BAKANLIK ELİYLE YETKİ GASPI
AKP döneminde, yandaş olmayan sendikalann başına gelen, pişmiş tavuğun başına gelmedi.
AKP döneminde, yandaş olmayan sendikalann başına gelen, pişmiş tavuğun başına gelmedi. Orman-İş Sendikası operasyonunu herkes hatırlar.
Orman-İş Genel Başkanı’nın aktardığına göre, önce rüşvet teklif edilmiş, ‘Müsteşar odasında Hak-İş’in Genel Başkanlığı önerilmişti’. Kabul etmeyince, üyeleri yandaş sendikaya zorla geçirilmişti.
Belediye İş Sendikası üyelerinin, AKP’li Belediye Başkanlan ve bürokratlan marifetiyle yandaş sendikaya zorla geçirildiğine de tanık olduk, oluyoruz.
TGS Genel Başkanı açlık grevi yapmak zorunda kaldı. Sendikası, tutuklu gazetecilerin terörist olmadığını ilan ettiği için operasyona uğradı. Yetkili oldukları Anadolu Ajansı’nda, yöneticiler eliyle kurulan sendikaya, üyeleri geçirilmeye başlandı.
Petrol-İş, T. Maden-İş, Genel-İş, Tez Koopİş, Koop-İş üyeleri de benzer şeyler yaşadılar.
Bu yöntemler devam ediyor.
İkinci yöntem, yasa ve yönetmeliklerle sendikaları kontrol altına almak, ya da yandaş olmaya zorlamak. Bu konudaki son çaba. Mecliste görüşmeleri devam eden Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı. Yetkili sendika olabilmek için aşılması gereken ülke barajı yüzde 1 olarak önerilmesine rağmen, Bakanlar kurulunun keyfine bırakılarak, istedikleri işkolunda yetkiyi yüzde 0.5’e indirmeye, ya da yüzde 3’e çıkarmaya yetkili olacaklar.
Tek Gıda-İş üyelerinin başına gelen ise, tam bir pişmiş tavuk örneği.
Tekellerde yaşananı herkes hatırlıyordur. Önce İçki Fabrikaları yabancılara satıldı. Oradaki işçiler Sigara Fabrikalarına sürüldüler. Sonra Sigara Fabrikalarını verdiler yabancılara. Alanlar kapatacaktı. Hükümet bu kez, sigara Fabrikalarında çalışanları, Yaprak Tütün İşletmelerine sürdü. Bu da yetmedi. Yaprak Tütün İşletmeleri Hükümet eliyle kapatıldı. İşçilere gidecek yer kalmadı. AKP, toplu sözleşme, sendika ve iş güvenliği olanağını ellerinden alarak, Tekel işçilerinin hepsini 657 sayılı yasanın geçici 4-C maddesi mensubu olarak köleleştirdi.
Bu sırada Çaykur’da başka bir operasyon yapılıyordu.
Çaykur işçileri, Bakanlıktan başlayıp, Müdürlere uzanan baskılarla karşılaştılar. Ya işlerinden olacaklar, ya da yandaş sendikaya geçeceklerdi. Tek Gıda-İş üyeleri direndiler. Yıllar sürdü bu mücadele. Yetmeyince, Çalışma Bakanlığının rakamları devreye girdi. Çoğunluğu olmadığı halde, yetki yandaş sendikaya verildi. Tekgıda-İş, mahkemeye başvurdu, tespit istedi. Mahkemenin tespiti 4 yıl sürdü. Sonunda mahkeme Tek Gıda-İş’i haklı buldu, işçilerin çoğunun Tek Gıda-İş üyesi olduğuna karar verdi.
Ama bitmedi.
Bu kez Coca Cola’da yaşandı Bakanlık marifetiyle yetki düşürme olayı. Maksat, işletme yetkisi için çoğunluğa sahip olan Tek Gıda-İş’e yetki vermemek. Yöntem akla hayale gelmeyecek türden.
Coca Cola işyerlerinden Ankara fabrikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, son anda diğer fabrikalardan aynlarak başka bir işkolunda gösterildi. Bakanlık böylece yeıKiyı, toplam 1041 kişinin çalıştığı Coca Cola’da, işçilerin yüzde 50’sinden fazlasının üye oldukları Tek Gıda-İş’e değil, 160 üyesi olan Öz Gıda-İş’e yetki verdi.
Mustafa Türkel isyan ediyor: "Sanıyorduk ki;
– ÇAYKUR rezaletinden sonra,
– Anayasa, hukuk ve devlet nizamının ayaklar altına alındığı mahkeme kararıyla sabit olduktan sonra,
– Bakanlık ofislerinin bürokrat-siyasetçi çiftliği haline geldiği ortaya çıktıktan sonra, artık yüzler kızanr, biraz utanılır ve en azından bir kamu otoritesinin görevi ve ahlaki
Hukukun çiğnenmesi, sadece Ergenekon ve Balyoz davalarında olmuyormuş.
Türk-İş ve bağlı sendikaların bir kısmı ise, fantastik bir uzay filmi izler gibi izliyorlar.