İŞÇİLER UDİH LE HAREKETE GEÇTİ
Ulusal Demokratik tşçi Hareketi (UDlH), 350 işçi önderiyle İstanbul´da ilk büyük kurultayını yaptı. Kurultayda İstanbul Yürütmesi Kurulu Başkanlığı´na kimin getirileceği Yürütme içinde yapılacak seçimle belirlenecek. ´Vatan, emek, namus´ Genel-Iş Kartal Belediyesi İşyeri Baştemsilcisi Bülent Dalkılıç, yaptığı konuşmada UDIH, işçi sınıfına saldırıları durdurmak için yola çıktı. Vatansız emekçi özgür olamaz, özgür olmadan emeğe sahip çıkılmaz dedi.
UDİH, ilk işçi kurultayını büyük coşkuyla İstanbul’da gerçekleşti
İşçi sınıfı mücadelesini UDİH gösterecek
Kurultay’da konuşan Hey Tekstil işçisi Celal Sevim, "Her yere gittik kimse yardım etmedi, kimsenin umrunda değiliz" dedi. Bunun üzerine Tek Gıda-îş İstanbul Şube Başkanı Yunus Durdu, "UDİH’in ümrandasınız. İşçi sınıfı mücadelesi nasıl verilecek, UDİH gösterecek" şeklinde konuştu
Ulusal Demokratik İşçi Hareketi (UDİH), İstanbul’da bulunan Petrol-lş Sendikası Genel Merkezi’nde ilk büyük işçi kurultayını dün gerçekleştirdi. 350 işçi önderinin ve işyeri temsilcisinin katıldığı kurultay, 1 dakikalık saygı duruşunun ardından okunan İstiklal Marşı’yla başladı. Kurultayda 17 Mart’ta kurulan UDİH’in kuruluş ilkeleri anlatıldı ve İstanbul Yürütmesi seçildi. İstanbul yürütmesine Genel-lş Sendikası Kartal Belediyesi İşyeri Baştemsilcisi Bülent Dalkılıç ve İşyeri Temsilcisi Sanem Çelik, Tek Gıda-lş İstanbul Başkanı Yunus Durdu, tekstil işçisi Songül Balyemez ve Petrol-lş Enplast İşyeri temsilcisi Erdem Bolat seçildi.
Kurultaya Tek Gıda-îş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Aydınlık Gazetesi yazarı Yıldırım Koç, İşçi Partisi İşçi-Sendika Bürosu Başkanı Mehmet Akkaya, Konut-lş Sendikası Genel Başkanı Alican Kayhan katıldı.
Kurultay açış konuşmasını Tek Gıda-lş Sendikası İstanbul Şube Başkanı Yunus Durdu yaptı. Durdu konuşmasında, "Bu salonu sendikalar doldurmakta zorlanıyor. Ama bugün UDİH salonu doldurdu. ^Gösterdiğiniz bu hassasiyet için teşekkür ederiz. Tarihte, bir tarihiyazanlar, bir de korkanlar vardır. Bunun için buradayız" dedi.
Açış konuşmasından sonra Türkiye’nin 20 yılda neler kaybettiğine ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı.
‘Kan kaybını durdurmak için UDİH var’
Ardından UDİH İstanbul Yürütme Kurulu Başkanı Bülent Dalkılıç bir konuşma yaptı.
UDİH’in neden kurulduğuna ilişkin Dalkılıç, "Toplumda işçi sınıfının sorunlarına duyarlılık azaldı. Aydınlar, siyasetçiler ve basın artık görmüyor. UDİH, işçi sınıfına yönelik saldırıları ve kan kaybını durdurmak için yola çıktı. Vatansız emekçi özgür olamaz. Özgür olmadan emeğe sahip çıkılmaz. Emek olmazsa namus olmaz. Bu nedenle vatan, emek ve namus dedik" diye konuştu.
‘Aydınlar zindandayken anayasa tartışması yapılabilir mi?’
Kurultaya katılanlar arasında Tek Gıda-lş Sendikası Genel Başkanı ve Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) Dönem Sözcüsü Mustafa Türkel de vardı. Türkel yaptığı konuşmasında, "Türkiye işçi sınıfı kıpır kıpır. Türkiye’nin her yerinde işçi sınıfı geleceği tartışıyor. AKP Hükümeti, tüm medyayı etkisi altına alıp dayatmalarını demokrasi diye yuttururken bu ülkenin bağımsızlığı için konuşan yazar ve aydınlar Silivri zindanlarına atılmışken Türkiye bir yol ayrımında. Toplu İş İlişkileri yasa tasarısı yapılırken sendikalar büyü altında gibi suskunken Türkiye işçi sınıfı kıpır kıpır yol arayışında. Türkiye’de demokrasi adalet sendikal hak-, lar ve özgürlükler sorunu var. Bu süreç içerisinde yeni anayasa yapılmak isteniyor. Hükümet dayatmalarını örtmek için yeni anayasayı kullanıyor. Bu ülkede demokrasi var mı? Bu ülkede hakim ve savcı özgür karar verebiliyor mu? Bu ülkenin aydını siyasetçisi, gazetecisi zindanlara tıkılmışken yeni anayasa tartışması yapılabilir mi? Siyasi iktidarın güdümüne girmiş sendikacılar sınıfı temsil yetkisini kaybetmişlerdir. Hükümet temsilcileri 12 Eylül’ün gerisinde bir anayasa için Türkiye’yi geziyorlar. Siz önce mevcut anayasaya göre ettiğiniz yemine sahip çıkın, sadık kalın. Ülkenin birliğini, dirliğini koruyacak anayasa lazım. Bu ülkede yeni anayasa değil öncelikle adaletin tecelli etmesi lazım. Bu ülkenin acilen hukuk devleti olması lazım. Eğer bu ülke demokrasi ile yönetiliyorsa bizim hak mücadelemizin önündeki engellerin kaldırılması lazım. Bugün ülkede bir kurtuluş mücadelesi verilecekse onu işçi sınıfı verecektir" ifadesini kullandı.
‘Böyle iktidar işçi lehine yasa çıkarmaz’
"Toplu İş İlişkileri adı altında Meclis’e getirilen yasa tasarısı, 12 Eylül anayasasını bile rahmetle yad ettirecek kadar anti-demokratik bir yasadır" diyen Türkel, "Konfederasyonlar, biz üzerinde mutabakat sağladık dediler Meclis’e getirdiler bu ucube yasayı. Sanki sendikaların barajdan başka sorunu yokmuş gibi cambazca bir girişimde yürütülüyor bu. Bizim işimiz yasaları aşarak mücadele vermektir. Bu yasaları değiştirecek güç bizim ellerimizdedir. Böylesi bir iktidarın işçi sınıfı lehine yasa çıkaracağını düşünmek gaflet ve dalalettir. SGBP olarak bu yasayı tanımadığımızı açıklayacağız. Bunun karşısında susanları da hain ilan edeceğiz" dedi.
’10 sendika grev yapar’
Türkel, AKP’nin tüm olumsuzluklara rağmen yasayı çıkaramayacağını belirterek "İşverenler kıdem tazminatını halletmeden izin vermeyecek. Çünkü ‘esnek çalışma, kiralık işçi büroları gibi düzenlemeler yapılmadan sendikalar yasası çıkmasın’ diyorlar. SGBP olarak Ulusal İstihdam Stratejisi’ne karşı tüm gücümüzü kullanıyoruz. Kıdem tazminatı, hangi isim altında parlamentoya değiştirilmek amacıyla gelirse gelsin genel grev sayacağımızı söyledik. Bir kere daha buradan söylüyoruz. "10 sendika genel grev yapar mı" diyorlar. Yapar. Siz 10 sendika başlarsınız yarın 20 olursunuz. Biri uçakları uçurmuyoruz der diğeri rafinerleri durdurur öbürü ekmek çıkarmaz. İşte ülkede hayat böylece durur. O yasa tasarısı Meclis’e geldiğinde umuyorum işçi sınıfı buna izin vermeyecek" diye konuştu.
‘Mücadele aşağıdan yukarı şekillenecek’
Türkiye’de işçi sınıfı için kamu sendikacılığının bittiğini ve yol ayrımına gelindiğini sözlerine ekleyen Türkel, "Emek mücadelesi birleştirilmeli, ortaklaştırılmalı yeni bir yapı oluşturulmalı. Mücadele yukarıdan aşağı şekillenmiyor, aşağıdan yukarı şekillenecek. Bu yapının oluşturulmasında UDİH ve diğer işçi hareketleri büyük önem taşıyor" sözlerini kaydetti.
Türk Harb-İş istanbul Tersanesi Temsilcisi Atilla Sarayoğlu ise, "2 tür sendikacılık var, sınıf ve hizmet sendikacılığı. İşçiler ölüyor işçi sınıfı susuyor. Buna hizmet eden sendika ağalarını koltuklarından indirmek bizim görevimiz. UDİH’in işçi sınıfı üzerindeki ölü toprağı kaldırmasını diliyorum" sözlerini kaydetti.
‘Nasıl mücadele verilir UDİH gösterecek’
Kurultayda direnişçi işçiler de konuşma yaptı. 420 Hey Tekstil isçileri adına konuşan Celal Sevim, her yere gittiklerini kımseınin yardım etmediğini ve direnişteki işçilerin kimsenin umrunda olmadığını söyledi. Sevim, 1.5 TL’lik yol ücretini vermemek için yürüyerek direniş yerine gittiklerini belirtti. Salonda "Direne direne kazanacağız" ve "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" sloganları atıldı.
İstanbul Yürütme Kurulu üyesi Yunus Durdu da, Celal Sevim’e cevaben" Kimsenin umrunda olmadığını söylediniz ama UDİH’in umrundasınız. Nasıl işçi sınıfı mücadelesi verilecek UDİH gösterecek" yanıtını verdi. Durdu’nun konuşmasının ardından "Şalter inecek AKP gidecek" sloganı atıldı.
‘İhanet edenleri temizlemede UDİH’in önemi büyük olacak’
Kürsüye daha sonra Aydınlık Gazetesi yazarı Yıldırım Koç çıktı. Koç, "İşçi sınıfı ve Türkiye için 2012-2013 bir harekete ihtiyaç duyulacak yıllar olacak. 2012’de UDİH’in başlatılması ne kadar zamanlı olduğunu göreceğiz. 2012’ye kadar AKP iktidarı ekonomik göstergeleri yüksek tuttu, yoksulluğu kimse hissetmedi. Üniversite sayısı arttı mezun sayısı arttı ama mezunlar iş bulamıyor. Hastane sayısı arttı eczaneler herkese açıldı ama sağlık sistemi tıkandı. AKP görünüşte bir şeyler yaptı. Toplumu tepkisizleştirdi. Yoksuliaştık ama farkına varamadık. 2012’yle birlikte bu görüntü değişiyor. Ücretler geriye düşüyor, enflasyon yükseliyor yani artık yoksulluğu yaşamaya başlayacağız. Sendikaların birinci görevi ulusal bağımsızlığı savunmak olmalı, işçi sınıfı kendisine ihanet edenleri içerisinden temizlemeli. Bu anlamda UDİH’in çıkışı büyük anlam taşıyor" görüşünde bulundu.