İŞ SAĞLIĞI YASASIYLA ÇOCUK İŞÇİ ARZI
Esenyurt´ta beş yıldızlı AVM inşaatındaki çadırlarda 15 işçinin kavrulmasından sonra apar topar Meclis´e getirilen Yeni İş Sağlığı ve Güvencesi Yasa Tasansı´yla 16 yaşından küçük çocukların ağır ve tehlikeli iş kollarında çalıştırabilmelerinin önü açılıyor.
Türkiye, 21. yüzyıl kapitalizm "vizyonuyla" kendine uydurduğu role ulaşmak için gerekirse irili ufaklı bir dolu "medeniyet krizini" geçirmeyi göze almış gibi.
Esenyurt’ta beş yıldızlı AVM inşaatındaki çadırlarda 15 işçinin kavrulmasından sonra apar topar Meclis’e getirilen Yeni İş Sağlığı ve Güvencesi Yasa Tasansı’yla 16 yaşından küçük çocukların "ağır" ve "tehlikeli" iş kollarında çalıştırabilmelerinin önü açılıyor.
21. yüzyılda küresel rekabet gücümüzü 19. yüzyıl ilkel birikim modellerinden ilhamla kurabilme dehası da bu olsa gerek…
Ama kaçak doldurulmuş, ruhsatsız LPG gaz tüpü misali döşenmiş kapitalist tesisatımız, ülkenin dört bir yanında patlayarak işçi bedenlerini havaya, suya ve toprağa katarken bize de şimdi toplu çocuk işçi ölümlerine tanıklık mı düşecek…
Kapitalist tarihe geç kalmışlık kompleksini yenemeyen Türkiye’nin çalışma takviminde her gün ortalama ölen dört işçinin adı yazılırken, çocuk işçileştirme düzenlemesini yeni iş Sağlığı Yasa Tasansı’nın himayesine vermek de nasıl bir iş sağlığı anlayışıydı…
Tabii ki söylediğinin tam tersini eyleyen dil işletilerek, güya cesetlerine ulaşamadığımız işçi kıyımlarına karşı denetim ve önlemler ağırlaştırılıyor denilerek, 16 yaşından küçükleri KOBİ’lerin, organize sanayilerin ve ucuz işçi tüketen tehlikeli sektörlere doğru sevkıyatı başlatılıyordu…
Taş ocaklanndan gemi inşasına, demir çelik üretimden kanalizasyon işlerine, her türlü gaz üretiminden bütün inşaat işlerine dek ağır ve tehlikeli işler olarak belirtilmiş sektörlerde şimdiye kadar çocuk işçiliğini yasaklayan 85. madde "görülen lüzum" üzerine kaldırılıyordu.
Aynca İş Kanununun 105. maddesindeki ağır ve tehlikeli işlerde 16 yaşından küçük çocuk ve gençleri çalıştıran işverenlere uygulanan 1358 TL’lik para cezası da tarihe karışıyordu.
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tüm tedbirlerin alınıp alınmadığı yükümlülüğünü tamamen işverene devreden, sendika ve meslek örgütlerini denetimde devre dışı bırakan bu yasa tasansı, iş güvenliğini "piyasalaştırarak" maliyetini "düşürücü" vasfı kadar işçi ücretlerini yarıya kıracak çocuk emek arzıyla da göz dolduruyordu.
Uzmanlar ise İş Güvenliği Yasası’yla Cumhurbaşkanı’nın onayladığı 4 4 4 EĞİTİM Yasası arasındaki kritik organik bağlantıya dikkat çekip, meslek liseleri üzerinden "işçileştirile cek" çocuklar için bu yasal düzenlemenin yapıldığını söylüyorlardı.
Sanayi bölgelerine kurulacak özel meslek liselerine öğrenci başına bin lira teşvik verecek devlet, elbette istihdam bürosu gibi işletilecek bu okullarda değil işletmelerde "staj" diye tepe tepe çaljştinlacak bu öğrenci- işçilerle ilgili başı ağrısın istemiyordu…
4 4 4 EĞİTİM Yasasının üçüncü 4 yılındaki açık eğitim seçeneği de piyasalann "ağır ve tehlikeli" sektörlerine adeta bedavaya teslim genç işçi paketlerinin müjdesini iletiyordu… 15-19 yaş arası 6 milyonluk nüfusun en az 3/2’sinin mesleki eğitimi adı altında ekonomik büyümeyi sırtlamalan bir yana birkaç nesil gencimizi de derme çatma denetimsiz işletmelerde sendikasız, güvencesiz işlerde heder edeceğimizi de bugünden görmek lazımdı…