Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu’nun, Esenyurt’ta bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan yangına ilişkin hazırladığı raporda, “Yanan 11 işçinin kar hırsının ve denetimsizliğin kurbanı” olduğu belirtildi ve ‘iş cinayeti’ tanımı yapıldı.
Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ve Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği’nden oluşan TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 11 Mart’ta Esenyurt’ta bir alışveriş merkezi inşaatı şantiyesindeki çadırlarda çıkan ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin rapor hazırladı.
Esenyurt’ta 300 bin metrekare alanlı alışveriş merkezinin inşaatının 1 Mart 2011’de başladığı ve bu inşaatta yaklaşık 4 bin işçinin çalıştığı belirtilen raporda, tüm kenti bir şantiye alanına dönüştüren inşaat sektörünün, dağınık çalışma alanı ve esnek çalışma biçimleriyle denetimin güçlükle gerçekleştiği bir yapı arz ettiği kaydedildi.
İşçilerin önemli bir kısmının taşeron firmaların günlük ya da belirli süreyle çalıştırdığı bireylerden oluştuğu ve buralarda göçmen işçilere de sıkça rastlandığı belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“İşçilerin çalışma ve barındıkları yerler aynı derecede korunaksız ve çoğu zaman iç içe geçmiştir. Yangının yaşandığı kamp alanında da 20-30 işçinin aynı anda ranza sistemiyle barınması söz konusu sistemin tipik bir örneğidir. İşçilerin ücretleri ise genellikle günlük çalışmalarının bedeli olarak yevmiye şeklinde ödenmektedir. Sigortaları ise sektörün esnek emek sürecinden beslenen bir yapının doğal sonucu olarak oldukça belirsizdir. Söz konusu olayda da örneği görülen, işçilerin kaza sonrasında sigortalanması yine oldukça tipik bir durumdur. Yanan 11 işçi kar hırsının ve denetimsizliğin kurbanıdır. 11 işçinin yaşamını yitirmesi ders olmalı, yaşanan bu ‘iş cinayeti’ son olmalı, hükümet ve yerel yönetimler acilen önlem almalı, meslek örgütleri ve sendikalarla tüm süreç paylaşılmalı, yeni bir yasal düzenleme tüm tarafları içine alacak şekilde ele alınmalıdır.”
Öneriler
Şantiye ve işçilerin barınmasına yönelik planlanan alanların, yönetmelik, tüzük ve yasalar çerçevesinde projelendirilmesi istenen raporda, ‘İlgili kurumlar tarafından proje onaylanmalı ve faaliyete geçmeden önce projeye bağlılığı denetlenerek, ruhsat verilmek suretiyle şantiyelerin ve işçilerin kalacağı kamp alanlarının kullanılmasına müsaade edilmelidir” denildi.
Raporda, yapı denetim görevinin müteahhit firma tarafından anlaşılan özel şirketlere bırakılmış olmasının handikap olduğu belirtilerek, şu önerilerde bulunuldu:
“Yapı denetiminin, inşaat şirketlerinden bağımsız ve kamu tarafından yapılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İş güvenliği uzmanlarının ve iş yeri hekimlerinin işverene ekonomik ve özlük hakları açısından bağlı olması da bu uzmanların görevlerini yeterli şekilde yerine getirmesi önünde engeldir. Mesleki bağımsızlığı sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Devlet birimlerinin (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, belediye, itfaiye) denetimleri ve yaptırımları arttırılmalıdır. İşçilerin, çalışma ve barınma koşulları üzerinde söz ve karar sahibi olmaları sağlanmalıdır.”