Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
26 Mart 2012
SU SAVAŞLARINA DOĞRU

ABD Ulusal İstihbarat Ajansı tarafından, CIA ve diğer istihbarat ajanslarının da katkılarıyla hazırlanan, perşembe günü basına açıklanan bir rapora göre gelecek 10 yıl içinde su tedarikine ilişkin sorunlar artarak ABD’nin ulusal güvenliği açısından önemli devletlerde istikrarsızlıklara yol açacak.

SU SAVAŞLARINA DOĞRU

Ekim ayında tamamlanan, geçen hafta basına açıklanmayan gizli bölümleriyle birlikte, ABD güvenlik kurumlarına dağıtılan rapor, Su sorunları bağlamında ABDnin küresel liderliğini hayata geçirmesi için yeni fırsatlar getiriyor. ABD bu fırsatları kullanmazsa başka güçler devreye girerek boşluğu dolduracaktır sonucuna ulaşıyor. Bu da bize büyük güçler arası jeostratejik rekabetin, önümüzdeki 10 yıl içinde, su kaynaklarını da kapsayacak biçimde genişleyerek yoğunlaşacağını gösteriyor. Tam bu noktada aklıma, Brzezinskinin Türkiye 2025ten sonra Batı için hayati önem kazanacak (Milliyet, 23 Mart) sözleri geldi. Ama konuyu dağıtmadan suya dönelim.

Genel durum kritik

Raporun aktardığı verilere bakınca, günümüzde su tedarikinde durumun ne kadar kritik ve patlayıcı olduğunu, ABDnin kaygılarının arkasındakileri görebiliyoruz.

Dünyanın toplam su kaynaklarının yüzde 97.5i okyanuslardaki (tuzlu) sudan oluşuyor. Tatlı su kaynaklarının toplam içindeki payı yalnızca yüzde 2.5. Bu yüzde 2.5lik kesimin yüzde 68.7si buzullarda duruyor; hemen kullanmaya açık değil. Yeraltı sularının ve kutuplardaki hiç erimeyen buzlardaki suların, bu toplam tatlı su stoku içindeki payları sırasıyla yüzde 30 ve binde 8. Yüzeydeki ve atmosferdeki suların payıysa binde 4. Bu atmosfer, yüzey sularını oluşturan kaynakların dağılımı yüzde olarak şöyle: Tatlı su gölleri 67.5, topraktaki nem 12, atmosfer 9.5, nehirler 1.2, bitkiler 1.

Kısacası gezegenin toplam su stoklarının ancak yüzde 1 kadarı hemen kullanılabilir durumdaki tatlı sulardan oluşuyor. Ancak bunun da önemli bir kısmı sağlık açısından hemen kullanmaya uygun değil. UNICEFin saptadığına göre gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun yüzde 37si, dünya nüfusunun yüzde 20si temiz (mikropsuz, zehirsiz) su kaynaklarından yoksun.

Gezegenin toplam su stoklarının yaklaşık yüzde 1ini oluşturan tatlı su stoklarının kullanımına bakınca da, gıda tedarikiyle su tedariki arasında yaşamsal ilişki olduğunu görüyoruz. Nehirlerin, göllerin ve toprak altı sularının yüzde 68i tarımda, yüzde 10u enerji sektöründe, yalnızca yüzde 7si sanayi ve hanehalkı tarafından kullanılıyor, yüzde 3 de rezervuarlardan kullanılamadan buhar olup gidiyor. Salt tüketime yönelik kullanım söz konusu olduğunda tarımın payı yüzde 93e yükseliyor. Hanehalkı tarafından tüketilen suyun ise toplam tatlı su kaynakları içindeki payı yüzde 3ün altında kalıyor.

Bir kilogram buğday ekmeği, bir kilogram sığır eti, bir litre süt üretebilmek için (yaratılan kirlenmeyi temizlemenin su kullanımı açısından maliyeti de göz ününe alınarak), sırasıyla 1600 litre, 15 bin 400 litre ve 1000 litre su gerektiğini (www.waterfootprint.org), gelişmekte olan ülkelerde ama başta Çinde kentleşmenin baş döndürücü bir hızla ilerlediğini, hazır gıda tüketiminin, genelde tüketim kapasitesinin hızla arttığını göz önüne aldığımızda, tarımın ve hayvancılığın su stokları üzerindeki basıncını daha iyi görebiliyoruz.

Son olarak su kaynaklarının dağılımındaki eşitsizliği de göz önüne almak gerekiyor. UNDP verilerine göre, kentsel yerleşim bölgelerinde kişi başına günlük su tüketimi ABDde 350 litre, Avrupada 200 litre iken Sahraaltı ülkelerinde günde 10-20 litreye kadar düşüyor.

Dahası küresel ısınma da su kaynakları üzerinde, artan ısıya bağlı olarak kuraklık, buzulların eriyerek deniz sularına karışması, deniz sularının yükselerek alçak bölgelerde yeraltı sularını kirletmesi yoluyla tatlı su kıtlığı sorununu daha da ağırlaştırıyor. Daha fazla sayıda insan, giderek azalan su kaynakları üzerinde giderek daha yoğun bir biçimde rekabet etmek zorunda kalıyor. Bu sırada, su kaynaklarının özelleştirilmesine bağlı olarak oluşan küresel özel su tekelleri, suyun tedarikini, yoksul bölgelerden zengin bölgelere, çoğu zaman suyun bulunduğu bölge halkını bu sudan yoksun bırakarak kaydırırken sorunun siyasi boyutunu daha da ağırlaştırıyor.

Kaynak savaşların su ‘güvenliği’

İşte bu nedenlerden dolayı, ABD güvenlik ve istihbarat kurumları, geçen yıllarda önce küresel ısınmanın güvenlik etkilerini araştıran, geçen yıl da bu su güvenliğini araştıran raporlar üretmeye başladılar.

Küresel Su Güvenliği (Global Water Security, Intelligence Community Assessment) raporu 2040a kadar uzanan bir dönemi kapsıyor. Rapor bu dönemde su kıtlığı sorununun beş alanda güvenlik riskine dönüşebileceğini saptıyor. A) Yoksulluk, toplumsal gerginlikler, çevre koşullarında aşınma, yetersiz siyasi liderlikler, zayıf siyasi kurumlar gibi etkenlerle birleşerek, devletlerin çökmesine yol açabilir. B) Devletler ellerindeki su kaynaklarını, diğer devletlere baskı yapmakta kullanabilir, teröristler stratejik bölgelerde su altyapılarını hedef alabilir. C) Bazı tarım bölgelerinde toprak altı su kaynakları -kötü yönetimden dolayı- tükenerek ulusal ve küresel gıda piyasalarına yönelik risklere yol açabilir. D) Bugünle 2040 arasında, su kıtlığı ve çevre kirlenmesi sorunları ABDnin önemli ticari ortaklarının ekonomik performanslarına zarar verebilir. E) 2040a kadar, iyileştirilmiş su yönetimi (fiyatlama, sanal su ticareti), suyla ilgili, tarım, enerji, su arıtma sektörlerine yapılacak yatırımlar en iyi çözüm yolu olacaktır.

Bu saptamaların ışığında rapor, 10 ülkeyi kapsayan Nil Nehri havzasını, Türkiye, Suriye ve Iraktan geçen Dicle-Fırat nehirlerini, İsrail Filistin sorunu bağlamında Ürdün nehrini, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Tibet’i etkileyen İndus havzasını ABD ulusal çıkarları açısından en kritik bölgeler olarak saptıyor.

Korkutucu olan şu ki, gerek 2009da üretilen Pentagonun küresel ısınma raporu, gerek su güvenliği raporu, konuya, soruna çözüm bulma çabaları açısından değil, var olan durumun ağırlaşarak devam edeceğini varsayarak ABD hegemonyası, yükselen güçler arası rekabet paradigması içine koyarak yaklaşıyor. Böylece, insanlığın, hatta genel olarak gezegende yaşamın geleceğini tehdit eden bir sorunu, ABD, kendi ulusal çıkarı bağlamında, jeopolitik bir soruna indirgeyerek militarize etmeye eğimli bir yaklaşımla ele almış oluyor.

Ergin Yıldızoğlu – CUMHURİYET

DİĞER HABERLER
ASGARİ ÜCRETTE 30.000 TL HAYAL DEĞİL
ASGARİ ÜCRETTE 30.000 TL HAYAL DEĞİL

Türk-İş’in talep ettiği 29 bin 583 TL hatta CHP’nin ortaya attığı 30 bin TL’lik asgari ücret, SGK uzmanı İsmail Sevinç’in de hesaplamalarıyla kanıtladığı üzere hayal değil.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU
ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU

Türk-İş, 2025 için 29 bin 583 TL asgari ücret talep ederken hükümet ve işveren blokunun işbirliği, işçinin taleplerini gölgede bırakıyor.

ÖZGÜR ÖZEL’DEN POLONEZ İŞÇİLERİNE ZİYARET
ÖZGÜR ÖZEL’DEN POLONEZ İŞÇİLERİNE ZİYARET

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tekgıda-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten çıkarılan Polonez işçilerinin Çatalca Adliyesi önündeki nöbetini ziyaret etti.

POLONEZ İŞÇİLERİNE KAYMAKAM ERMİŞ’TEN ZİYARET
POLONEZ İŞÇİLERİNE KAYMAKAM ERMİŞ’TEN ZİYARET

Polonez işçilerinin mücadelesinde 153. gün geride kalırken Çatalca Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş direniş alanına gelerek işçileri ziyaret etti. Kaymakam Ermiş, işçilere idare olarak bu süreçte neler yaptıklarını anlattı