçinin mektubundan sözlerle bitiriyorum. Gazeteci arkadaşlanm başta olmak üzere tüm duyarlı yurttaşlan İpekçinin yanında olmaya çağınyorum. "Platonun dediği gibi "Kötü bir kafanın yönetmesi de kötü olur". Ben bu kötü oyunun parçası olmayacağım. Bu yönetime istediği her şeyi verin, yetmeyecek. Sadece genel başkan değil, "sendikanın tüm yönetimi değişsin" diyecekler. O da yetmeyecek, "Sendikanın yönetimi, bizim istediğimiz kişilerden oluşsun" diyecekler. Onu da başaramayacaklannı görünce, yeni bir sendika kurma hayaliyle, üyelerimiz üzerindeki baskılannı artınnaya devam edecekler. Sabrı tükenmiş arkadaşlanma sesleniyorum; direnen arkadaşlanmdan, dayanma güçlerini korumalarını rica ediyorum… Anadolu Ajansı’ndaki baskıların sona ermesi ve bütün sorunların bir anda çözümü benim yok olmama bağlıysa, bu benim için onurluca bir mücadelenin sonunda olmalıdır. Aranızdan onurluca aynlmalıyım. Beni tarihe gömerken, onurumla gömmelisiniz. 9 Mart Cuma günü saat 12.00’de, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü önünde açlık grevine başlamaya karar verdim."

DİĞER HABERLER
ASGARİ ÜCRETTE 30.000 TL HAYAL DEĞİL
ASGARİ ÜCRETTE 30.000 TL HAYAL DEĞİL

Türk-İş’in talep ettiği 29 bin 583 TL hatta CHP’nin ortaya attığı 30 bin TL’lik asgari ücret, SGK uzmanı İsmail Sevinç’in de hesaplamalarıyla kanıtladığı üzere hayal değil.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU
ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU

Türk-İş, 2025 için 29 bin 583 TL asgari ücret talep ederken hükümet ve işveren blokunun işbirliği, işçinin taleplerini gölgede bırakıyor.

ÖZGÜR ÖZEL’DEN POLONEZ İŞÇİLERİNE ZİYARET
ÖZGÜR ÖZEL’DEN POLONEZ İŞÇİLERİNE ZİYARET

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tekgıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçilerinin Çatalca Adliyesi önündeki nöbetini ziyaret etti.

POLONEZ İŞÇİLERİNE KAYMAKAM ERMİŞ’TEN ZİYARET
POLONEZ İŞÇİLERİNE KAYMAKAM ERMİŞ’TEN ZİYARET

Polonez işçilerinin mücadelesinde 153. gün geride kalırken Çatalca Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş direniş alanına gelerek işçileri ziyaret etti. Kaymakam Ermiş, işçilere idare olarak bu süreçte neler yaptıklarını anlattı